Zonguldak’ın kalkınması ve gelişmesi için neler yapılmalı?

Zonguldak'ın kalkınması ve gelişmesi için çeşitli stratejiler ve projeler hayata geçirilebilir.

İşte bazı öneriler:

1. Maden Sektörünün Modernizasyonu ve Güvenliği:

- Kömür madenciliği, Zonguldak'ın ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır. Madencilik teknolojilerinin modernize edilmesi ve işçi güvenliğinin artırılması, sektörde verimliliği ve iş güvenliğini sağlayabilir.

- Alternatif enerji kaynakları ve temiz enerji teknolojilerine yatırım yaparak maden sektöründeki iş gücü bu alanlara yönlendirilebilir.

2. Sanayi ve İmalatın Desteklenmesi:

- Zonguldak'ta mevcut sanayi tesislerinin modernizasyonu ve yeni sanayi alanlarının kurulması, istihdamı artırabilir.

- Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin (KOBİ) desteklenmesi, yerel ekonomiyi güçlendirebilir.

3. Turizmin Geliştirilmesi:

- Zonguldak, doğal güzellikleri ve tarihi mirasıyla turizm potansiyeline sahiptir. Bu potansiyelin değerlendirilmesi için altyapı yatırımları yapılmalı ve tanıtım çalışmaları artırılmalıdır.

- Eko-turizm, deniz turizmi ve kültürel turizmin teşvik edilmesi, yerel ekonomiye katkı sağlayabilir.

4. Eğitim ve Araştırma Altyapısının Güçlendirilmesi:

- Zonguldak'taki üniversiteler ve araştırma merkezlerinin desteklenmesi, nitelikli iş gücünün yetişmesine katkıda bulunabilir.

- Mesleki eğitim ve sertifika programları ile gençlerin iş gücüne entegrasyonu sağlanabilir.

5. Ulaşım ve Altyapının İyileştirilmesi:

- Zonguldak’ın karayolu, demiryolu ve deniz ulaşım altyapısının geliştirilmesi, ticaretin ve turizmin canlanmasına yardımcı olabilir.

- Kent içi ulaşım sistemlerinin modernize edilmesi, yaşam kalitesini artırabilir.

6. Tarım ve Balıkçılığın Desteklenmesi:

- Tarım ve balıkçılık sektörlerine yönelik destekler, bu sektörlerin sürdürülebilirliğini ve verimliliğini artırabilir.

- Organik tarım ve yerel ürünlerin markalaşması teşvik edilmelidir.

7. Kentsel Dönüşüm ve Çevre Düzenlemeleri:

- Kentsel dönüşüm projeleri ile şehirdeki eski yapıların yenilenmesi ve yaşam alanlarının modernize edilmesi sağlanabilir.

- Çevre düzenlemeleri ve yeşil alanların artırılması, şehirde yaşam kalitesini yükseltebilir.

8. Girişimcilik ve Yenilikçilik:

- Yerel girişimcilik ekosisteminin desteklenmesi, inovatif projelerin ve start-up'ların ortaya çıkmasını teşvik edebilir.

- Girişimcilik merkezleri ve kuluçka merkezleri kurulabilir.

Bu stratejiler, Zonguldak'ın ekonomik kalkınmasına ve toplumsal refahına önemli katkılar sağlayabilir. Bu tür projelerin hayata geçirilmesi, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektörün iş birliği ile mümkündür. 

Bize bu bilgileri, yapay zeka proğramı ChatGPT veriyor!

Ama gerçek zeka ne diyor?

Sen, seçimde gidip "veren"den parayı alıp, kendi cebine indirirsen, kentin takımı için "veren"den bir talepte bulunamazsın!

Çocuğunu işe almadığı için rica ettiğin büyük firmaya, “Kentin takımına destek ol” diyemezsin!

Senin tek derdin bir daha seçilmekse, sen kentin sorunlarını çözemezsin!

Sen, Zonguldak’ta başka, Ankara’da başka memleketliysen, bu kentin sorunlarını çözemezsin!

Sen, sosyal medya hesabına başka şehir yazıp, işine gelince "Zonguldaklı" ayağına yatarsan, bunu kimseye yediremezsin! 

Birbirimizi kandırmayalım!

Bu akıl ile bu sorunlar çözülmez!

Bu şehirde kimse "kentini" düşünmüyor!

Herkes "kendini" düşünüyor!

Siyasetçi, bir sonraki seçimi!

Bürokrat, bir sonraki atamayı!

Müteahhit, bir sonraki ihaleyi!

Olan, Zonguldaklıya oluyor!

Zonguldak, sırtındaki kenelerden kurtulmadan düzelmez!

İki sahipli köpek ya da sahibin iki köpeği...

İki sahibi olan köpeğin hikayesini bilir misiniz?

İkisi de geçmişler köpeğin karşısına...Biri "Bana gel" demiş, öteki "Bana gel" demiş, köpek şaşırmış.

- Kaçmış mı?

- Yok, şaşırmış köpek, gitmiş bir tanesini "hart" diye ısırmış...

- O zaman napmışlar?

- "Çat" diye köpeği vurmuşlar, iyi mi?

- Kimse sormamış mı köpeğe, "nereye gitmek istersin" diye?

- Sahibi köpeğin değil, köpek sahibinin ağzına bakacak yeğen... Köpeği köpek yapan sadakatıdır. Teslim olunmadan sadık olunmaz yeğen...

İki sahipli köpeklere ve iki köpeği olan sahiplere ithaf olunur.

Kıssadan Hisse: Nasip...

Adamın biri, hanımıyla akşam yemeğine oturmuş. Bakmış, her gün rutin yemekler...

Adam, "Avrat, yahu yarın ben bir tavuk alayım da, sen de pişir, adam gibi bir tavuk yiyelim, bıktım bu yemeklerden..." der.

Karısı, "Adam, ne biçim konuşuyorsun, insan 'nasipse yiyelim' der" diye cevap verir.

Adam, "Yahu avrat, nasibi mi var bunun? Ben parayı vereceğim, sen de pişireceksin, o kadar" der.

Kadın, sesini çıkarmamış... Ertesi gün kararlaştırdıkları gibi adam tavuk satın almış, karısı da pişirmiş. Akşam kadın sofraya tavuğu koymuş. Kadın mutfakta salatayı hazırlarken, adam yemek için paldır-küldür tavuğu parçalamış. İlk lokmayı tam eliyle ağzına götürdüğü anda kapı çalınmış.

Adam, "Kapıya, akşam akşam erkeğin bakması lazım, ağzında yemekle de kapıyı açmak olmaz" demiş, mecburen lokmayı geri bırakmış, kapıya gitmiş.

Bakmış, kapıda polisler... "Hakkında ihbar var, kanunsuz işler yapıyormuşsun, yürü karakola..." demişler.

Adam, çaresiz, aç bir şekilde karakola gitmiş. Bunu içeri bir almışlar, üç gün üç gece konuşturmak için bazı sorgulamalardan geçirmişler, iyice bir dövmüşler.

Sonunda ihbarın yalan olduğu anlaşılmış, adamı salıvermişler. Adam, bitkin bir şekilde evin yolunu tutmuş. Eve gelmiş, kapıyı çalmış. İçeriden karısı korku ile sormuş:

- Kim o?

Adam, cevap vermiş: 

- Nasipse kocan...

                                                                      (Alıntı)

Günün Fıkrası: Başkan ile eşek...

Başkan olan görgüsüz birisi, şoförüne, "Söyle bakalım, eşek ile şoför arasında ne fark vardır?" diye sorar.

Şoför, bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde, "Bilemedim sayın başkanım" demiş. Başkan cevap olarak, "Eşeğe 'çüş' deyince, şoföre ise 'dur" deyince durur" demiş.

Bunun üzerine şoför, çok sinirlenmiş ama karşısındaki başkan olduğu için bir şey söyleyememiş.

Belirli bir süre sonra bu defa şoför, başkana, "Bir soru sorabilir miyim başkanım?" der.

Başkan da, "Sor bakalım" der.

Şoför, "Eşek ile başkan arasında ne fark vardır?" diye sorar.

Başkan bir süre sonra, "Bulamadım şoför efendi, sen söyle bakalım" der.

Bunun üzerine şoför de, "Vallahi başkanım, ben de bulamadım..." der.