Zonguldak nüfusunun 591 bin 204 olduğuna vurgu yaparak, şöyle demiştik:
"Zonguldak'ta toplam 141 bin 650 aktif sigortalı var. Nüfusa oranı yüzde 24...
Zonguldak'ta 162 bin 793 emekli bulunuyor. Nüfusa oranı yüzde 27,5...
Bu rakamda; dul ve yetimler, özürlüler ile sigortasız çalışanlar yok.
Onları da sayarsak, rakam yüzde 55'lere yükselir.
Sonuç olarak, Zonguldak, her ay devletin düzenli olarak maaş ödediği bir kent.
Bunların dışında Ereğli-Alaplı bölgesinde fındık ek gelir kapısı oldu.
Zonguldak Merkez ve Kilimli'de kaçak kömür işi ekonomiye hareket kazandırıyor.
Devrek-Çaycuma-Gökçebey yani "Filyos Vadisi"nde tarım ürünlerinden gelir elde ediyor."
Bir dostumuz aradı, "Karadeniz'de çayını-fındığını toplayıp gelip Zonguldak'ta harcayanları unutma" dedi.
Gurbetçilerin gönderdiği paralar da kent ekonomisine can katıyor.
Üniversite öğrenimi için kentimize gelen binlerce öğrenci ekonomiye katkı veriyor.
Bu nedenledir ki, TTK'da işçi sayısı 40 binlerden 8 binlere düştüğü halde kent hala ayakta.
Elbette daha iyi olabilirdi.
Ama bu kentin kuruluşundan bu yana gelen "ortak iş yapamama" kusuru var!
Farklı coğrafyadan gelen insanların etkin olduğu bir şehir...
En büyük sorun, insanların birbirine olan güvensizliği...
Geçmişte yaşanan kötü örnekler, ortak iş yapma dinamizmini ortadan kaldırıyor.
Devrektaş'ta ne yaşanmışsa, Filyos Ateş Tuğla'da o yaşandı.
Eski kuşağın yaptığını, yeni kuşak da sürdürdü.
Gurbetçi, parasını yatırımda değerlendirmekten çekiniyor.
Hatta Zonguldak'tan gayrimenkul almaktan bile imtina ediyor.
Kaybedilen güven, kolay geri kazanılmaz.
Yurtbay, Çanakçılar, Tatoğlu, Emko gibi şirketlerin büyümesi, daha çok yatırım yapması ve istihdam sağlamasını beklemek gerekiyor.
Bölgemizden daha çok yatırımcı çıkması gerekiyor.
Ve bölgemize daha çok yatırımcı gelmesi gerekiyor.
ZONSİAD'ın "Eve Dönüş Projesi" de önemli.
Zonguldak'ın umudu artık Zonguldaklı da!
Yurt dışı ve şehir dışındakiler için "Eve Dönüş Projesi" hayata geçerken, Zonguldak şehir merkezinde oturanlar için de "Köye Dönüş Projesi" yapmalıyız.
Ereğli ve Alaplı'da oturanlar, köylerinde fındık başta olmak üzere tarımsal faaliyet gösterip ekonomik gelir elde ediyorlar.
Çaycuma, kendini kurtaracak tarımsal faaliyet yapıyor.
Devrek ve Gökçebey köylerinde de bu faaliyetleri artırabilirsek, boş araziler değerlendirilir, aile ekonomisine yeni girdiler sağlanabilir.

Kıssadan Hisse: İnsan olmak...
Yaşlı kadın, kafeye gelir ve bir masaya oturur. Garson kız, ona menü kartını getirir ve ne sipariş etmek istediğini sorar. Yaşlı kadın sorar:
"Bir dilim pasta ne kadar?"
Garson kız, "3 Avro" diye cevap verir. Yaşlı kadın, cebinden biraz bozuk para çıkarır ve yavaşça saymaya başlar. Sonra tekrar sorar:
"Peki, bir dilim kek ne kadar?"
Garson kız, sinirli sinirli bakar yaşlı kadına... Birçok masaya bakması gerekir ve streslidir. Sabırsızca cevap verir:
"2 Avro..."
"Bu iyi, o zaman bir dilim kek alacağım" diye cevaplar yaşlı kadın. Sinirli olan garson kız, keki getirir ve hesap fişini masanın üzerine bırakır.
Giderken, "Cimri insanlar," diye mırıldanır kendi kendine...
Yaşlı kadın, keki zevkle yer, yavaşça kalkar, parayı masaya koyar ve gider. Garson kız, masayı temizlemek istediğinde, yaşlı kadının 1 Avro bahşiş bıraktığını fark eder. Gözleri yaşarır. Yaşlı kadının garson kıza bahşiş vermek için bir parça kekle yetindiğini fark eder. Ama yaşlı kadından özür dilemek için çok geçtir.
Birini yargılamadan önce karşımızdakini anlamaya çalışmak daha faydalı bir seçim.
Gördüklerimizin arkasındaki doğruları keşfetmeye yönelmek evvela bizleri körlükten kurtarır. İnsan olmak, başlı başına bir hatayken, davranışlarının, temkinli ele alınmadığı sürece, hatalı olduklarını kabul etmemek akıllıca bir seçim değil.

Hisse: Bilgiçlik ve ukalalık egonun kalesidir.

Günün Sözü:
Etme cahil ile sohbet azdırırsın, silme poponu kiremitle çizdirirsin!