19 Nisan 2019 günü internet sitemizde, bir sonraki gün de gazetemizde; Zonguldak'ın vekaletle yönetildiğine dair şöyle bir haber yaptık:
"Zonguldak son yıllarda bu kadar yönetim zaafiyeti yaşamamıştı. Vali Yardımcılığından Kaymakamlığa, İl Müdürlüğünden Amelebirliğine kadar il düzeyindeki toplam 20 birim vekaletle yönetiliyor.
İlçelerle bu sayının çok daha yüksek olduğu belirtiliyor. Kurumlara asaleten müdür atanamamasının nedeni olarak, siyasi mekanizmadaki zaafiyet gösteriliyor."
20 kişilik vekalet listesi de yayınladık.
Aradan beş ay geçti.
Değişen bir şey yok...
İktidar milletvekilleri, birkaç il müdürünü asaleten atayıp, iktidar olduklarını göstermeli.
Öyle değil mi?

Resmi Gazete'yi takip et!

İki gün önce Ankara'dan bir telefon geldi.
"Resmi Gazete'yi takip et!"
"Niye?" diye sormadım.
Bir gazeteci zaten Resmi Gazete'yi takip etmeli.
Ben takip etmesem, eden dostlarım anında haber veriyorlar.
Belli ki akşam/sabah bir kararname çıkacak.
Ama önce Valiler kararnamesi çıkacak denmişti.
Ben bu kadar önceden niye uyarıldım?
Neyse...
Biz takibe devam edelim.

Kıssadan Hisse: Dalkavuk!

Çorba yapmak için çeşme başında mercimek ayıklayan Diogenes'in yanına, İmparator'a yakınlığı ile bilinen başka bir filozof olan Aristippus gelir. Bilgili, fakat bilgisini dalkavukluktan yana kullanan Aristippus, Diogenes'e alaycı bir sesle; "Sen de aklını kullanıp İmparator'a yakın olmayı becerebilseydin, böyle çeşme başlarında mercimek ayıklamak zorunda kalmazdın" der.
Diogenes, başını yaptığı işten kaldırmadan; şu cevabı verir: "Sen de böyle mercimek çorbasına kanaat edebilseydin, İmparator'a dalkavukluk etmek zorunda kalmazdın!"

Fıkra: Cesaret

Karacıların komutanı, tatbikat sırasında bir asker çağırmış. Asker; "Emret komutanım" diyerek yanına gitmiş.
Komutanı yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka, askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş. Asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz; ezilmiş.
Komutan diğerlerine dönerek; "İşte cesaret" demiş.
Havacıların komutanı, bir asker çağırmış. Asker; "Emret komutanım" diyerek, komutanının yanına gitmiş. Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış. Daha sonra komutanı, askere, aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş; asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yere çakılmış ve can vermiş.
Komutan da diğerlerine dönerek; "İşte cesaret" demiş.
Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan, askerini çağırmış. Asker, çakı gibi hazırola geçmiş ve; "Emret komutanım" demiş.
Komutan; "Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma" demiş.
Asker, komutanına; "Hadi len" demiş.
Komutan diğer komutanlara dönmüş ve demiş ki: "İşte; asıl cesaret bu..."