Zonguldak&[#]8217;a &[#]8220;Kampus Hastane&[#]8221; için 69 Ambarları bulunmuş, zemin etütlerine başlanmıştı.

Çalışmalar iyi gidiyordu.

Ancak Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi için kazılan temelden resmen su çıkınca, Kampus Hastane işi de zora girdi.

Hastane maliyetinin yarısı kadar da fore kazık sistemi gerekiyor.

Bu şu anlama geliyor.

Yeni hastane 69 Ambarları&[#]8217;na yapılamayacak.

O halde yeniden hastane yeri aramaya başlıyoruz.

Zaten hep arıyoruz.

Stat için yer arıyoruz.

Hastane için yer arıyoruz.

Olimpik yüzme havuzu için yer arıyoruz.

Oysa bu kenti yönetenlerin ellerinde bir plan olsaydı, hastanenin nereye, stadın nereye, okulun nereye, kültür merkezinin nereye yapılacağı çok önceden belli olurdu.

Bu kentte arsa sorunu yok.

Yönetici sorunu var.

&[#]8220;Salla başını, al maaşını&[#]8221; zihniyetiyle çalışan yöneticiler, milletvekili etiketine bürünüp halktan kopan milletvekilleri ve duyarsız kaklımız yüzünden çekiyoruz bu sıkıntıları.

Ankara&[#]8217;dakilere değil de, burada gözümüzün önündekilere kızıyoruz.

Cenaze cenaze, düğün düğün gezen bürokratlar, politikacılar.

Lütfen aldığınız parayı hak etmek için bu kente hizmet edin.

Yalancıyı gözlerinden tanıma rehberi

Karşımızdaki birinin yalan söylediğini nasıl anlarız?

Yalan söyleyenler genellikle göz temasından kaçınır. Ellerini ve kollarını daha az kullanır. Soru sorduğunuzda avucunu sıkar ya da ellerini size çevirmez.

Genel tavrı değişir. Sakin bir insan aniden heyecanlı davranırken, daha hareketli insanlar donuk tavırlarla konuşmaya başlar.

Sorduğunuz basit sorulara daha önceden cevabını tasarladığı için gerektiğinden detaylı cevaplar verir. Fakat bunun ardından beklemediği bir soru sorarsanız, birden bocalar ve cevap vermek için zaman kazanmaya çalışır.

Şaşkınlık, korku ya da mutluluk gibi duyguları belirten ifadeleri sadece ağız bölgesiyle sınırlı kalır.

Ayakta dururken ya da otururken yalan söyleyen birisi genellikle sırtını dik tutmaz.

Bulunduğu rahatsız ortamdan kurtulmak isteğiyle gözünü kapıya çevirir ve konuştuğu kişiyle arasına mesafe koyar.

Sorulara net cevaplar vermez. Her zaman sakin karşıladığı sorulara aşırı tepkiler verir. Kendisi size soru yöneltmez.

Şakalar yaparak konuyu geçiştirmek ister ya da çok dramatik bir hikaye anlatarak sizi duyarsızlıkla suçlar.

Sık sık yüzüne dokunur. Burnunu çeker, başını kaşır. Özellikle ağız bölgesine yakın bölgelere dokunması dikkat çeker.

Üstündeki kıyafetleri düzeltir. Gömleğinin yakasını gevşetir. Ya da elinde tuttuğu bir cisimden güç almaya çalışır.

(Alıntıdır)

Günün Fıkrası: Jinekolog!

Bir kalp doktoru ölmüş. Cenaze töreninde güllerden dev bir kalp, kalbin ortasına tabutunu yerleştirmişler. Herkes doktorla ilgili anılarını anlatmış, ona son vazifelerini yapmışlar, tabut kapanmış, güllerden kalp şeklinde bir çelengi üzerine koymuşlar ve defnetmişler.

Bu hüzünlü tablo yaşanırken, kenarda kıkır kıkır gülen adama sormuşlar, gülme nedenini... &[#]8220;Sormayın&[#]8221; demiş: &[#]8220;Ben jinekologum, kendi cenaze törenimi düşünüyorum da!&[#]8221;

Günün Sözü:

Üç gazete beni yüz sancaktan daha çok korkutur.

Napolyon