CHP, Devrek’in üstünü örtmeye çalışıyor!
Ancak İçişleri Bakanlığı müfettişleri araştırdıkça, her gün yeni rezillikler ortaya çıkıyor!
Şu ana kadar ortaya çıkan yolsuzluklar karşısında seçimi kaybeden Çetin Bozkurt, “Benim bunların hiçbirinden haberim yok” diyerek sıyrılmaya çalışıyor!
Çetin Bozkurt döneminde 18 milyon liralık parke taşı faturası tespit edilmiş!
18 milyon liralık parke taşı nereye döşendi?
Ne zaman döşendi?
Kim döşedi?
Romanlar için mescit yapılmış!
400 bin liradan bir milyon liraya çıkmış!
Mescidin fiyatı artınca, kazanılacak sevabın da artacağı düşünülmüş sanırım!
Karşılığı olmayan faturalar bulunmuş!
Yani fatura belediyeye gelmiş, ödeme yapılmış!
Ama ödenen para karşılığında yapılan iş ortada yok!
Müfettişler raporlarını tamamladığında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur!
Dananın kuyruğu ondan sonra kopar!
En az 20 kişi yargılanır!
2-3 kişi tutuklanır!
Yapanın yanına kar kalır!
Şimdi “Çetin Bozkurt’a ne olur?” diye soruyorsunuz!
Çetin Bozkurt’un evraklara imza atmaya zamanı yoktu!
İmzayı kimler atmışsa, onlar yanar!
Çetin Bozkurt, villasında oturmaya devam eder!
Bu işten en karlı o çıkar!
En azından şu anda bize gelen bilgilere göre durum böyle!
Saati sıkmakla zamanı durduramazsın!
Mümkün değil.
Ne kadar uğraşırsan uğraş...
Saati sıkmakla zamanı durduramazsın!
İnkarla gerçeği yadsıyamazsın!
Zaman hızla ilerliyor...
Sana haksız yere verilen görev süren doluyor!
Senden öncekinin nasıl bittiyse, senin de süren bitiyor!
Zamanı takip etmek için değil, "gösteriş olsun" diye taktığın saati o kadar sıkma!
Zamanı durduramazsın!
Süreyi uzatamazsın!
Kalbini durdurabilirsin...
Ama zamanı durduramazsın!
Ürmesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir!
“Ürmesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir” atasözünü hepiniz bilirsiniz.
Ölçülü, hesaplı konuşmasını bilmeyen kişi, durup dururken başına dert açar ve çevresindekiler için tehlikeli bir durum yaratır.
Ürmesini bilmeyen bir köpek, sürekli ürüyor!
Bu nedenle sahibinin ve kendisinin başına sürekli iş geliyor!
Ürdükleriyle kalıyorlar!
Sonuç, sadece gürültü kirliliği!
Ama ısrarla ürmeye devam ediyorlar!
Bunların sayısı, zaman zaman kırkı buluyor!
Sayı azalınca, kendimizi eksik hissediyoruz!
Bir harekette sayının artmasını sağlıyoruz!
'Ben bir tane vururum' diyen milletvekili nerede?
Zonguldak’ta “Ben bir tane vururum” diyen bir milletvekili var!
O kadar süredir mecliste!
Bir sürü kavga olayı oldu!
Bizimki hiç ortalıkta görünmedi!
Her olayda, AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan çıkıyor...
Vuruyor, indiriyor!
Tasvip ettiğimiz için yazmıyoruz bu satırları...
Ama hani Zonguldak’ta, “Ben şöyle boksörüm, böyle boksörüm, vurduğumu indiririm, ben bir tane vururum” diyen bir milletvekili var!
Hani gücünü Zonguldaklılar üzerinde test etmeyi düşünmese de, "DEM'liler üzerinde test etse" diye söylüyoruz!
Kıssadan Hisse: Fiyat...
Avrupa'nın ünlü sanat merkezlerinden birinde, çocuğun biri, vitrinde çok hoş bir tablo görür. Tablonun bedeli oldukça yüksektir. Çocuk, bu tabloyu bir sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm parayla mağazaya gider.
Şanslıdır, tablo hala satılmamıştır. İçeri girer, tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve, "Abimin doğum günü için bu tabloyu satın almak istiyorum, tüm param da bu kadar" der.
Ressam, bir süre düşündükten sonra resmi paketler ve çocuğa satar. Çocuk, paketini alır ve teşekkür ederek çıkar.
Mağazada adamın arkadaşları da vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar:
"Sen ne yaptın? O tablonun değeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar düşük bir rakama sattın?"
Ressam cevap verir:
"Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim. Ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim?"
Hisse: Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyor, fakat hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar.
Günün Fıkrası: Köpek...
Malum, avcılar atıcılıklarıyla meşhurdurlar! Yine bir mecliste üç avcı, karşılıklı olarak köpeklerini övüyorlarmış.
Birincisi demiş ki:
"Benim köpeğim çok akıllıdır, bakkala gönderirim, ne istersem alır ve getirir."
Hemen ikinci avcı atlamış:
"Ya benim ki... Sadece istediklerimi almakla kalmaz, paranın üstünü de doğru olarak getirir, satış fişini de alır...”
Bu sırada üçüncü avcı, kendinden emin bir tavırla şöyle der:
"Sizin köpeklerinizin alışveriş ettiği dükkanı benim köpeğim işletiyor."