Zonguldak'ta sıradan bir gün...
Sabah "8 kaçak ocak patlatıldı" diye haber yaptık.
Öğleden sonra bir işçinin kaçak ocakta öldüğünü haberleştirdik..
Kimbilir aynı kısır döngüyü yüzlerce kez yaşamışızdır.
Bu kısır döngüye alışanlar da olmuştur, görmezden gelenler de...
Ancak biz, buna alışamayız ve asla görmezden gelemeyiz.
"Kaçak ocak sorunu, Zonguldak'ın kanayan yarası" repliğinden çıkmamız lazım.
Devlet, kaçak ocakları patlatıyor, gözünü para hırsı bürümüş para babaları, ocakları yeniden açıyor!
Kaçak ocaklar, genelde bir evin arka bahçesinde, odunluk olarak yapılan bir kulübede ya da kimsenin uğramadığı, yolu olmayan bir orman içinde açılıyor.
Buralardan galeri kazılarak, kömür bulana kadar ilerleniyor.
Galeri kazısı ilerledikçe, göçüğe karşı ahşap tahkimatlar yapılıyor, aydınlatması ise evlerde kullandığımız lambalarla yapılıyor.
Maden Kanunu ve yönetmeliğine göre; ürettiğiniz kömürü satabilmeniz ya da nakliye edebilmeniz için kantar fişi ve sevk fişi olması gerekiyor.
Kaçak ocaklarda üretilen kömür, havzada bulunan özel ocakların üretimi gibi gösterilerek, resmiyet kazandırılıp satışa hazır hale getiriliyor.
Zonguldak'ta doğalgaz kullanımı artsa da hala kömür kullanılan evler ve işyerleri var.
Vatandaşlar, geçim sıkıntısı nedeniyle kömürün de ucuzunu yakıyor.
Dolayısıyla ucuz olan kaçak kömüre yönlendiriliyorlar.
Üniversite öğrencileri bile kolaylıkla bu kömüre ulaşabiliyor.
Kömür kaçak da olsa, yer altından çıkartılması oldukça zor ancak TTK ve rödevavanslı sahalarda harcanan maliyetler harcanmıyor.
Ucuz maliyetlerle çıkartılan kaçak kömür, bir can kaybı olduğunda pahalıya patlıyor.
Ancak akıllanmıyoruz bir türlü!
Jandarma patlatıyor, vatandaş gidiyor arkasından ocağı açıyor.
Para cezası kesiliyor, kesilen cezalar küçük miktarlar olduğu için para babalarını etkilemiyor.
Bir şekilde kaçak kömür çıkartmanın yolu bulunuyor,
Yani kaçak kömürcüler, Allah'tan korkmadığı gibi devletten de korkmuyorlar!
Yine bir canımızı kaçak ocakta kaybettik.
Ocak içinde sağlam tahkimat olmadığı için saatlerce arandı ve cansız bedeni çıkartıldı.
Bu çile ne zaman bitecek?
Buharlı treni niye saklıyorsunuz?
Geçen akşam evde otururken, bir telefon geldi.
Turizm işiyle ilgilenen bir arkadaşım, "TTK'nın tarihi buharlı treni nerede?" diye sordu.
"Bilmiyorum, nerede?" dedim.
"Ben de yeni öğrendim" dedi.
Tarihi buharlı treni resmen saklamışlar, gülmemek elde değil.
"Zonguldak Kömür Jeoparkı" içinde olması gereken 1918 üretimi buharlı lokomotifi jeopark dışında bırakmışlar!
Antika görünümünde olan ve kömür tarihini yansıtan 1918 üretimi Henschel marka lokomotif, sarmaşıkların arkasında saklanmış!
Buharlı tren ile ilgili tanıtım yazısı da yine sarmaşıklar arasında kaybolmuş!
Biz şehir olarak reklamını yapabileceğimiz şeyleri neden yapamayız ki?
Jeopark ekibine buradan sesleniyorum...
O buharlı treni proje içine katıp, lütfen tanıtımını yapın.
O treni, Valilik önüne ya da kente yeni gelenlerin görebileceği bir alana yerleştirirseniz, daha şık olmaz mı?