Porsuk: Sansargiller ailesinden memeli bir hayvan türü... Taxaceae ailesinden Taxus cinsinden iğne yapraklı ağaç türlerine verilen ad.

Şimdi bizimkiler, Alaplı ilçesine bağlı Gümeli beldesindeki 4 bin 115 yaşındaki "Porsuk Ağacı"na "Gümeli Porsuğu" adını verdiler.

Mozaik Sanatçısı Meyçem Ezengin, İstanbul'da bulunan atölyesinde 10 aylık bir sürede gece-gündüz çalışarak, Gümeli Porsuğu temalı bir esere imza attı. Opak cam kullanılarak cam mozaik tekniği ile 24 plaka halinde yapılan "Gümeli Porsuğu" eseri, Zonguldak'ta bir araya getirildi. Toplamda 25 metrekare büyüklüğünde olan mozaik eser, Zonguldak Valiliği duvarındaki yerini aldı.

Bu mozaik eser, kentin düşman işgalinden kurtuluş gününde görkemli bir törenle açıldı. Tüm protokol oradaydı. Bir tek Gümeli ormanlarında bu dünyanın en yaşlı ağacının günümüze ulaşmasına tanıklık eden ağaçlar yoktu. Konuşmalar yapıldı. En uzun kurtuluş günü töreni oldu. Tek eksik, İl Müftüsü Rüstem Can'ın Porsuk Ağacı ruhuna Yasin-i Şerif okumaması oldu. O da olsaydı, tam olacaktı.

"Havalimanına uçak indi" diye koşan protokol, şu kadar yolcuyla kalktığını yazan basın olunca, bu işler böyle oluyor.

Keşke Gümeli'deki Porsuk Ağacı'nın bire biri, Zonguldak'ın en güzel yerine konulsaydı. Turizm etkinliklerimiz o ağacın gölgesinde yapılırdı. Bence çok daha güzel olurdu.

Ama bizi dinleyen yok bu şehirde. Dinlenmek için nitelikli dolandırıcı, vergi kaçakçısı, yetişkin film yıldızı olmak gerekiyor. Bir şey daha olmak lazım! Onu yazmıyorum. Yazınca sorun oluyor.

Biz ne zamandır, üretim ve istihdam yaratan gerçek bir açılış yapmadık?

Kıssadan Hisse: Torpil nasıl yapılır?

Yıl, 1934... Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara'nın Ulus semtinde, Bakan ise Abidin Özmen... Günün bir saatinde makam kapısı çalınır, tok bir sesle "Giriniz!" sesi duyurulur... İçeriye Atatürk'ün yaverlerinden biri girer, yanında da iki genç vardır... Gelenlere yer gösterir, özel kalem yetkilisi... Yaver, Bakan Abidin Özmen'e elindeki zarfı uzatır, Atatürk'ten gelmektedir, zarfın üzerinde "Bay Abidin Özmen, Milli Eğitim Bakanı" yazmaktadır...

Bakan Abidin Özmen, zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur. Mektupta şunlar yazılıdır: "Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırın."

Devletin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ten gelen bir emirdir bu satırlar. Yerine getirilecektir...

Bakan Özmen, Orta Öğretim Genel Müdürünü çağırtır ve şu direktifi verir:

"Yaver Bey'in yanındaki bu iki çocuğun evrakını alınız ve bu çocukların Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp, her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine Atatürk'ün ismini yazdırarak bana getiriniz."

Genel Müdür, verilen emri yerine getirir. Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen de kısa bir mektup yazar, Atatürk'ün yaverine verir ve yollar. Bakanın yazdığı mektupta şu ifadeler yer alır:

"Muhterem Mustafa Kemal Atatürk, Yaver Bey'le göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi biri bulunduğu için; bu çocukları fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğun da emirleriniz gereği Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzları ekte takdim ediyorum."

Mektup, Mustafa Kemal Atatürk'e ulaşır, Başbakan İsmet İnönü'ye telefon ederek, "Bak, senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı?" diyerek olayı anlatır...

İnönü, Bakan adına özür diler ve düzeltilmesi için gereğini yapacağını söyler... Atatürk, "Yok! Özür dileme... Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gösterebilse..." der!..

Günün Fıkrası: Aman cinlere dikkat!

Adamın biri, sihirli bir lamba bulmuş, dokununca içinden cin çıkmış.

Cin, "Üç dileğin var, söyle..." demiş.

Adam, "Benim gördüğümü kimse görmesin" demiş.

"Tamam" demiş cin. Adamı kör etmiş.

Adam, "Naaptın" deyince, Cin:

"Kimse senin gördüğünü görmüyor işte. Hadi ikinciyi iste..."

Adam, "Bana bir erkek cinsel organı ver, yere değsin" demiş.

"Tamam" demiş cin, adamın iki ayağını yok etmiş...

Adam, "Naaptın lan cin..." deyince, Cin:

"Yere değen erkek cinsel organı istemedin mi? Al işte. Hadi son dileğini söyle..."

Adam, "Ne diim lan sana... Mahvettin hayatımı... Bari son dileğimde beni çok mutlu edecek bir şey yap..." demiş.

Cin de, adamı bir güzel sevmiş!

"Lan naaptın cin" deyince, Cin:

"Lan oğlum. Hem kör, hem topalsın. Kim sever seni? Bu kıyağımı da unutma..."

[*] [*] [*] [*]

Zonguldak'ın son durumu galiba bu!