Olayı bilmeyenler için,
Bir kez daha hatırlatarak başlayalım.
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem Fethiye’de tatilde olduğu için,
Makamı vekaleten Adil Bahadır’a bıraktı.
Ben de ‘hayırlı olsun’ demeye gittim.
Yahu ne olaymış arkadaş!
Şehrin ortasına sanki füze düştü.
Gulguleci medya hemen beni haber yapmışlar.
Bunlara ne anlatsak anlamazlar!
İdrar yolları değil idrak yolları tıkalı olduğu için,
Kendimi yormayacağım.
Ama ben sizi anladım.
Sizin rahatsızlığınızın ne olduğunu da anladım!
Kentte bir huzur atmosferi oluşsun istemiyorsunuz.
Herkes herkesle kavga etsin.
Herkes herkese düşmanca baksın istiyorsunuz.
Barışan,
Tokalaşan birileri gördüğünüz anda,
Başlıyorsunuz cırlamaya, gulguleye.
Kentin huzursuz olmasını isteyenler,
Benim Adil Bahadır’a ziyaretimden rahatsız olanlardır.
Altı üstü bir ziyaret!
Ama siz sanıyorsunuz ki,
Ben bu ziyaret ile belediyeyi alacağım,
Ali Rıza Tığ’ı da belediye başkanı yapacağım.
Öyle bir akıl tutulması ki!
Yani biz kimi ziyaret edeceğimizi,
Kimle konuşacağımızı,
Kimle tokalaşacağımızı,
Gidip bunlara soracağız.
Aklınız,
Bir tarafınızdan çıkıyor Tahsin Erdem bizle barışacak diye.
Aslında derdiniz Adil Bahadır değil!
Derdiniz Tahsin Erdem!
Başkanın etrafındaki asalakların bizden korkmasının sebebi,
Barış ikliminin oluşma ihtimali!
Sonra dönüp bize kavgacı diyorlar!
Ama kavgayı çıkaranlar kendilerini bilmiyorlar!
Bize tokat atmaya çalışana gül atacak değiliz!
Kentte yaratmaya çalıştıkları korku imparatorluğunda,
Kaosun peşinde olanlar ortaya çıktı.
Bize sorsanız ne imparatorluğu?
Hepsi bir araya gelse,
Ancak ‘Muz Cumhuriyeti’ ederler.
Bunlarında haliyle müridi ancak maymunlar olur!
Yine diyorum!
Aslında bunlar Adil Bahadır’ı değil Tahsin Erdem’i tehdit ediyorlar!
‘Sakın ha bunlarla barışma’ diye!
Havlamalarının sebebi bundandır.
Bizim açımızdan manzarayı şu şekil özetleyeyim;
Köpeğe ‘neden havlıyorsun?’ demişler,
‘Kurdu korkutuyorum’ demiş.
“Kuyruğun niye titriyor?” demişler,
“Kurttan korkuyorum” demiş.
Ya havlamayın ya da korkmayın…
* * * * * * * *
Şimdi bir tanesi çıkmış,
Benim zihnimin ve edebiyatımın ürünü olan, “Citroen Ami” yazı dizisini kullanarak,
Kendince bana cevap veriyor.
Şehri aldı bir Citroen Ami tartışması.
İki de bir bana sataşma oluyor.
Arkadaşlar!
“1 Nisan sabahı AMi’ne koyacağız” diye bana başlık atanlara sesleniyorum!
Kaç ay geçti üzerinden gelen giden olmadı?
Ama mesela bir kurye,
Birinin “AMİ’sine” fena koydu!
Şamar oğlanına döndü.
Ama bu ırz düşmanı,
Arkadaşlarının da Citroen Ami’sine koymuştu bir ara.
Utanmadan yüz yüze bakıyorlar!
Mustafa Ağabey bu konuyu çok iyi bilir.
İnanılmaz yani!
Ağzında sürekli bir Citroen Ami!
Güya beni tahrik edecek!
Ben bineceğim Citroen Ami’yi bilirim.
Çok meraklıysan getir Citroen Ami’ni,
Biniyor muyum?
Binemiyor muyum?
Deneriz.
Bence boyunu aşan işlere çok girme!
Bu medya da seni aşar,
Bu edebiyat da seni aşar,
Bu Zonguldak da seni aşar…
Sen başkanını yalamaya devam et!