Üreticinin ürünü tarlada...
Sezonu biten ambarda.
Alım-satım tamam.
İhtiyaç belli.
Piyasa ona göre son halini aldı.
Sonra ne oldu?
Dolar yükseldi.
İyi de...
Bizim ürün zaten ambarda...
Ambar giderleri arttı.
Biraz ilave edelim.
Akaryakıt arttı.
Biraz daha ilave edelim.
Personel gideri arttı.
Biraz daha ilave edelim.
İyi de...
Tüm bunlar daha artmadan fiyatlar ikiye katlandı.
Hatta üçe katlandı.
Şimdi az önce saydığımız maliyetler de geldi.
Hadi biraz daha katlayalım.
[*][*][*]
Kim yapıyor bunu?
Zincir market.
Toptancı.
Halci...
Kısacası.
Stokçular parasına para katıyor.
Bizim zenginlerimiz.
Fakirin ekmeğine göz dikiyor.
Kendi gücü yoksa.
Dışarıdan ortak buluyor.
Velhasılı.
Her ağacın kurdu kendinden...
[*][*][*]
Kim dur diyecek?
Bekliyoruz?
Daha öyle bir durum yok...
Günü kurtarmak...
Bir haber...
Akaryakıta zam gelecek.
Önceden kuruş geliyordu.
Artık zam lira...
Herkes akın ediyor.
Ne alabilirsek kar.
Mantık bu...
Markete yağ geliyor.
Son kuruşuna kadar paramızı veriyoruz.
Kartların limitlerini zorluyoruz.
Alıyoruz.
Kısacası...
Hepimiz stokçuluk yapıyoruz.
Dar gelirli gelen zamdan etkilenmemek için.
Maaşın erimesine bir nebze engel olmak için.
Toptancı daha fazla kazanmak için.
Velhasılı...
Hepimiz kurtuluş arıyoruz.
Dar gelirli günü kurtarmanın peşinde.
Parası olan...
Dünü ve günü kurtardı...
Yarını ve daha sonrayı kurtarmanın peşindeler.
Peki adalet nerede?
Hak hukuk?
Vicdan?
Onları hak getire...

Biraz da aynaya bakalım...
Süt neyse...
Yoğurt neyse...
Kaymağı odur.
Zam gelecek...
Günü kurtaralım.
Biz gün derdine düştükçe.
Stokçu zam derdine düşüyor.
Koyun can derdinden.
Kasap et derdinde.
Misal bu.
Tüm bu ürünleri yok sattıran da biziz.
Biz normal kalabilsek.
Stokçular biraz daha yavaş gider.
Tabii yine de gözümüz devleti arıyor.