Zonguldak’ta,
Gazetecilere,
Babasının yapmayacağı bir şeyi,
Yapan tek kişi var.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık.
Akbıyık,
Basın TOKİ’sini hayata geçirerek,
Gazetecileri,
Milyonluk ev sahibi yaptı.
Hiçbir gazetecinin babasını,
Evladına böyle bir güzellik,
Yapmamıştır.
Şimdi diyecekler,
‘Batuhan sen Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkan Yardımcısısın. Nasıl böyle konuşursun?’.
Kardeşim doğru bir şeyin,
Derneği mi olur?
Cemiyeti mi olur?
Doğru tektir.
Dernek ile Cemiyetin yakınlaşmasını,
Zaten,
Fadime Elma Yılmaz ile ben sağlamıştım.
Bizim girişimlerimiz ile,
İki dernek barıştı.
Yoksa,
Eski usul gidecekti.
Neyse efendim!
Hani derler ya, “Hepimiz aynı sofradaydık. Doyan düşman oldu” diye.
Derya Akbıyık’a,
TOKİ’den ev alan bazı isimler,
Hemen düşman oluverdiler.
Biraz günah da çıkarayım.
Benim toyluğumdan faydalanıp,
Derya Başkan ile aramızı bile açtılar.
Sonradan gördük her şeyi.
Neyse!
Son dönemde,
Derya Akbıyık’a,
SGK meseleleri üzerinden yüklenenler var.
Manşetlerden indirmiyorlar.
Ama benim yüzümden başkana bunu yapıyorlar.
Sabah akşam,
Derya Başkanı arayıp,
Benim üzerimden baskı kuruyorlar.
Ben başkandan bundan dolayı helallik istedim.
‘KGD olmadı,
Gazeteciler Cemiyeti kongresi olsun’ kafasında olanlar,
Şimdi benim yüzümden Derya Başkanı hedef alıyorlar.
Zonguldak Belediyesi’ne,
15 Milyona yakın borcu olan zat,
Derya Akbıyık ile ilgili rakamlar konuşuyor.
Hadi oradan!
Siz önce,
Kendinizi aklayacaksınız,
Sonra ona buna hesap sorarsınız!
Bu arkadaşlar,
Gazeteci değil!
Biri mevsimlik gazeteci,
Diğeri ise şoför!
Ama ne yapacaksınız?
Bu deryada bu kadar balık olunuyor işte!
Ama,
Bu ‘Derya’ herkesi boğar.
Benden söylemesi.
*    *    *    *    *    *    *    *    *
Dünde söylemiştik,
AK Parti Merkez İlçede,
Yeni sayfa açılıyor.
Hamdi Uçar’ın açtığı yol,
Yerli ve milli isimler ile devam ediyor.
Önceki başkan Hüseyin Yıldız,
Vadinin evladı.
Şimdi ise,
Sezer Köroğlu geldi.
O da vadinin evladı.
Hepimiz bu vadinin ‘Çağlayanlarıyız’.
Ve aynı denize dökülüyoruz.
Aynı denize dökülmemize vesile olanlara,
Tabiki teşekkür ediyoruz.
Mesele memleket değil.
Mesele şehrin insanlarına saygı göstermekte.
Çağlayan’dan inip,
Göle de dökülmek var.
Denize de dökülmek var.
‘Uçar’ olmak var mesela,
Kanadını takıp memleket için!
‘Tığ’ olmak var ilmek ilmek bu toprağın çocuklarını örmek için.
‘Emin’ olmak var bu toprağa sevdalı kalabilmek için.
‘Tat’ olmak var memleket havasında.
Bu insanların cevherini toplamak için ‘Çanak’ olmak var.
Çanağı yapan ‘Çanakçı’ olmak var.
Memleket düşmanlarını ‘Kundaklamak’ lazım.
Kundaklayanın ‘Kundakçıoğlulları’ da lazım.
Neyse!
Sezer Köroğlu’na bir türkü ile veda edelim.
*
Benden selam olsun Vadi Beyi'ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar gümbür gümbür seslenmelidir
*
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Ak alnıma kara yazı yazıldı
Delik demir çıktı mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
*
Köroğlu düşer mi yine şanından
Çoğunu ayırır er meydanından
Kır at köpüğünden düşman kanından
Çizme dolup şalvar ıslanmalıdır