Budama, çift sürme, taban gübresi...
Bahar gübresi, besleme gübresi...
Dip sürgünü alma.
İki defa tırpan.
Toplama...
Kurutma.
Patosa verme.
Tane kurutma.
Çuvallama...
Sonra pazara hazır.
Fındık üretimindeki işçilik ortalama bu şekilde yürüyor.
Gübre, benzin, mazot...
Dış giderler.
Geri kalanı tamamen işçilik.
Bir ton fındık için ortalama tüm bakım 75 yevmiye gider.
100 litre akaryakıt gider.
300 kilo gübreye ihtiyaç duyulur.
Tabii bu toprağın tahliline göre ciddi değişim gösterir.
Toprak tahlili yapmayanlar.
Komşuya bakıp gübre atanlar.
Böyle yapar.
Özetle...
Bir ton fındığın üreticiye maliyeti 25 bin lira...
[*][*][*]
Taban fiyatı açıklandı.
54 lira...
TMO alır gibi yapıyor.
Üreticiye yokuş yapıyor.
Üretici direk tüccarın elinde.
Tüccar ne fiyat verirse.
O...
Taban fiyat hiçbir zaman üreticiye ulaşmıyor.
[*][*][*]
Mesele ne kadar kazandığınız değil.
Kazandığınız ile...
Elinizdeki para ile ne alabileceğiniz.
Eğer ihtiyacınızı karşılayacak paranız yoksa.
Ne kadar paranızın olduğunun hiçbir önemi yok.
Fındıktaki taban fiyat beklentinin üzerinde.
Ancak alım gücü geçen yılların çok geresinde.
Örnek...
Geçen yıl iki kilo fındık ile 5 litre yağ alınabiliyordu.
8 kilo fındık ile bir çuval un alınabiliyordu.
8 kilo fındık ile bir kilo şeker alınabiliyordu.
Bu yıl bu rakamlara alamazsınız.
[*][*][*]
Yapılan zamlar moral veriyor.
Ancak fiyatlar oturmadan.
Piyasadaki dalgalanma durmadan yapılan her zam hemen eriyor.
İşin kötüsü...
Çay üreticisine zam yapıldı.
Piyasadaki tüm fiyatlar yükseldi.
Memura zam yapıldı.
Yine fiyatlar fırladı.
Asgari ücrete takviye yapıldı.
Yine aynı manzara.
Fındığa zam yapıldı.
Kısacası...
Neye zam yapılsa.
Piyasadaki her ürünün fiyatı yükseliyor.
Vatandaş bir zam alıyor.
Ürünler beş zamlanıyor.
Sonuç olarak artışı durdurmak lazım.
Yoksa fındık zammından sonra marketlerde şeker yok.
İşin diğer boyutu...
Eline üç-beş kuruş para geçen stok yapıyor.
Biraz da kendimize bakmamız lazım.