Son dönemde,
Belediyeler üzerinden,
Konser tartışmaları sürüyor.
Özellikle,
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş,
Bu konuda itham altında.
Aslına bakarsanız,
Konuşulan rakamlar,
Gerçekten korkunç.
Konser üzerine kurulan,
Bir siyaset düzeni kuruldu.
Gün içinde yine,
"20 milyon lira bedelle düzenlenen 3 konser" iddialarının ardından,
CHP'li Beykoz Belediyesi hakkında inceleme başlattı.
İçişleri Bakanlığı'na müfettiş görevlendirilmesi talebinde bulunuldu.
Tüm ülkede,
Bir konser gündemi var.
Hatırlarsanız,
30 ve 31 Ekim’de,
Ereğli’de,
Cumhuriyet Bayramı konserleri düzenlendi.
Aşkın Nur Yengi ve Norm Ender,
Ereğli’ye geldi.
Mesela bu konserlerin maliyeti,
Kamuoyuna açıklanmadı.
Halil Posbıyık’ı biliyoruz.
Elbet,
Sponsorluk ile bu işi çözmüştür.
Bu ara,
Erdemir’e sallamadığına göre,
Büyük ihtimal,
Erdemir ile çözmüş olabilir.
Bu gündemde,
Paraların belediye kasasından çıkıp çıkmaması mesele değil.
Sanatçıların ücreti ne kadar?
Sponsorlukla dahi olsa,
Ne kadar verildi?
Hulusi Kentmen’in “Posbıyık’ları’,
Bu konserlerde ne kadar terledi?
Onu bir şekilde öğreniriz.
Ama bu işte,
Kim karlı çıktı?
Tabi ki Tahsin Erdem!
Kuru kuru yaptığı Fener Alayı ile,
Cumhuriyet Bayramı’nı geçiştirdi.
İlk defa ‘para yok’ diye ağlaması,
Ve bu sebeple konser yapmaması,
Şimdi işine yaradı.
Tahsin Erdemin hanesine,
‘Para yok’ artısı yazılır.
Hak etti!
Ben aslında,
Bir ince,
31 Ekim’de,
Hani konsersiz geçirmeyelim,
Çok para da vermeyelim diye düşünüp,
Osman Zaimoğlu’nu sahneye çıkarır diye düşünmüştüm.
Malum!
Biliyorsunuz.
CHP Merkez İlçe Başkanı Zaimoğlu,
Mikrofonu eline alınca,
Popstar’a dönüşüyor.
Ucuz prodüksiyonlu bir Cumhuriyet Bayramı konseri!
Neyse bu kadar gır gır yeter.
Tahsin Erdem,
Parasızlığında faydasını görmüş oldu.
Yoksa ona soracaktık.
‘Konserlere ne kadar verdin’ diye.
Şimdilik,
Akın Kavi’li sorularla devam edelim.
* * * * * * * * *
Adam kafasına göre,
Evinin önünü,
Hafriyat döküm alanı olarak kullanıyor.
Ne kadar ilginç değil mi?
Ve kentin ortasında,
Kimse buna ses çıkarmıyor.
Belediyesinden,
İl müdürlüğüne kadar!
Bu işler,
Kafamıza göre oluyor mu?
Kamyon başına,
Güzel paralar alınıyor.
İyi o halde!
Bizim ofis arazisine,
Veya,
Acılık’a,
Bizde hafriyat döktürelim.
Öyle ya!
Orman kanunları işliyor madem.
Bizde,
Kendi kanunumuzu yazalım.
Ama bu şahısa neden kıyak geçildiğini biliyorum.
Biz peygamber olduğuna inanmıyoruz.
Son peygamberin Hz. Muhammed olduğunu bilmesek,
Bizi de yutturacak aslında.
Ama çok şükür biz biliyoruz.
Demek ki
Bu şahsın peygamber olduğuna inanalar var.
Öyle pür-ü pak olarak anlatıyor çünkü kendini.
Havarisi de baya var!
Bir belediye başkanı.
Bir milletvekili.
Birkaç bürokrat.
Neyse!
Hz.İsa’yı resmeden ‘Son akşam yemeği’ tablosunu herkes bilir.
Yesinler bakalım!
Ertesi gün,
Yahuda’nın Öpücüğünü,
Bakalım kim tadacak?