Zonguldak, yeni yıla sıkıntılı giriyor.


TTK’nın işçi sayısı azaldı, üretimi düştü.


Yasaların getirdiği yeni yükümlülükler, bu zararı daha da katlayacak.


Özel maden ocakları üretimi durdurdu.


Çoğu, bugün işçilerine çıkış verecek.


Yeni bir yatırım yok.


Yeni bir istihdam alanı yok.


Umutla beklenen projeler, önümüzdeki yıllara kaldı.


Biz yazmaya; ısrarla, inatla yazmaya devam edeceğiz.


Zonguldak’ın kurtuluşu Filyos Vadi Projesi’dir.


Bu proje mutlaka hayata geçmeli, şehir Vadi’ye kaymalıdır.


Mithatpaşa Tünellerinden sonra, Filyos’a kadar yapılması planlanan tüneller de hayata geçirilmelidir.


Zonguldak, sahil kenarında nezih bir yaşam alanına dönmeli, çalışma alanı Vadi’ye kaymalıdır.


Bu politikacılarla bu iş olur mu?


Olmaz. Zaten bu politikacılar yapmayacak bu işleri.


Yapacak olan hükümet ve bürokrasi.


O da sıra ne zaman bize gelirse…


Hepinize mutlu yıllar diliyorum…



Şecaat arzederken sirkatin söyler…



Koca Ragıp Paşa´ya ait bu beyitin tamamı şöyledir:


´´Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler."


Açılımı da şöyledir:


“Kıpti´nin mert olanı, yiğitliğini, kahramanlığını anlatırken hırsızlığını söyler.”


Ama biz asla bu manada kullanmıyoruz.


Halkın Sesi Gazetesi ortağı Mustafa Özdemir, meğer 2002 yılında 22’nci Dönem CHP Zonguldak Milletvekili Harun Akın’a danışmanlık yapmış, aylık 250 lira almış. Harun Akın, Mustafa’ya ne danışacaksa!


250 lira, o dönem asgari ücretin üstünde bir rakam.


Bugün asgari ücret bin 300 lira olduğunu varsayarsak, demek ki her ay bin 500 liraya yakın bir para almış. Gözümüz yok. Harun Akın helal etmişse, bize ne...

“Ben para için danışmanlık yapmadım” diyor Mustafa...

Oysa maaşını çok düzenli bir şekilde aldığını biliyorum. Sonraları, parayı ödeyen personelden öğrenmiştim. Halep ordaysa, arşın burada…


O zaman Harun Akın’ın lehine, Kenan Köktürk’ün aleyhine çalıştın. Harun Akın’dan parayı aldın.


Sonra Harun Akın’a kızdın. Onun aleyhine, Kenan Köktürk’ün lehine yazdın. Kenan Köktürk’ten parayı aldın. Ve sen tüm bunları etik kurallar içinde yaptın.


Siyasi hevesler ve hırslar, gazetecileri böylesi yanlış işlere iter.


Bu tür danışmanlıklar da, paralar da gazeteciyi bozar.


Zaten Doğan Haber Ajansı’nın büro şefi böyle bir parayı alamaz.


Doğan Haber Ajansı, Mustafa Özdemir’i görevden aldı. Yerine ise, DHA Bolu Büro’dan Ersin Ercan’ı atadı. Ersin, gazetecilik dışında hiçbir iş yapmadı.


Meslek etiğine aykırı hiçbir çabanın içinde olmadı.


Zonguldak’ta uzunca bir süre çalıştı. Sadece tenis oynadı.


Arkasında; ödenmemiş faturalar, borçlar bırakmadı, kimseye takmadı.


Bolu’ya törenle uğurlandı.


Şimdi yine yanlışlar içindesin Mustafa. Senin ne işin var kebapçı dükkanında?


Senin ne işin var Cumhuriyetçi Gelecek Hareketi’nde?


“Küfe”deki çocuk… Hani bir süre köşe yazmayacaktın? Ama sen, “yazmayacağım” dediğin sürede bile 15 yazı yazdın. Bize küfe küfe laf atıyorsun.

Bak bakalım son yazdığın 15 yazının kaçını Harun Akın’a ayırdın?

Kaçını Ali Rıza Tığ’a ayırdın?


Kaçını Zonguldak sorunlarına ayırdın?


İstiyorsan daha geriye git.


Son 50 köşe yazının kaçı Ali Rıza Tığ’a ait?


Senin başka işin yok mu Mustafa?


Sen kebapçınla, siyasi hareketinle, gazetenle ilgilen