Zonguldak Kömürspor üzerine yazılan yazıları okuyunca, kurulan hayalleri duyunca, çok şaşırıyorum.
Cebinde para yok, dünyanın en güzel kızıyla evlenmek istiyorsun.
Başını sokacak yuvan yok, bahçe içinde villa yapmaya çalışıyorsun.
Kardeşim, önce bir işin-gücün olsun, çapına göre birini bul, evlen!
İşin-gücün olur, başını sokacak bir yuvan olur, bahçe içinde villa hayal edersin!
Hatta önüne bir havuz da kondurabilirsin.
Zonguldak Kömürspor'un 15 milyon liraya yakın borcu var.
Sezona nasıl gireceği belli değil.
Elinde futbolcusu yok.
Süper Lig hayali kuruyor.
Neymiş, 14 yıl Türkiye Birinci Ligi'nde başarıyla mücadele etmiş.
O tarihlerde Türkiye'nin en zengin kulüplerinden biri, Zonguldakspor'du.
Kulüp binası, tesisi olan ender kulüplerden biriydi.
Bartın ve Karabük ayrılmamıştı.
1 milyondan fazla nüfusu vardı.
TTK'da 50 bin kişi çalışıyordu.
Her işçiden Zonguldakspor için para kesiliyordu.
Şimdi böyle bir tablo yok.
TTK'dan para yok.
Dilencilik sistemiyle kulübü ayakta tutmaya çalışıyoruz.
Yani Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan yardım alan bir vatandaşın bahçeli-havuzlu villa hayali gibi bir şey...
Zonguldakspor, şu anki resmi adıyla "Zonguldak Kömürspor", zengin patronun "genç ve güzel eşi" gibi...
Herkes ona asılıyor.
Katarlı asılıyor, Dubaili asılıyor, Kurnaz asılıyor!
Kadın istese, patron istemiyor!
Son durum bu!
Bakalım, sonuç ne olacak?

Bir delikanlıya bunlar söylenir mi?
Bir metin okuyorum:
"Bana hakaret etti ve 'Senin çoluk-çocuğunu s....m, senin Allah'ını-Peygamberini s....m, senin ananı-avradını s....m' diye hakaretlerde bulundu. Orada bulunanların bana 'git buradan' demesi ile olay yerinden uzaklaştım ve Devrek duraklarına çıkışa geçtim. 2 el silah sesi duydum. Bana, 'Seni öldüreceğim' diye bağırıyordu. Ben, kendimi korumak için orada bulunan bir kamyonetin arkasına saklandım. Silahla benim peşimden geliyordu. Sonra bir şahıs bana, 'Arabana bin, kaç' dedi ve bende arabama binip olay yerinden kaçtım."
Yukarıdaki sözler, bir insana söylenebilecek sözler değil.
Bu sözleri duyan birinin arabasına binip kaçması da başka bir sorun.
Özetle, bir delikanlıya bunlar söylenmez.
Bu sözleri duyan delikanlı da, kaçmaz.
Hele kurusıkının sesini duyunca hiç kaçmaz.

Oğlu, başkanı bastı!
Yine bizim içinden çay geçen ilçeden magazin haberleri geliyor.
Belediye başkanı, sevgilisiyle birlikteyken oğluna yakalanmış.
Oğlu, babasına girişmiş.
Birbirlerine vurmuşlar.
Başkan, oğlunu zor sakinleştirmiş.
Hatta oğlu, "Demek ki, Pusula'nın şimdiye kadar yazdıkları doğruymuş! Yazıklar olsun sana" filan demiş!
İş büyüyecek gibi duruyor.
Çocuk, hırsını alamamış.
Yakında babasının sevgilisine dalarsa, hiç şaşırmam!

Karısı, başkanı basmıştı!
Bir zamanlar, bir başkanı da sevgilisiyle karısı basmıştı!
Ama şimdi o konunun yeri değil!
Çünkü artık olayın kahramanı olan başkan, koyun güdüyor!
"Ne oldum" demeyeceksin! "Ne olacağım" diyeceksin!
Herkesin önünde saygı duyduğu başkandan, koyunların bile takmadığı bir çobana dönüşürsün böyle!

Müdürüyle aşk yaşayan başkan!
Bir de müdürüyle aşk yaşayan başkan vardı.
Müdürü bekardı. Bir öğretmen, ona evlilik teklif etmişti.
Başkan, müdür sevgilisine evlilik teklif eden öğretmeni evire-çevire dövmüştü.
Başkan sürülemeyeceğine göre, öğretmen sürülmüştü.
Ya bu "Kanunsuz Topraklar"da ne hikayeler yazılıyor arkadaş...
Bu olayları senaryo haline getirsek, reyting rekorları kırar!
Başkanın durumu iyi değil!
Allah şifa versin!