Zonguldak'ın tanınan, bilinen işadamlarından Arı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Günay, gereksiz yere Vakıfbank'la kavgaya tutuştu. Türkiye Gazetesi'nin Vakıfbank ile olan kavgasına müdahil oldu. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasında Vakıfbank'ın şirketinin kredisini geri çağırmasını gündeme getirdi.

Yusuf Günay'a kim akıl verdiyse, bu kavgaya kim soktuysa, kabuk bağlayan yaranın kanamasına neden oldu. 15 Temmuz sonrasında Arı Şirketler Grubu şirketlerinin FETÖ ile iltisaklı olduğu iddiası ortaya atıldı. Bu nedenle bankalar krediler konusunda "imza" yerine "ipotek" istemeye başladı. Yusuf Günay, hem ipoteğe, hem de kredinin faiz değişikliği ile yeniden yapılandırılması teklifini kabul etmedi. Krediyi bir günde kapattı. Çünkü Yusuf Günay'ın bu imkanı vardı.

Madem bu imkanın vardı, Vakıfbank'la kavga etmenin ne anlamı vardı?

Yusuf Günay adına dün bir açıklama yapıldı.

O açıklamada şöyle bir bölüm var:

"Arı Şirketler Grubu; 17/25 Aralık sürecinden çok önce sırf Cumhurbaşkanına yönelik hakarete varan yazıların Zaman Gazetesi'nde çıkması üzerine paralel yapı ile ticari ilişkisini tamamen bitirdi. Sonraki süreçte gerek nöbet tutarak, gerekse açıklamalarla devletinin yanında yer alan Arı Şirketler Grubu, iftiralara rağmen duruşundan taviz vermedi."

Bu açıklamayı kim kaleme aldı, Allah aşkına!

Yusuf Günay'ın bu açıklamasından ben şunu anlıyorum:

"Bizim paralel yapı ile ticari ilişkilerimiz vardı. Ama Zaman Gazetesi'nin Cumhurbaşkanına yönelik hakarete varan yayınlarından sonra bu ilişkiyi bitirdik."

Ne gerek var bu açıklamaya, Allah aşkına!

Neyse, Yusuf Günay Hocamız; akıllı, zeki bir insandır.

Biz kendisini "para sihirbazı" olarak biliriz.

Bir günde 10 milyon liralık krediyi kapatabilecek güce ve kudrete sahip olan Yusuf Günay'ın herhalde vardır bir bildiği...

Mercimek...

Arı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Günay, "Paralel Yapı", yani FETÖ ile ilişkisini 17/25 Aralık sürecinden önce bitirdiğini itiraf etti.

Mercimek Ailesi'nin FETÖ ile ilişkisinin ne zaman kesildiğini merak ediyorum.

Zira Zonguldak Belediye Meclisi'nin AK Parti Üyesi olan Mehmet Mercimek, AHM Yapı Denetim Şirketi'nin ortağıydı. Ortaklarından biri, Haşim Gölbaşı'ydı. Haşim Gölbaşı, hala FETÖ'den tutuklu. Hisse devri hangi tarihte yapıldı? Devir göstermelik mi, gerçek mi? Hisse devrinde bir bedel ödendi mi?

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın hazırladığı 60 kişilik listeye Mercimek Ailesi'ne ait şirketler neden dahil edilmişti?

Mercimek Ailesi, hemen tüm fertleri FETÖ'den tutuklanan Boydak Grubu'nun Bellona Bayiliğini hangi tarihte bıraktı?

Mercimek Ailesi, neden bu konuda bir açıklama yapmadı?

Amacımız kimseyi karalamak değil.

Aksine kamuoyundaki spekülasyonlara nokta koymak.

Mehmet Mercimek, AHM Yapı Denetim Şirketi ile Zonguldak Belediyesi sınırları içinde yapı denetim işi yapıyor mu?

Yapıyorsa, Zonguldak Belediyesi buna nasıl göz yumuyor?

Ha Demir, ha Akdemir...

Eskiden çok bilinen bir banka reklamı vardı.

"Yok birbirimizden farkımız, hepimiz Osmanlı Bankası'yız" diye...

Zonguldak'ta AK Parti ile CHP'nin de farkı kalmadı.

Rantta, çıkarda, koltukta, hemen nasıl da buluşup birbirlerine sarılıyorlar, gördünüz mü?

Zonguldak Belediye Meclisi'nde AK Partili Üye Metin Demir'in, mazeret bildirmeden toplantılara üç kez üst üste katılmadığı için üyeliğinin düşmesi gerekiyordu.

CHP'nin "Evet düşmeli", AK Parti'nin de "Hayır düşmemeli" demesi bekleniyordu.

CHP, AK Parti'den önce toplanıp "Metin Demir düşmesin" diye grup kararı aldı.

Böyle olunca, AK Parti'de aynı kararlılıkla meclise gitti.

Metin Demir affedildi.

Zaten böyle olmalı.

Ha Hasan, ha kel Hasan gibi...

Ha Demir, ha Akdemir!

Yok birbirinizden farkınız, hepiniz Osmanlı Bankasısınız!