Zonguldak'ta faaliyet gösteren Can Diyaliz hakkında çok sayıda ihbar geliyor.

Yaygın basına da haber olan bu iddialara göre, Can Diyaliz'e gelen bazı hastalara Corona Virüs bulaştı.

Hatta hayatını kaybedenler oldu.

Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri, Can Diyaliz'in konuyla ilgili uyarıldığını, dezenfekte işlemi yapıldığını söylüyorlar.

Can Diyaliz, bir sağlık kuruluşu olduğu için, böylesi kritik bir dönemde kapatılamıyor.

Hastaneden Corona Virüs kapınca, hastanenin kapatılmadığı gibi.

Ama bu işin bir faturası olmalı.

Hem resmi, hem ilmi, hem ahiri!

Öyle ya, Allah, din, kitap de!

İnsanlar ölünce kader de!

Sıkıntılı günler geçince Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş ve İl Sağlık Müdürü Ertuğrul Güner'in Can Diyaliz hakkında bir tutumu olacaktır.

Unuturlarsa biz hatırlatırız.

Müftünün gidişi kayıp olmaz

Zonguldak İl Müftüsü Rüstem Can'ın Düzce'ye tayini çıktı.

Allah yolunu açık etsin.

Bir din adamından çok bürokrattı.

Üstelik iletişimi bozuk bir bürokrattı.

Rüstem Can'ın gidişi, Zonguldak için bir kayıp değildir.

İnşallah yerine çok daha iyi bir isim gelir.

Gerisini Düzce düşünsün!

Bizden alan takla attırıyor, ondan alan parende attırıyor!

Önceki gece Beycuma Cezaevi ile ilgili haberler yapıldı.

Haberleri yapanlara, yaptıklarının doğru olmadığı söylendi.

Kimi haberi kaldırdı, kimi düzeltti, kimi açıklama yaptı.

Haber yapanlar için böyle hatalar olabilir.

Gazetecilik refleksidir, olur.

Ama haber çalanlara ne diyeceğiz?

Adam hiç haber yapmıyor.

İHA'nın haberlerini kullanıyor.

Milletin sitesinden haber araklıyor.

Cami imamının minareden yaptığı konuşma dilinde yazıyor.

Sonra 'gazeteciyim' diye geziyor.

Bir de bize laf atıyor.

Adamın sitesinde İHA'nın haberlerinin dışında haber yok.

Tek farklı yazı, Pusula ve Ali Rıza Tığ ile ilgili olanları.

Biz bir haber yapıyoruz.

Diğeri onu takla attırıyor, bu bize laf sokan ise parende attırıyor.

Sorsan haberci!

Bunlar haber yapmadıkları için, hiç hata yapmıyorlar!

Biz bunların bir haftada yaptıkları haberi bir günde yapıyoruz.

Söyleyeceklerim bu kadar!

Günün Fıkrası: Çeki elden bozdurduk

Temel ve iş arkadaşı Handan Hanım, tren yolculuğu boyunca konuşmuşlar. Sıra uyku vaktine gelmiş. İkisi de yatakları hazırlayıp yatmışlar. Temel yatarken Handan Hanım pijamasının üstünü çıkarıp aşağı atmış. Bunu gören Temel bir işaret olarak algılayıp hemen; "Handan Hanım Banka açıldı mı?"

Handan kızmış;

-"Rica ederim Temel Bey size yakışmıyor"

Aradan biraz vakit geçmiş ve Handan pijamasının altını da çıkarıp atmış. Temel düşünmüş ve Handan Hanım'ın cilve yaptığını düşünüp tekrar sormuş;

"Handan Hanım, Banka açıldı mı?" Handan kızmış:

-"Temel Bey lütfen seviyeli olunuz"

Biraz daha vakit geçmiş ve Handan bu sefer sutyenini çıkarıp aşağı atmış. Temel'in içi bir hoş olmuş ve bu sefer olacak deyip tekrar sormuş;

- "Handan Hanım Banka açıldı mı?"

Handan bu sefer çok sert bir ses tonuyla Temel'e; "Bir daha bu konuyu açmamasını aksi takdirde görevliye şikayet edeceğini belirtmiş..."

Aradan biraz vakit geçmiş ve bu sefer Handan Hanım'da cinsel duygular uyanmaya başlamış. Kilotunu çıkarıp aşağı atmış. Ancak ses yok!

Handan Hanım meraklanmış;

- "Temel Bey orda mısınız?"

Temel;

- "Evet buradayım"

Handan;

- "Temel Bey Bankası açıldı"

Temel;

- "Handan Hanım gerek kalmadı, çeki elden bozdurduk!"