"Yaparsa Vedat Öztürk Yapar"...

İYİ Parti Gökçebey Belediye Başkan Adayı Vedat Öztürk, sosyal medya paylaşımlarında bu sloganı kullanıyor.

İnsanın aklına geliyor...

AK Parti, Vedat Öztürk'ün istifasını neden istedi?

Vedat Öztürk, AK Parti'den ve Gökçebey Belediye Başkanlığı'ndan neden istifa etti?

Neden hiç direnmedi?

Neden korktu?

AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun, Vedat Öztürk'ün istifasını isterken, ortaya koyduğu gerekçe neydi?

Zeki Tosun, Vedat Öztürk'e ne gösterdi?

Zeki Tosun neden konuşmuyor?

Vedat Öztürk'ün istifa nedeni kamuya açık bir alanda konuşulmayacak kadar mahrem bir şey mi?

Vedat Öztürk istifa ettikten sonra belediyede yapılan denetimlerde ortaya çıkan usulsüzlükler neydi?

Bu usulsüzlükler kamuoyu ile neden paylaşılmaz?

AK Parti yöneticileri, izledikleri görüntüler nedeniyle Vedat Öztürk'ten korkuyor mu?

Kamuoyu, bu soruların yanıtını bekliyor.

Muharrem Akdemir ile seviye düştü

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, 8 yıldır başkanlık yapıyor. Daha doğrusu yaptığını sanıyor.

Doğrusu şu...

Belediye Başkanı; Muharrem Akdemir...

Belediyeyi yöneten; Erhan Darende...

Şimdi Şenol Şanal, CHP'nin adayı... Ama onu aday yapan; Prof. Dr. Mehmet Haberal...

Ömer Selim Alan, AK Parti Adayı... Ama onu aday yapan; Yaşar Gök!

Belediye başkanı olması muhtemel iki ismin durumu bu!

Yani, belediye başkanlığı yetisi değil, belediye başkanı olacak kişinin arkası önemli!

Arkan temizse, koku gelmez.

Kötü ise, kokudan geçilmez.

Önce arkanızı temizleyin!

Kıssadan Hisse: Giyotin...

Üç kişi, giyotinle idama mahkum olur. Bunlardan biri papaz, biri hakim, biri de fizikçi...

İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:

- Son sözün nedir?

Der ki:

- Ben Allah'a inanıyorum. O beni kurtaracaktır. Allah... Allah... Allah...

Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:

- Onu serbest bırakın; Allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur.

Böylece papaz idam edilmekten kurtulur...

Sıra hakime gelir, ona da sorarlar:

- Demek istediğin en son söz nedir?

Der ki:

- Ben papaz gibi Allah'a inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum. Adalet... Adalet... Adalet...

Giyotini indirirler, giyotin hakimin de boynuna birkaç santim kala durur...

Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:

- Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.

Böylece hakim de boynunun kesilmesinden kurtulur...

Sıra fizikçiye gelir. Ona da sorarlar:

- Son sözünü söyle...

Der ki:

- Ben ne Allah'a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hakimim... Bildiğim tek şey şudur: Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.

Görevliler giyotini kontrol edince, gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar.

Toplumdaki "düğümler" ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..

Gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır.