Zonguldak'ta Corona Virüs vaka sayısı artık 10'ar, 20'şer artıyor. Durdurulabilecek gibi değil.

Şehir dışından ilçe, belde ve köylere gelen vatandaşlarımızın yaydığı virüs kısa sürede etkisini gösterdi.

Hastaneler dolup taşıyor. Bir süre sonra yoğun bakım ünitelerinde yer kalmayacak. Asıl sorun o zaman başlayacak.

İl genelinde çok sayıda sağlık personeli Corona Virüs mağduru oldu.

Corona Virüsün hızı durdurulamazsa çok kötü sonuçları olacak.

Ama sanki bankalardan para dağıtılıyor gibi herkes kuyrukta.

Sosyal mesafe kuralı hak getire. Polisi bile dinlemiyor insanlar.

Tabi ki en iyisini devletimiz, bu işin yöneticileri ve karar vericileri bilir.

Keşke ilk vaka tespit edildiğinde 15 günlük sokağa çıkma yasağı ve seyahat yasağı getirilseydi.

Allah insanımızın, sağlık çalışanlarımızın ve devletimizin yardımcısı olsun.

Hepimiz zor bir süreçten geçiyoruz.

Savaş çıksa, ülkenin yarıya

yakını karşıya geçecek

Ülkenin gündemi bir anda değişti.

İnsanımız Corona Virüsü belasıyla boğuşurken, her yerde siyaset ve hamaset yapılmaya devam ediyor.

Böylesi zor bir dönemde iktidar ile muhalefet el ele veremedi.

İktidarın üst perdeden kullandığı üslup, muhalefetin her şeyi reddeden anlayışı toplumdaki kutuplaşmayı hızlandırıyor.

Hele şu sosyal medyada dönen paylaşımlara, yorumlara bakarsanız, savaşa girsek, ülkenin yarıya yakını karşı tarafa geçip bize ateş edecek.

Bu anlayış hepimizi rahatsız ediyor. İktidarın yanlışları var. Ama bu yanlışları düşmanca kullanmak doğru değil.

Siyaset dilinin değişmesi dileğiyle.

Günün Fıkrası: Uyandım, baktım siz yoksunuz!

Bir Bektaşi babası yağmurlu bir günde yol üzerindeki bir hana gelmiş. Hancıya: "Kalacak yerin var mı hancı?" diye sormuş.

Hancı da: "Yok" demiş.

Bektaşi babası: "Bu yağmurda gece gece ben nereye gideyim hancı ne olur yardım et" diye ricada bulunmuş.

Hancı: "Büyükçe bir oda var ama orda üç hacı kalıyor. Bir soralım belki razı olurlar. Razı olurlarsa onlarla birlikte kalırsın" demiş.

Sormuşlar, hacılar da kabul etmiş.

Akşam yemekler yendikten sonra hancı sofraya bir tepsi baklava getirmiş.

Bektaşi hemen baklavaya uzanmış, baklava tepsisini çekmişler.

"Yatalım, gece kim hayırlı bir rüya görürse baklavayı o yesin." demişler.

Sabah kalkmışlar

Birinci hacı:

"Ben rüyamda Kabe'ye gittim hacı oldum kutsal yerleri gördüm dualar ettim, en hayırlı rüyayı ben gördüm" demiş.

İkinci hacı: "Ben rüyamda gökyüzüne çıktım, meleklerle namaz kıldım sonra melekler beni yeryüzüne indirdiler. En hayırlı rüya benim" demiş.

Üçüncü hacı: "Ben rüyamda arş-ı alaya çıktım. Beraber namazlar kıldık dualar ettik. En hayırlı rüya benimki" demiş.

Bektaşi'ye dönüp "Sen ne gördün?" demişler.

Bektaşi şöyle demiş:

"Gece uyandım, baktım siz yoksunuz. Gittiniz diye baklavayı ben yiyip yattım."