Çarıklı Kurmay


Mart 2004


Pusula Gazetesi



Merhaba. Her şeyiniz yeterli olsun.

Arayış Gazetesi'nde Bülent Kantarcı'nın Çaycuma yerel seçimleriyle ilgili kaleme aldığı, 'Çarıklı Erkan-ı Harp' yazısını okudum, beğendim.

Ben de sizlere bu konuda bir hikaye anlatayım.

ŞİFRELİ KONUŞMALAR

Soğuk bir kış günü, padişah baş veziri ile birlikte kılık değiştirdi. Halkının ne halde olduğunu, nasıl yaşadıklarını görmeye çıktı. Donmak üzere olan bir nehir kenarında ak sakallı bir ihtiyarın bir işle meşgul olduğunu görüp yanına vardılar. Padişah selam verdi:

- Selamü aleyküm ya pir ü peder!

- Ve aleyküm selam, cihana server.

- Ne iş yaparsın bu soğukta ?

- Deri tabaklarım efendim.

- 6' larda ne yaptın ?

- 6'ya 6 eklemeden 32'ye yetişemiyoruz.

- Geceleri kalkmadın mı ?

- Kalktım ama ellere yaradı.

- Sana biz kaz göndersem yolabilir misin ?

- Siz gönderin. İcabına bakarız.

Konuşma bu şekilde sona erdi. Padişah ile vezir, ihtiyara veda edip yeniden yola koyuldular. Vezir, padişahla ihtiyarın konuşmasından bir şey anlamamıştı. Padişahtan öğrenmek istedi. Padişah hiç oralı olmadı. "Madem anlamadın, git ihtiyardan öğren" dedi.

HER ŞEYİN BİR BEDELİ VAR

Vezir, geri döndü. İhtiyarı buldu.

- Biz kılık değiştirip, halktan biri gibi dolaşıyorduk. Sen benim yanımdaki adama "aleyküm selam, cihana server." demekle padişah olduğunu nasıl anladın ?

İhtiyar cevap vermek için bir altın kese istedi. Alınca da şöyle cevap verdi:

- Padişah, gerçekten bir padişah gibi giyinmemişti. Sırtındaki kürk çok eski idi. Ama eskiliğine rağmen öylesine soylu idi ki, onu yine bir padişah eskitmiş olabilirdi. Kürk, padişahı ele veriyordu, anlayana.

- Padişah, sana "6'larda ne yaptın ?" dedi. Sen de "6'ya 6 eklemeden 32'ye yetişemiyoruz" dedin. Bu ne demekti ?

İhtiyar bir kese altın karşılığı bunu da şöyle açıkladı.

- Padişah, "bana 6 ay yazın ne yaptın, şimdi bu soğukta uğraşıyorsun", demek istedi. Ben de yazın 6 ayına , kışın 6 ayını çalışarak eklemezsek, 32 dişe, yani boğazımıza yetiştiremiyoruz, demek istedim.

- Peki, padişah sana, "geceleri kalkmadın mı ?" diye sordu. Sen de "kalktım ama ellere yaradı" dedin. Bu ne demekti ?

İhtiyar, bir kese altın da bunun için alıp açıkladı:

- Padişah, bana bunu sormakla, "çocuğun olmadı mı?" demek istedi. Ben de "kalktım ama ellere yaradı" demekle, kız evladım oldu, evlendiler, başkalarına yar oldular, demek istedim.

Vezir, yine sordu.

- Sana, "bir kaz göndersem yolabilir misin ?" dedi...

Ama der demez, kazın kendisi olduğunu anladı. Vezir, bir kese altın da son soru için vermekten kurtuldu ve hızla oradan uzaklaştı...