Türkiye&[#]8217;nin dört bir tarafında şarkılar-türküler söyleniyor.

Konserler oluyor, on binler o alanlara akın ediyor.

Eğlence-şamata tam gaz&[#]8230;

Bu nasıl bir coşku ki; Güneydoğu&[#]8217;da yaşanan savaş ve sekizer, onar gelen şehit cenazeleri dindiremedi coşkumuzu!

Elbette bunlara da ihtiyaç var, ama bunca olup biteni görmezden gelemeyiz.

Akdeniz&[#]8217;deki ısınmayı görmezden gelemeyiz.

Savaş senaryolarına bakıyoruz.

Düşüncesi bile korkunç.

Başımıza geçirilen çuvalın ezikliği daha geçmemişken, şimdide dalga geçer gibi uçağımız düşürüldü.

Hem de Esad tarafından Suriye Hava Kuvvetleri&[#]8217;ne bağlı uçakların havalanmasının yasaklandığı bir günde.

Sonra plajdan çekilmiş bir görüntü servis edildi.

Suriyelilerin uçak düştükten sonra ki sevinç gösterileri...

Burası ne kadar doğru bilemiyoruz, ama anında servis edilmesi dikkat çekici.

Bazen düşünüyoruz.

Türkiye&[#]8217;nin jetinin düşürülmesi her şeyin başlangıcı mı acaba?

Ya da bittiği nokta mı?

Türkiye bu krizi nasıl atlatacak?

Türkiye bu kadar sözü geçen bir ülkeyken, gaza mı geliyor?

Satrançta görevimiz ne?

Bazen en iyi ihtimal bile en kötüsü sayılabilir.

Uçağının düştüğünü çok saatler sonra öğrenen Türkiye, gerçekten olası bir savaşa ne kadar hazır?

Suriye ile bütüncül veya kısmi bir çatışmaya girersek, her şey aleyhimize mi dönecek?

Dost müttefikler ne kadar dost?

Rusya tepemizde neyi bekliyor?

İç savaş çıkartılmış ülkelere bakarken tüylerimiz diken diken oluyordu.

Ne kadar da iyimser baksak, savaşın adı bile Türkiye için ürkütücü.

İç siyasette böylesi bir atmosferde yaşanabilecekleri düşünmek ürkütücü.

Ekonomi için, piyasalar için ürkütücü.

Yaşam için, gelecek için ürkütücü.

Böylesine kötü senaryo ihtimalleri karşısında elbette oturup ağlayacak değiliz, hayat devam edecek, ancak şunu gördük ki, Türkiye&[#]8217;nin düşürülen uçağından hala haberi olmayan bir kitle var.

Bir de Antalya&[#]8217;ya tatil planları yapıp savaş çıkması durumunda gidemeyeceğine üzülenler var.

Galiba en kötüsü de bu.

Bizi ruhsuzlaştıranlar değil, ruhunu kaybetmeye yüz tutmuş olanlar utansın.

Son olarak; Türkiye&[#]8217;yi bu gergin atmosfere sokan hükümeti kutlamak gerekiyor!

Biraz daha azmederlerse başaracaklar!

Yurtbay&[#]8217;ın mesajı ve bizimkiler&[#]8230;

Yurtbay Şirketler Grubu, Eskişehir&[#]8217;de kurulu Yurtbay Seramik Fabrikası&[#]8217;nın yanına 30 milyon Avroluk yeni bir fabrika kuruyor.

Böylece kapasitesini yüzde 60 arttıracak.

300 kişi çalışacak.

Yurtbay bununla birlikte Türkiye&[#]8217;nin farklı noktalarında yapı malzemeleri fabrikaları kuruyor.

2011 yılının başarılı ihracatçılar arasında seramik sektöründe Eczacıbaşı ve Kale Seramik&[#]8217;in ardından üçüncü olan Yurtbay Seramik&[#]8217;in Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Yurtbay, ilerleyen yaşıyla tecrübesini harmanlayıp; &[#]8220;yatırım- üretim&[#]8221; demekten vazgeçmiyor.

Kendisini kutluyoruz.

Keşke bu fabrikalar Zonguldak&[#]8217;ta kurulabilseydi.

&[#]8220;Zeki Yurtbay bu fabrikaları neden memleketine kurmuyor?&[#]8221; diye sorabiliriz.

Yurtbay, Seramik Fabrikası&[#]8217;nın Eskişehir&[#]8217;e kurulma nedenini bölgemizdeki arazi sorununa ve doğalgaz eksikliğine bağlıyor.

&[#]8220;Bizim aylık doğalgaz faturamız 4 milyon 500 bin lirayı buluyor. Bu fabrikayı Çaycuma&[#]8217;da kursaydık, yakıt maliyetimiz üç katına çıkardı ve biz rekabet edemezdik. Şimdi ihracat rekoru kırdık&[#]8221; diyor.

Yurtbay&[#]8217;ın bu sözleri her şeyin özeti gibi.

Yıllardır OSB&[#]8217;ler başta olmak üzere yatırımcı ile yerel bürokrasi arasındaki kopukluğu anlatıyor.

Zonguldak&[#]8217;taki yerel bürokrasi ve siyasiler, girişimciyi anlamaktan hala uzak.

Zeki Bey için doğalgaz etkili olabilir, ancak bizim gördüğümüz en büyük sorun bu arazi ve doğalgaz sorununu çözmek için yeterince çaba sarf etmeyenler.

Lavuar alanından çıkarılacak dersler!

Festival bitti.

Hadise konserinden sonra Zonguldak hafta sonu iki önemli konser yaşadı.

Edip Akbayram ve Volkan Konak.

Lavuar alanı doldu taştı.

Tepeden lavuar alanına ve kalabalığa bakarken, Zonguldak&[#]8217;ın böyle bir meydana yıllardır duyduğu ihtiyacı gördük.

Bu alanın biraz düzenlendiğinde kente nasıl nefes aldırabileceğini gördük.

Lavuar alanının her tarafını binalarla doldurmak yerine, bir köşesine yapılabilecek iş ve kültür merkezi dışında kalan alanın boş bırakıldığında kentin neler kazanabileceğini gördük.

Lavuar alanı bir işe yaradı.

Umarız bundan sonrası için ders olur.

Bu alan &[#]8220;piç&[#]8221; edilmeden en kabul edilebilir haliyle kullanılabilir.