HERAKLEİA PONTİKE KENT SURLARINDAN

KDZ. EREĞLİ SUR DUVARLARINA

Raif TOKEL - ÇEKÜL Vakfı Temsilcisi

Geçmişte kent ve kentliyi koruyan sur ve kale gibi askeri amaçlı yapılar "korunma, sığınma, savunma" gibi işlevleri yanında; görkemli duruşlarıyla bulunduğu yerleşim birimiyle özdeşleşerek, ait olduğu kentin simgesi olmuş tarihsel değerlerdi.

Kentin önemli bir yerleşim birimi olmasının somut kanıtı olan bu askeri mimarlık örneklerinin geçmişi, kentle var oldukları ve kentleşme olgusuyla ortaya çıktıkları için, kentlerin kuruluşlarıyla özdeştir.

Geçmişte "Herakleia Pontike Surları" adıyla anılan ve tarihi kent merkezini kuşatan surlar, Herakleia Tepesi'nden kıyıya doğru inen "kara suru", kent merkezinin bulunduğu kıyı şeridini denize koşut izleyen "deniz suru" ve tekrar yukarıya yani Herakleia Tepesi'ne doğru uzanan "kara suru"ndan oluşmuştu.

Bu nedenle kenti denizden (deniz surları) ve karadan (kara surları) kuşatan Herakleia Pontika surlarının yapımı, kentin kuruluş tarihi olan M.Ö. 550 yılına yani Herakleia Pontike Tiranlığı dönemine kadar dayanmaktadır.

Basılı kaynaklara göre geçmişte Herakleia Pontika'yı sınırlarına katmak isteyen Roma İmparatorluğu orduları, kenti M.Ö. 72 yılında denizden ve karadan kuşatmasına karşın, Herakleia Pontika'yi işgal edememişler ve kent, işbirlikçi bir hainin sur kapılarını gizlice açmasıyla-ihanetiyle ancak iki yıl sonra, M.Ö. 70 yılında(1) işgal edilebilmişti.

Herakleia Pontike'yi topraklarına katan Roma İmparatorluğu, geçmişte Helenistik Dönem'de yapılan sur duvarlarını, kentin büyüyüp gelişmesi sonucu olası yayılımını dikkate alıp, gerekli müdahaleleri yaparak onarmasına karşın; imparatorluğun, M.S. 395 tarihinde ikiye bölünmesi sonucu eyaletlerdeki eski gücünü yitirmesiyle bir dönem bakımsız kalmıştı.

Zamanın ve doğanın olumsuz koşulları karşısında yıpranan surlar/sur duvarları yörenin Bizans İmparatorluğu'na katılmasıyla (M.S. 476) onarılarak kullanılır duruma getirilmiştir.

Bizans İmparatorluğu döneminde başlatılan bu çalışma, sadece surların ve sur duvarlarının onarılmasıyla sınırlı kalmamış; Herakleia Pontike Tiranlığı döneminde akropolisin bulunduğu tepedeki (Herakleia Tepesi) akropolis kalıntıları üzerine yapılan kale (Bizans Kalesi) ve çevresinin de kent surlarına bağlanmasıyla sonuçlanmıştır.

IV. Haçlı Seferi sonrasında önce Trabzon (Trapezus) Krallığı (1204-1214), sonra Cenova (Genova) kökenli Ligurya (Liguria) Dükalığı (1261-1460) egemenliğine giren Herakleia Pontike'de, adı geçen yönetimlerce başta kale, sur duvarı olmak üzere kentteki tüm önemli yapılar onarıldığı gibi, 1261'de Ligurya Dükalığı'yla yapılan "Ninfeon Anlaşması" sonucu Cenovalı ustalarca kale ve sur duvarlarına Cenova blazonları (armaları) işlenmiş, mermer tabakalar yerleştirilmiştir.

Yörenin Osmanlı Devleti egemenliğine girdiği dönemlerde (Orhan Bey Dönemi: 1324-1326 ve Yıldırım Beyazıt/I. Beyazıt Dönemi: 1389-1402) küçük onarımlar gören surlar, Padişah II. Mehmet'in Rumeli (Boğazkesen) Hisarı'nın yapımında kullanılmak üzere 1452 yılında verdiği buyrukla söküldükten(2) sonra, yörenin Osmanlı İmparatorluğu yönetimince önemsenen yerler arasında olmaması sonucu unutularak, uzun yıllar yazgısıyla baş başa kalmıştır.

Yaklaşık beş yüz yıl sonra Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 09.09.1982 Tarih ve 3791 Sayılı kararıyla I. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak devlet kayıtlarına giren surlar ve surlarla ilgili kurul kararı, yetkililere görevini ve sorumluluğunu anımsatamadığı gibi kültür-turizm konusunda kendisini, uzman olarak tanımlayan muhteremin(!) de ilgisini çekememiştir.

Herakleia Pontike Kent Surlarının Dönemlere Göre Yapım Özellikleri

Herakleia Pontike Kent Surları'nın günümüze kadar ulaşabilmiş örnekleri, "sur" bütünlüğünü yitirmiş, parça parça duvar biçimlerinde olup; bu kalıntılarda görülen "kullanılan malzeme, yapım ve onarımdaki işçilik" gibi farklı uygulamalar (uygulamalardaki farklılıklar), ilçe coğrafyasının tarihsel süreç içerisinde farklı uygarlıklara (Helenistik, Roma, Bizans, Trapezus/Trabzon Prensliği, Cenova/Ceneviz, Türk) yurt olmasının sonucudur.

Kıyı şeridi boyunca uzanan deniz surları Helenistik Dönem, Cehennemağzı Mağaraları'nın doğusundan Kaletepe'ye (Herakleia Tepesi) kadar uzanan kara surları Roma İmparatorluğu Dönemi; kale (Bizans yapımı Kdz. Ereğli Kalesi) ve yakın çevresini kuşattıktan sonra diğer kara surlarına ve dolayısıyla deniz surlarına bağlanan kara surları Bizans Dönemi(3) uygulamalarıdır.

Surlarda kullanılan temel malzeme yöreden sağlanan gri renkli kireçtaşı (kalker), gri ve yeşil karışımı renkli tüf taşı (çökelti taşı) , çakıl taşı, tuğla, kum, kireç olup; duvarlar, bu malzemelerle kırma taş (mıcır), moloz taş, kaba yonu taş, ince yonu taş, kesme taş ve almaşık taş duvar işçiliği gibi geleneksel taş duvar yapım teknikleri(4) uygulanarak örülmüştür.

Sur duvarlarında dikkat çeken yapı taşları, tüm yüzeyleri ince yonu tekniğiyle işlenmiş, düzgün prizmatik biçimi olan "kesme taş" ile köşelerde kullanılan "kesme blok" taşlardır.

Örme sürecinde duvarın temel malzemesi olan taşlar arasındaki bağlantı, havanın ve suyun etkisiyle katılaşıp sertleşen; "Roma Harcı/Roma Betonu(5)" adlarıyla anılan bağlayıcı özelliği harç ile sağlanmıştır.

Kdz. Ereğli Surlarının Yasal Statüsü ve Bugünkü Durumu

Günümüzde işlevini yitiren arkeolojik kökenli yer ve objeler, tarihsel ve kültürel (ekinsel) anlamda belge, bellek değeri taşıdığı için ilgili Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları tarafından ya tek yapı ölçeğinde "taşınmaz kültür varlığı" olarak tescil edilmekte ya da kapsadığı alan itibarıyla "arkeolojik sit alanı" olarak kararlaştırılmakta ve sonuçlar "kültür envanteri" adlı resmi yayınla kitaplaştırılmaktadır.

Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Şube Müdürü Kürşat Coşgun tarafından hazırlanan "Zonguldak Kültür Envanteri" adlı, sadece kurul kararlarından ve bu kararların "eksik" ve "yanlış" aktarılmasından oluşan "resmi yayında" Kdz. Ereğli'deki sur duvarlarının "Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde şehrin korunması amacıyla yapılmıştır. Günümüzde modern yapılar arasında kalmış olup; Orhanlar, Akarca, Kirmanlı, Yeni Mahalle gibi mahallelerde dağılmıştır. Yer yer taş duvarlar şeklinde korunmuştur(6)" sözleriyle belirtilmesi, envanter diline yakışmayan, oldukça sığ ve sıradan bir açıklamadır.

