'Allah her şeyi bir arada vermiyor işte' diye yakınmıştı bir büyüğüm.
Sonra devam etmişti.
Pazar pazar bu sözler geldi aklıma.
Kişisel bir yakınma, kişisel bir tespitti aslında.
Kendi düşüncesi, nasıl da kentin düşüncesi oluverdi!
Şimdi bir bakın.
Ahmet Çınar Vali döneminde neydi o öyle proje filan diye harcanan milyonlar.
Sonra Erdoğan Bektaş döneminde Liman Arkası'ndan Kapuz'a giden yollar!
Neyse ayakları yere basan aklı başında bir Vali geldi sonunda.
Ve Vali Mustafa Tutulmaz'ın arkasında kapı gibi duran milletvekilleri.
Uyum içinde çalışıyorlar.
Ali Kaban Valimizin, şehrin ufkunu açacak, şehri bambaşka bir yolculuğa çıkartacak 'Kelebeğin Rüyasına Yolculuk Projesi'ni bir kalemde çöpe atmıştı Ahmet Çınar Vali!
Neyse ki, Ahmet Çınar Vali de bir kalemde görevden alındı, kente daha fazla zarar vermesi engellendi.
Sonra her şeyi bilen bir Vali gelmişti; Erdoğan Bektaş! Ama her şeyi biliyordu!
Bir tek nezaketi bilmiyordu.
Konuşurken karşısındaki kişinin gözüne bakmıyordu. Yere bakıyordu.
Odasına giren bürokratları ayakta bekletiyor, bir bardak çay ikram etmiyordu.
Ali Kaban'ın evrak imzalatmadığı Vali Yardımcısı Nevzat Taşdan'a tapıyordu! Ahmet Çınar da öyleydi.
'Nevzat Taşdan olmazsa Suriyeliler, Afganistanlılar, Iraklılar ve ihtiyaç sahibi vatandaşlar ne yapar?' diyorlardı!
Bakın hiç bir sorun çıkmadı.
Herkes yardımını alıyor.
Devletin işleri tıkır tıkır yürüyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nde, işler Nevzat Taşdan olmadan yürümeyecek sanan insanlar Valilik yaptı bu kentte!
'Çok çalışkan' diyorlardı Nevzat Taşdan için!
Acayip çalışkanmış!
Görev süresi içinde eşinin dışında; biri İran vatandaşı biri Afganistan vatandaşı olmak üzere iki imam nikahlı eş yapmış!
Bu mudur sizin idarecilik anlayışınız?
Nasıl göz yumdunuz bu işlere ey Ahmet Çınar, ey Erdoğan Bektaş?
'Haberimiz yoktu' diyemezsiniz!
İşinize öyle geldi, sağıra yattınız!
Allah'tan kentin her sorununa el atan bir Vali geldi Zonguldak'a!
Devletine, milletine bağlı.
Tarikata, cemaate mesafeli.
FETÖ'ye düşman.
Empati yeteneği olan.
Herkesi dinleyen, anlamak için soran, karşısındaki kişiye devletin sıcaklığını aktaran bir Vali.
'Bir kişi her şeyi değiştirir' sözü gerçek oluyor.
Neydi o öyle!
'Erdoğan'ı yazma, Yasin'i yazma, Hüseyin'i yazma'
Zonguldak Valisi değil de!
Sanki Müstemleke Valisiydi!
Neyse çok konuştu, çok baskı yapmıştı bize.
1.9 dakikalık haberle, 19 aylık Valiliği bitti, merkeze gitti.
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz'dan beklentimiz kentin önünü açmasıdır.
Bakın yaz geliyor.
Sahilimiz yapılıyor.
Ama açalım şu Liman Arkasını.
İnsanlar kentin balkonuna çıksınlar artık.
Projeler hız kazansın.
Umutlar tazelensin baharla birlikte.
Çiçekler açsın insanların yüzünde.
Şöyle halkla iç içe, ruh hali düzgün bir Emniyet Müdür gelirse!
Değmeyin Zonguldak'ın keyfine!
Diyeceksiniz ki Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'ı ne yapacağız?
Onu bırakacağız kendi haline!
Mutlaka düzelecek çarpa çarpa kendini sert yerlere!
Ben böyle düşünüyorum bu güzel Pazar gününde!
Yazının en başına dönersek, para varken savuran Valiler vardı. Yokken iş yapmak isteyen valiler. Yahu şimdi olsaydı para! Bilgisayar çıktısı projelere ödenen milyonlar şimdi olsaydı!
Yatırıma, üretime, istihdama dönseydi o paralar!
Dört milyon proje parası verdik biz sadece! Bilgisayar çıktılarına!
Keşke o paralarla köylüye sera yapsaydık! Fidan dağıtsaydık!
Armut yapsaydık! İyisini yine onlar yeseydi!
Ah Zonguldak!
Kimler geldi, kimler geçti hayatından?
Hüseyin Özbakır gibi milletvekilin oldu senin!
Sahipsiz Zonguldak!
Kendine sahip çıkamayan adamlardan, kentine sahip çıkmalarını beklediğimiz şehir!
Her yer işgal altında!
Hazine arazileri işgal altında!
Siyaset işgal altında!
Bürokrasi işgal altında!
Biz hala 21 Haziran'da Zonguldak'ın kurtuluşunu kutluyoruz!
Zonguldak hala işgal altında!
Zonguldak hala işgal altında!
Zonguldak hala işgal altında!