Değerli okurlarım…

Uzmanlık alanı yer bilimleri olan değerli bir meslektaşım var.

Kendisi ile, bir kez daha hepimizi yakan, yıkan, yüzbinlerce insanımızı enkazlar altında bırakan son deprem felaketinin neden olduğu acıları, üzüntüleri paylaşmaya çalıştık, konuştuk.

Tüm halkımız, ekranlarda konuşan, konunun güvenilir uzmanlarını ve uzman sanılanları, afetin başından bu yana kesintisiz dinlemektedir.

Kendilerine de bu konudaki düşüncelerini ve değerlendirmelerini sordum.

“Böyle günlerde, vicdan sahibi herkesin, acıları paylaşmaktan, geçmiş olsun ve baş sağlığı dileklerini iletmekten, ellerinden gelen yardımları yapmaktan başka yapabileceği bir şey olamıyor. Arama kurtarmalar ve afetzedeleri aç-açık bırakmamak, yaralarını sarmak, canları kurtarmak için, ülke içinden ve dünyanın her yerinden koşup gelenlere; güç, kuvvet, sevgi ve dayanışma dileklerimizi iletmek de yapabileceğimiz insani görevlerdendir. Bu günlerde organizasyonlarda ve felaketzedelere ulaşmada yaşanan hataların, yanlışların düzeltilmesine, iyileştirilmesine yönelik, ikazlar, ihbarlar ve uyarılar dışında tartışılması, suçlama ve çıkar konusu yapılması doğru olmaz. Yıkıntıların kaldırılmasının hemen ardından, felaketin ilk günlerindeki ve önceki zamanlardaki hatalar, doğrular, yanlışlıklar, yetersizlikler mutlaka araştırılacak, değerlendirilecektir. İnşallah devlet ve millet olarak, yaşadığımız bu en büyük felaketten, bu kez olsun, bundan sonrası için, derslerin de en büyüğü ve en etkin önlemler alınacaktır. Bu gün devletimiz ve milletimiz maddi olarak daha güçlüdür. Felaketin neden olduğu maddi kayıplar telafi edilecek, yaralar sarılacaktır. Yeter ki, felaketin ilk günlerindeki ulusal ve uluslar arası seferberlikler, yardımlaşmalarımız, sonraki zamanlarda da devam etsin. Ben de, gücümün yettiği nakdi yardımda bulunma görevimi yapmaya çalıştım. Bilirsin, dualar, çaresiz kalınan, üstesinden gelinemeyen zor zamanlarda dayanma gücü veren; dilek, duygu ve düşüncelerimizi en etkin ifade etme yollarındandır. Bu günler ve sonrası için yararlı olacağına inandığım dilek ve düşüncelerimi, ben de dualarla dile getirerek rahatlamaya çalışıyorum. Sana da tavsiye ederim” gibi izahlarda bulundu.

Hemen ardından da, inançlı da bir bilim adamı olduğunu da bildiğim hocamız, ellerini açarak, dualarını tekrarladı.

Ben de canla başla “amin” diyerek kendisine refakat ettim.

Burada, hocamızın dualarını sizinle de paylaşmak istiyorum:

“Allahım…
* Afetzedelere dayanma gücü ver. Ülke içinden ve dünyanın her yerinden koşup gelen, enkazlar altından canlar çıkarmak, yaralarını sarmak; aç-açık bırakmamak için çırpınan insanlara güç kuvvet ver. Yaşanan organizasyon ve hazırlık yetersizliklerinin son bulmasını, bir daha yaşanmamasını nasip et.

* Ülkemizin her yerinde, Toros ve Uludağ gibi sıra dağların orman da olmayan sağlam yamaçları dururken, dağların eteklerindeki çürük tarım arazilerinin, dere yataklarının yerleşimlere açılması kararlarının verilmesinde; çok katlı beton yığınları ile doldurulmasının alt yapısını oluşturan imar planlarının yapılmasında; binaların projelendirilmesinde, yapımlarında ve denetiminde dahli olanların yasalar önünde hesap verdiklerini göster. Kendilerine, her iki dünyanda, yüce adaletinle muamele eyle.

* Bu milleti, bu devleti, bu ülkenin yöneticilerini, yaşadıkları felaketlerden, çaresizliklerden dersler alanlardan; verdiğin aklı kullananlardan; gerçek bilim adamlarının söylediklerine kulak verenlerden eyle.

* Hepimizi, bilimsel açıklaması olmayan doğruları, yanlışları, günahları, sevapları, bilimin ışığında sorgulayanlardan eyle.

* Diri fay hatları boyunca, önemli yolların oturulmasında, çok yüksek binaların yapılmasında, denetiminde sorumlu olanlardan kusuru, kabahati olanların adalet önünde, cezalarını çektiklerini görmeyi de nasip et.

* Devletimize, milletimize; otobanlar, kilometrelerce uzunluktaki tüneller, köprüler, hava alanları, limanlar gibi acil olmayan mega projeleri biraz az yaparak; önem ve önceliğin, depremlerin beklendiği bölgelerde, depremlere hazırlık için harcanmasını nasip eyle.

* İmarlı arazi ve imar parseli kıtlığının, genelde, binaların çok katlı yapılmasında ve konut fiyatlarının yüksek olmasında en önemli faktör olduğu bilinmektedir. Bu sorunun aşılması için, özellikle deprem bölgelerinde oluşturulacak yeni yerleşim alanlarında; gerektiğinde, orman, diğer kamu ve özel mülkiyetli arazileri, kamu yararı gözetilerek, yerleşime açılmasına imkan sağlayacak düzenlemeleri ve uygulamaları yapacak yöneticiler nasip et.

* Aktif fay hatları üzerinde ve ülke genelinde, çok katlı konut yapımlarından kaçınılmasını; iki-üç katlı konutların, 2 yüzyıla yakın zamandır ayakta kalan Safranbolu evlerinde ve batı ülkelerinde olduğu gibi; dış kaplamalı ahşap taşıyıcı evler olarak yapılmasına yönelmeyi nasip et.

* On binlerce insanın hayatını kaybettiği, yaralandığı, yüzbinlerce evin, işyerinin yerle bir olduğu bir ülkenin hali vakti yerinde vatandaşlarının turistik gezmeler için; inançlı kardeşlerimizin haç, umre ibadetleri için yurt dışına gitmelerinin doğru olup olmadığını değerlendirenlerden, yaraların sarılması için harcayanlardan eyle.

* Yaşanan afetin, yaşanamaz yaptığı kentlerin, köylerin olduğu yerlerde ve çevrelerinde, mümkün olan en kısa zamanda, parlayan, parıldayan yaşanabilir kentler, köyler görmeyi nasip et.

* Kızılayımızın eski günlerine dönmesini, kurumlarımızın, hep liyakatli yöneticilerle yönetilmesini nasip et.

………”

Bir ruhsatlı binanın ortaya çıkmasında birçok aşamanın ve görevleri, sorumlulukları olan kurumların, birimlerin, bireylerin olduğunu biliyoruz (x).

Konunun uzmanları, yıkılan bir yapıda, binada sorumlu, suçlu arayacaksa; bu aşamaların her birindeki görevli ve sorumluların hukuk içinde araştırılması gerekir.

Suçun sadece yapanlara yüklenmesi doğru değildir.

Bunlara, imar aflarını çıkaranların, kaçak yapılaşmalara göz yumanların da eklenmesi gerekir.

Bu büyük felakette kaybolan canlara rahmet, kurtulanlara, yakınlarına ve tüm milletimize geçmiş olsun ve baş sağlığı dileklerimi arz ederim.

Hocamın ve amin diyen okurlarımın duasının kabul olmasını dilerim.

* * * *

(x): Bir binanın doğuşundan iskan izninin alınmasına kadar olan aşamaları ve dahli olanlar:

1. Yapılacağı bölgenin imara açılma kararının verilmesi (Siyasi ve mülki makamlar ve buralarda görevli ilgili teknik kadrolar)

2. Zemin etütlerinin, imar planlarının yapılması, denetlenmesi (Zemin etüdü raporlarını verme, imar planlarını ve değişikliklerini yapma yetkisi olan makamlar, birimler, buralarda görev yapan yer bilimleri ve inşaat mühendisleri, şehir plancıları, mimarlar)

3. İmar planlarının uygulanması, alt yapı işlerinin yapılması (Yetkili yerel ve genel yönetim makamları, buralarda görev yapan teknik kadro)

4. Yapının projelendirilmesi, inşaat izninin alınması (Yetkili kuruluşlar, mühendisler, mimarlar, yerel ve genel idari makamlar)

5. Yapı projesinin zemine uygulanması, inşaat faaliyetleri ve faaliyetlerin denetimi (İnşaatı yapmaktan, denetlemekten sorumlu olan kurumlar, kişiler ve onların ilgili, yetkili sorumlu teknik kadroları)

6. İskan izninin alınması ve iskanı (İlgili genel ve yerel yönetim makamları ve sorumlu teknik kadroları)