Zonguldak'ta başlayan işlerin bir türlü bitmediğinden yakınıyoruz ya!
İki gündür kafamız şişti.
Sahil düzenlemesini yapan müteahhit firma acayip çalışıyor.
Demirler kesiliyor, kaynak yapılıyor, fidanlar taşınıyor, çiçekler yeşeriyor, toprak seriliyor.
Bayrama kadar şu sahilin bir bölümü açılsa ne güzel olur.
İnsanlar bunaldı.
Daraldı.
Nefes alacak halimiz kalmadı.
İnsanlar evlere tıkıldı ve sıkıldı.
İntihar olaylarının önemli bir bölümü evlerde yaşanan huzursuzluklar.
Corona Virüsün psikolojik belirtileri galiba bunlar!
Kenti yönetenlerin, kentin önünü açmasını bekliyoruz.

Tuhaf işler dönüyor
Zonguldak'ta tuhaf işler dönüyor.
Gazeteci 5 bin lira isteyip alamadığı Belediye Başkanına günlerdir yazıyor!
Bir diğeri para talebini karşılamayan İl Başkanını her gün bir şekilde yazıyor!
Bir başkanı 15 bin lira istediği işadamına takmış durumda!
'Ben bu işin eğitimini aldım' diyen eşek kafalı ise il başkanı ile sevgilisi olduğunu iddia ettiği kadının bacaklarını gazeteye basıp para istiyor!
Fotoğrafın üst tarafı yok!
Tek satır yazı da yok!
Sadece bacaklar var!
Hani 'Belden aşağıya' tabir ettiğimiz haber tarzını fotoromana çevirmiş!
Haber desen, haber değil!
Magazin desen, o da değil!
Düpedüz şantaj!
Bu çocuklar bira içen belediye başkanından 15 bin lira istemişler!
Bira parası bile alamadılar!
Bir okul müdürüne şantaj yaptıkları için hapis cezası aldılar.
Bahisçilerden terminalde para alırken görüntülenen ise dünyanın en dürüst gazetecisi.
Bunlardan biri cezaevini su yolu yaptı!
Bir diğeri ara ara girip çıkıyor!
Kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar!
Ama sorsan hepsi dürüst!
Hepsi cennetlik!
Bir kötü var: O da biziz!

29 harfin büyüsü...
"Yaz yaz bitiyor mu? Niye uğraşıyorsun bu kadar?" sözleri tokat gibi indi yüzüme.
Yaz yaz bitiyor mu? Elbette bitmiyor.
Peki ne yapalım? Meydanı ite, uğursuza mı bırakalım?
Haydi bu soruyu maden işçisine sorun bakalım: Kaz kaz bitiyor mu?
Müteahhite sor bakalım: Yap yap bitiyor mu?
Doktora sor bakalım: Muayene muayene bitiyor mu?
Valiye sor bakalım: Yönet yönet bitiyor mu?
Kasaba sor bakalım: Kes kes bitiyor mu?
Milletvekiline sor bakalım: Dinle dinle bitiyor mu?
Belediye Başkanına sor bakalım: Yap, söz, yap bitiyor mu?
Bitmez... Çünkü biz bir iş yapıyoruz.
Bazen gazeteciliğin bir iş, bir uğraş olduğu unutuluyor.
Bizim işimiz bu.
Yazacağız, çizeceğiz, haber yapacağız, yorum yapacağız.
Okura sor bakalım: Oku oku bitiyor mu?
29 harf ve üç beş noktalama işaretiyle yaptığımız işe bakın.
Bazen çok güzel olayları duyuruyoruz size.
Bazen çok acı haberleri paylaşıyoruz.
Hepsini 29 harf üç beş noktalama işaretiyle.
Yani biz, 29 harf ile insanları mutlu da edebiliyoruz, mutsuz da!
Sermayemiz bu.
29 harf ve üç beş noktalama işareti.
Kaç harfle yazıyor şair bu şiirleri düşünsenize.
Bakın Şair Sunay Akın, 29 harf ile Atlas Okyanusunu, akvaryuma koyup nasıl balina beslemiş!

Ayrılık
İki rayı gibiyiz
bir tren yolunun
yakın olması
neyi değiştirir
son istasyonun

Bir bomba şiir daha:

Giderken
bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur.