Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, Corona virüsüyle ilgili "Çin'de bile bu kadar panik yok" demiş.

Nasıl olmasın Vali Bey?

Zonguldak'ta böyle yöneticiler olduğu sürece, biz daha çok panik yaşarız.

Bir şehir düşünün; 20 gündür öğrenciler sokakta eylem yapıyor!

Hangi çocuğun, hangi okulda okuyacağı belli değil!

Vali'nin yapması gereken açıklamayı, Belediye Başkanı yapıyor.

Vali'nin yapması gereken açıklamayı, muhalefet milletvekili yapıyor.

Belediye Başkanı'nın yapması gereken işi, Zonguldak Emniyeti yapıyor.

AK Parti Zonguldak Milletvekili'nin yapması gereken işi, AK Parti eski Milletvekili yapmaya kalkıyor.

Vali, mevcut milletvekiline sorması gereken konuyu, eski milletvekiline soruyor!

Biz bunlara katlanıyoruz ya!

Corona ne ki!

Biz öyle bir kentte yaşıyoruz ki, zimmetten 20 yıl hapis cezası alan adamın adı, okulda bir sınıfa veriliyor.

Hakkında dolandırıcılıktan dava açılan adama, Ereğli Cumhuriyet Başsavcısı plaket veriyor.

Oda Başkanı, işyerinde çalışan kadını hamile bırakıyor.

Eşi, kadını parçalıyor!

Corona ne ki!

Milletvekilinin bakkal olduğu, bakkalın milletvekili olamadığı bir kent burası!

Nitelikli dolandırıcının işadamı olarak itibar gördüğü, işadamının itibar görmediği bir kent burası!

Bir dönem, danışmanların milletvekili olduğu bir il burası.

Corona ne ki!

Rakamlar konuşuyor...

Şimdi size 26 Şubat 2020 Çarşamba günkü analitik değerlerimizi iftiharla sunuyorum:

Pusula'nın internet sitesinde 96 bin 888 ayrı IP'den, 148 bin 119 kişi oturum açtı. Bu 148 bin 119 kişi, 438 bin 725 sayfa görüntüledi.

Bu rakamlar, Zonguldak için çok iyi rakamlar.

Ama bizim için yeterli değil.

Mesela, dün Yeni Adım; rekor kırdık dediği rakamı 12 bin 159 kişi olarak açıkladı.

12 bin nerde, 96 bin 888 nerede?

Pusula, bir gün değil, her gün zirvede.

Günlük 50 binin üzerinde tekil hiti olan bir site.

Zonguldak Merkez'de günlük hiti 10 bin olan sitenin olmadığı düşünüldüğünde, bizim durumumuz iyi.

Ama bizim hedefimiz, günlük 100 bin tekil hit.

Rakamlar konuşuyor:

Tekil kullanıcı: 96 bin 888

Oturum: 148 bin 119

Sayfa görüntülenme: 438 bin 725

Sayfa oturum ortalaması: 2,96

Yeni kullanıcı: 37 bin 873

Kıssadan Hisse: En basit algı yönetimi

Hitler, bir İngiliz ile oturuyormuş.

Yanına gelen bir gazeteci sormuş:

"Efendim; bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?"

Hitler; "50 bin Yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğim" demiş.

Gazeteci; "Bisiklet tamircisi mi? Neden?" diye sormuş.

Hitler İngilize dönüp, cevap vermiş:

"Gördün mü? 50 bin Yahudi'nin kimsenin umurunda olmadığını söylemiştim."

Günün Fıkrası: Duanın gücü!

Küçük bir kasabada, bir caminin tam karşısında arazisi olan bir adam, arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat, buna şiddetle itiraz etmişler; ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir işyeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde, bu genelev için her gün beddua etmekten öteye geçememiş. İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala, her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş. Caminin cemaati, bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler; ancak genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direkt veya indirekt olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası açmış. Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında; bu konudan herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler. Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler.

Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkeme günü geldiğinde; hakim, dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp; "Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum. Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak, ortada tuhaf bir durum var. Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi, diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan ve inkar eden bir imam ve cemaati...!"