Zonguldak'ta Kızılay meselesi "kangren" haline dönüştü!
Yaşananları aklıselim kafayla yorumladığınızda, asıl meselenin Kızılay olmadığı çok net görülüyor.
AK Parti ile hesaplaşmak isteyen herkes, Kızılay meselesine müdahil oluyor.
CHP, İYİ Parti ve DEVA Partisi, bir şekilde Kızılay meselesine müdahil oluyor.
CHP'ye yakınlığıyla bilinen gazeteciler, Kızılay meselesine müdahil oluyor.
Mesele, Kızılay değil...
Mesele, AK Parti...
AK Parti'yi rahatsız etmek isteyen kesimler, AK Parti'yi yönetenlerin de yaptığı hatalarla işi sokağa döküyor.
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz'ın çoğunluğu sağlayamayan Kızılay kongresine gelmesi, iktidar kanadını rahatsız etti.
Herkesin kafasında şu soru var:
"Vali, muhalefete mavi boncuk mu dağıtıyor?"
AK Parti kanadı, "Vali, salondaki bir yetkiliyi aramalıydı. Çoğunluk sağlanmadıysa, salona gelmemeliydi! Cuma günü kar var, okulları tatil etme... Cumartesi günü çoğunluğu sağlayamayan Kızılay kongresine gel! Bakalım, pazartesi günü ne olacak?" diyor.
Peki, tüm bu sorunlar; nereden, kimden kaynaklanıyor?
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, olaylar karşısında "seyirci" olacağına "başrol" oynasa, oyun başka bir şekilde oynanır.
AK Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen, birinci sıradan seçilmiş "ağabey" rolünü oynasa, oyun başka bir şekle evrilir.
Sağlıklı, güçlü, masaya vurabilen, kendisini karar mekanizmasının bir parçası gören, Hasan Tosun'dan değil, Zonguldak'tan sorumlu bir İl Başkanı olsa, böyle mi olur?
Vali karışmayınca, Milletvekili sormayınca, İl Başkanı olmayınca, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, geniş alanda uzun toplar atar!
Kaleci öne çıkarsa, gol olur!
İşte, Zonguldak'ın yaşadığı sorun budur!
Zonguldak'taki en büyük sorun, AK Parti Teşkilatının paramparça olmasıdır.
"Bu duruma neden olan bir numaralı isim, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan" diyeceksiniz!
Ama ben buna katılmıyorum...
Bir numaralı sorumlu, AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun'dur!
Sahi, AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, bostan korkuluğu mudur?
Eğer müdahale edilmezse, AK Parti Zonguldak Teşkilatı, kısa sürede Zonguldak Kızılay'a döner!
Diyeceksiniz ki...
"AK Parti Milletvekili Hamdi Uçar'ın hiç mi suçu yok?"
Olmaz olur mu?
Diyor ki:
"Kavga edelim de, Hüseyin Özbakır-Faruk Çaturoğlu-Özcan Ulupınar gibi mi olalım?"
Buradan anladığımız şu...
Bu dönemin Hüseyin Özbakır'ı, Polat Türkmen! Faruk Çaturoğlu'su, Ahmet Çolakoğlu!
Özcan Ulupınar'ı ise, Hamdi Uçar!
"Kendini değil, kentini düşünen siyasetçi" diyoruz ya...
Şu ara elbirliği ile kendimizi düşünüyoruz!
Kim diyorsa ki, "Kentimizi düşünüyoruz" yalan söylemiş olur.
Kızılay'daki şu girdaptan bile çıkamayan Zonguldak, hangi girdaptan çıkacak?
Kızılay sorununu çözemeyen Zonguldak, hangi sorununu çözecek?
Sonra biz gazeteciler "kötü" oluyoruz!
Siz "oyuncu" olacağınız yerde "seyirci" olursanız, sahaya gazeteciler çıkar!
Vali, Milletvekili "seyirci" olursa, Belediye Başkanı "oyuncu" olur!
Sorunu çözmek varken, karşı tarafı susturmak için polis-savcı-işadamı ararsanız, sorunu çözmez, büyütürsünüz!
Bir çift sözümüz de, MFA Maske Fabrikası ortağı Murat Uzun'a...
Sen, dünyanın dört bir yanına fabrika kurmayı hayal eden ve kuran bir adamsın...
Ne işin var, Kızılay kongresinde?
Ne işin var, Kızılay Başkanı belirlemede?
Sen, daha çok üretim yap, daha çok istihdam yarat, daha çok fabrika kur...
İnsanlara yardım etmek istiyorsan, kazancından yap...
Bu işler, sizin enerjinizi alıyor.
Gereksiz polemiklerin içine giriyorsunuz.
Zonguldak'ın Murat Uzun, Fatih Furtun gibi insanlara çok ihtiyacı var.
Zonguldak'ın aklı başında insanlara çok ihtiyacı var.
Zonguldak'ın koltukta biraz daha fazla kalmak için çaba gösteren bürokratlara, bir sonraki seçimde sıra kapmaya çalışan siyasetçilere hiç ihtiyacı yok!
Herkes aklını başına alsın!
Kızılay üzerinden hesap görmeye çalışanlar, size de bir çift sözüm var...
Başınıza Kızılay kadar taş düşsün!
Kızılay ile uğraştığınız kadar kendi işinizle uğraşsanız, sorununuz kalmazdı!
Kendi söküğünü dikemeyen insanlar, Kızılay'ı kurtaracak!
Hay Allah'ım ya...