Diyorlar ki: “Niye sadece Devrek Çolakpehlivan Köprüsü
ihalesini yazıyorsun?”



Cevabım şu: “Ben Devrekliyim. Köyüme, anne ve babamın
mezarına o yoldan gidiyorum. O köprüden geçiyorum. Bu köprü olmadığı için 10
kilometre yerine, 30 kilometre gidiyorum. Üstelik bu yol, grup yolu. Binlerce
insanın kullandığı bir yol. ‘Birileri daha çok kazansın’ diye benim insanım
niye daha çok harcasın?”



Sanırım bu cevap
yeterli olmuştur. Ama İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Recep Demirtaş’ın bu
ihaleyi alan firmanın sahibi gibi davranması, basına haber yaptırması doğru
değil.



İhaleyi yapan
Çaycumalı…



İhaleyi alan
Çaycumalı…



İşi yapan
Çaycumalı…



Beyler, ayıp
olmuyor mu?



Eskiden de
yapılırdı bu işler.



Ama bildiğim
kadarıyla ihaleyi alan firmalar bir yerlere bağış yapardı.



Mesela
Zonguldakspor’a…



Bu son ihaleleri
davetiye ile alan firmalar, nerelere bağış yapmışlar merak ettim?



İl Özel İdaresi
Genel Sekreteri Recep Demirtaş, sağda-solda, burstan-kurstan filan söz ediyor.
Ben bu burs işini anlamadım.



Terbiye
sınırlarını zorlayan bir yapıya sahip olduğu için Recep Demirtaş’ı aramak da
istemiyorum.



Vali Bey
sorarsa, düzgün bir üslupla yanıt vereceğini sanıyorum. “Eğer böyle bir şey yok” diyorsa, davetiye usulü ihale alan
firmalardan Zonguldak Kömürspor’a çok ciddi bağış alınabilir.



Zira en az yüzde
40 kırımla alınacak işler yüzde 7,56 ile alınmış.



İhaleyi yapan
Çaycumalı…



İhaleyi alan
Çaycumalı…



İşi yapan
Çaycumalı…



Hala anlamadınız
mı?





Kıssadan Hisse: İş başvurusu…





İş başvurusu
esnasında firma yöneticisi, işe başvuranlara bir soru sormuş, soruya en uygun
cevabı veren kişiyi işe alacakmış. Bu sorunun doğru veya yanlış cevabı yok,
sadece soruya nasıl cevap verildiği önemli. Durum şu:



Karanlık, yağmurlu, fırtınalı bir gece ve siz sabaha
karşı yalnız ve ıssız bir yolda araba kullanıyorsunuz. Arabanız, spor araba ve
iki kişilik. Biraz ilerdeki otobüs durağında 3 kişi bekliyor.



Birinci kişi, bir doktor, sizi daha önce geçirdiğiniz
kalp krizinden kurtarmış.



İkinci kişi, çok yaşlı ve hasta, fırtınalı havada
neredeyse soğuktan ölmek üzere olan birisi...



Üçüncü kişi, hayatınızın aşkı, her zaman için
tanışmaya can attığınız birisi.



Hava gittikçe kötüleşiyor ve arabanızda sadece bir
kişiye yer var. Soru şu: Böyle bir durumda ne yapardınız?



İşe
başvuranların cevapları söyle olmuş:



“Hasta yaşlı adamı alır, en yakın hastaneye
götürürdüm.”



“Doktora hayatımı borçluyum, onu alırdım.”



“Hayatımın devamında mutlu olmak için, her zaman tanışmak
istediğim hayatımın aşkını alırdım.”



Bu görüşmede
cevapların yüzde 90’ı manen düşünüp, “Yaşlı
hasta adamı alırdım”
olmuş, ama sadece bir kişinin cevabını daha çok
beğenmişler ve işe almışlar. O kişi de şöyle cevaplamış:



“Arabadan iner, arabamın anahtarını doktora veririm,
doktor yaşlı kişiye yardım edip onu hastaneye götürebilir, bende hayatımın aşkıyla
otobüs durağında baş başa onu tanıma fırsatı elde edebilirim.”



Bazen olaylar karşısında, düşüncelerimiz dar görüşlü
olup genelde tek yönlü düşünürüz. Daha iyi bir çözüm her zaman vardır. Onu
bulmak size kalıyor.







Günün Sözü:





Eğer ile meğer
evlendiler, keşke adında bir çocukları oldu.




Acem Atasözü