Zonguldak'ta devlet kapısından kovulan okul müdürü ve okul aile birliği üyeleriyle ilgili bir yazı yazmıştık.
Devletimizin görevlisi, aktarılan bilgilerin bir kısmının doğru olduğunu kabul etmişti.
Bir de vatandaş kovulmuş devlet kapısından.
Devletimizin görevlisi "Sen eşkiya mısın?" diyerek kapı dışarı etmiş vatandaşı.
"Çingeneye beylik vermişler, önce babasını kesmiş" sözü vücut buluyor Zonguldak'ta!
Bunlar iyi şeyler değil.
Devlet adamlığına yakışır şeyler değil!
Bakanı arkanıza alıp; müdürü, amiri, vatandaşı, işinize gelmeyeni ezmek/kovmak doğru değil!
Yanı sıra, hemşehriniz diye nitelikli dolandırıcıları, hırsızları, vergi ve kömür kaçakçılarını, hazine arazisi işgalcilerini kollamak hiç doğru değil!
"Kollamıyorum" diyorsan, gereğini yapmıyorsan, onlarla mücadele edenleri eziyorsan; bu da doğru değil!
Bir gün önce kalayla! Ertesi gün Alay'la!
CHP Zonguldak Merkez İlçe Delege seçimleri öncesinde eski İl Başkanı Halil Furat, CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın desteğiyle Merkez İlçe Yönetimi adına seçimlere giren Sevgi Alay'ı tehdit etti.
Sevgi Alay, "Halil Furat eşimi arayıp 'eşine söyle siyasetten çekilsin, yoksa başına geleceklerden ben sorumlu değilim' demiş. Nurettin Yolcu şahidimdir. Siyasetten çekilmiyorum, yoluma devam edeceğim" dedi.
Bu görüşmeden bir gün sonra Halil Furat, delege seçilebilme ve siyaseten varlığını sürdürebilme uğruna Sevgi Alay ile işbirliği yapma kararı aldı.
Siyaset her yerde böyle mi bilmem; ama Zonguldak'ta, işte böyle yerlerde!
Bir gün önce kalayla!
Ertesi gün Alay'la!
Aşkından Mecnun'a dönen Hoca!
Çok sayıda dostum aradı:
"Bırak, şunları yazma! Sen yazınca biz de merak ediyoruz. Onları da okumak zorunda kalıyoruz!"
Hiç olmazsa bu köşede yazmamam lazım!
Ama Hoca mevzusuna azıcık girmem lazım!
Aşkından Mecnun'a dönen Hoca'nın hikayesini yazsak mesela!
Aşkına karşı çıkan oğullarından birini mağribe, diğerini maşrike gönderen Hoca'yı yazsak mesela!
"Bu denizde bu kadar balık olur" deyip, kendini büyük balığa teslim eden Hoca'yı yazsak mesela!
Bu Hoca işlerine fazla girmemek lazım aslında!
Neden isimsiz yazıyoruz?
Bazı haberlerimiz 5 N 1 K kuralına aykırı oluyor.
Çünkü Zonguldak küçük yer.
Aile facialarına neden olmamak için özellikle isim ve konum bildirmiyoruz.
Düşünsenize; alışveriş merkezi otoparkında sevişirken güvenlik kamerasına yakalananların isimlerinin yazıldığını!
Her iki tarafın eşlerini ve çocuklarını!
Ama yazıyoruz, böyle bir olay yaşandı!
Otoparkta sevişmek nedir arkadaş?
Sevişirken selfie çekmek nedir arkadaş?
Gerçekten o anki psikolojiyi merak ediyorum!
Günün Fıkrası: Oflu ile Şeytan!
Oflu Arafat'ta şeytana taş atar.
Herkes normal atarken, Oflu yüzünü kapatarak atar.
(şeytan görmesin diye; arkadaşı ya)
Şeytan uyanık, anasının gözü; alttan onu görür:
'Lan Oflu... Hadi bunlar atıyor, sen niye atarsın?'
Oflu mahcup olur:
'Anam avradım olsun, vurmacasına atmıyorum'
