"Corona, sokağa çıkma yasağı, mutasyonlu virüs, yeni vakalar, ülkedeki ekonomik sıkıntılar, dünyadaki can sıkıcı gelişmeler, İsrail'in Filistin'e saldırması, Süper Lig'de son iki haftaya girilirken üç büyüklerin şampiyonluğa oynaması, Ali Babacan'ın Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı için imza verirken diğer yandan Abdullah Gül'ü aday yapmaya çalışan ekibin göbeğinde olduğunu açıklaması" derken, bir Ramazan ayını daha geride bıraktık.
Önümüz bayram...
Ama o eski bayramlardaki gibi sevdiklerimizle kucaklaşamayacağız.
Gerçi hangi bayramda kucaklaşabildik biz?
Ülkede kutuplara ayrıldık.
Birbirimizin fikrine bile saygı duymuyoruz.
Bu ülkede, "Ülkenin bir parça toprağı gitsin! Yeter ki Tayyip gitsin" diyenler var!
Bu ülkede, "Keşke Yunan galip gelseydi" diyenler var!
Bu ülkede, "Kürdistan kurulsun" diyenler var!
Bu ülkede, "Recep Tayyip Erdoğan gitsin" diye terör örgütleriyle işbirliği yapanlar var.
Bu ülkede, muhalif olduğu için "Terörist" diye yaftalayanlar var.
Bayrama bile huzurlu giremiyoruz!
Şehrin takımı, son maçta kümede kaldı!
Onu bile paylaşamadık biz!
Zonguldak, tarihinde görülmemiş hükümet yatırımı alıyor!
"Ama belediye yapmadı ki..." diye eleştiriyoruz.
Yahu, gelsin Yunan yapsın!
Yeter ki, hizmet alalım kardeşim!
Her şeyimiz siyaset olmuş!
Siyaset de eskisi gibi değil!
Mesela, sağ parti olan İyi Parti; CHP ve HDP'ye laf etmiyor.
Çünkü birlikte hareket ediyorlar.
AK Parti ile MHP eskiden birbirlerini yerdi!
Şimdi "ittifak" kurdular!
AK Parti'den ayrılanların kurduğu partiler, HDP ve CHP ile beraber!
Saadet Partisi bile HDP ile aynı safta duruyor!
Rahmetli Necmettin Erbakan'ı anma törenine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katılıyor.
Eskiden Adalet Partisi ile CHP vardı!
Sonra CHP'nin karşısında DYP ve Anavatan Partisi oldu
Sonra AK Parti ile CHP oldu.
Ülke bir acayip oldu!
Gerçekten içte ve dışta zor bir dönemden geçiyoruz.
Allah'tan devlet geleneği güçlü olan bir ülkeyiz!
Bu kadar ihanete rağmen hala dimdik ayaktayız!
Sadece ülkemiz mi böyle?
Zonguldak'ta da durum farklı değil ki...
İşadamları ayrı telden, siyasetçileri ayrı telden, gazetecileri ayrı telden, bürokratları ayrı telden çalıyor.
Mücadele edersin de bir şey kazanırsın!
Bizdeki mücadele "kazanmak" üzerine değil!
Karşı tarafın "kaybetmesi" üzerine!
Karşı taraf kaybedince, sen kazanıyor musun?
Hayır!
Niye kavga ediyorsun?
Peki, bu şehirde işini yapanlar mı kazanıyor?
Kavga edenler mi?
Bu sorunun yanıtını vermek zor!
Zonguldak'ta herkesin taraftarı var.
Dört büyükler gibi!
Yensen de, yenilsen de, yanlış da yapsan gözü kapalı seni destekleyen taraftarların var.
Ülkede futbol neden düzelmiyorsa, Zonguldak da o yüzden düzelmiyor.
Fanatik bakış açısı; gerçekleri görmemizi, söylememizi, yazmamızı engelliyor.
İşte bu nedenle körler-sağırlar birbirimizi ağırlıyoruz.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete...
Hepinize iyi bayramlar diliyorum.
Birbirimize sımsıkı sarılabileceğimiz günlerin yakın olması dileğiyle...