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 09.09.1982/3791 Tarih/Sayılı kararıyla I. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilen "Surlar ve Antik Duvarlar" adlı arkeolojik kalıntılar hakkında ilgili koruma kurullarınca çeşitli tarihlerde (1987, 1989, 1990, 2007) dört kez revizyon kararı alınmasına karşın, bu kararları gereği konusunda hiçbir girişimde bulunulmamıştır.

Tarihsel Yüzleşme

Konuşma ve yazı dilimize Arapça'dan giren "sur" sözcüğünün dilimizdeki anlamı "kentin ve kasabanın etrafını çevreleyen yüksek duvar, kale duvarı"; halk dilindeki karşılığı ise, "yüz", "çehre", "uğur", "alınyazısı", "yazgı" sözcükleridir.

Yukarıda belirttiğim bu iki anlamı ayrı ayrı yorumlayarak, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması gereken tarihsel kökenli kültürel mirasın yazgısı/alınyazısı bu olumsuz durum olmamalıydı, yargısını vurgulayıp; bir zamanlar görkemli görünümüyle "kentin yüzü" olan tarihi sur duvarının bu duruma düşmesinden sorumlu olan muhteremlere soruyorum: Bu duvarlara bakacak yüzünüz var mı?

------------------------------------------------------------------------------------------

DİPNOTLAR

(1) "Neticede Herakleia'da veba ve açlık baş gösterince, Romalı komutan Triarius'un birliklerine liman kapıları açılmış ve şehir düşmüştür. Bu işgal iki yıl sürmüş ve Herakeia, acımasızca yağmalanmıştır. Yrd. Doç. Dr.Tayfun Akkaya, Herakleia Pontike (Karadeniz Ereğlisi)'nin Tarihi Gelişimi ve Eski Eserleri, İstanbul, 1994, S: 18"

(2) "Romalı General Cotta'nın çok kan dökücü olduğu haberinin yayılması sonucu halkta korku uyandı. Merhametli sanılan Triarius'a başvuran temsilciler, kimsenin öldürülmemesi koşuluyla teslim olacaklarını açıkladılar. Fakat bu sırada, bir ihanet sonucu, kent kapıları kara kuşatmasını sürdüren Cotta'ya açılınca, halk acımasızca katledildi, her taraf yağmalandı." Necdet Sakaoğlu, Çeşm-i Cihan Amasra, İstanbul, 1999, S: 22"

(3) Herakleia Pontike (Karadeniz Ereğlisi)'nin Tarihi Gelişimi ve Eski Eserleri, Yrd. Doç. Dr. Tayfun Akkaya, İstanbul, 1994, S: 54"

(4) "Üretim ocağından çıktığı haliyle kullanılan, işlenmemiş taşla yapılan duvara "moloz taş duvar", ön ve yan yüzeyleri çekiçle düzeltilerek kabaca işlenmiş olan taş ile örülen duvara "kaba yonu taş duvar", ön ve yan yüzeyleri çekiçle ince ve özenli işçilikle yontulmuş taş ile yapılan duvara "ince yonu taş duvar", tüm yüzeyleri ince yonu tekniğiyle işlenmiş, düzgün prizmatik şekle sahip olan taş ile örülen duvara "kesme taş duvar", çeşitli taşlarla, tuğlaların birlikte kullanıldığı duvara "almaşık duvar" denir. Taşın Mimaride Kullanımı, Ali Taşcı, İstanbul, 2010, S: 71

(5) Roma Betonu/Roma Harcı (Opus Caementicium): Kum, çakıl, kırmataş gibi agregalara bağlayıcı malzeme ile suyun karışımından meydana gelen yapay bir yapı malzemesidir.

(6) Zonguldak Kültür Envanteri, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (Kürşat Coşgun, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Şube Müdürü), Ankara, Aralık, 2010, S: 78

Zonguldak Kültür Envanteri, Aralık, 2010, S: 78

Sit - Envanter No: - - , Harita No: - - , Adı: Sur ve Antik Duvarlar, İl: Zonguldak, İlçe: Kdz. Ereğli, Mahalle-Köy veya Mevkii: - -

Kadastro: Pafta: - -, Ada No: - -, Parsel : - - Adres: İlçe Merkezinin Çeşitli Mahalleri, Adı: Sur ve Antik Duvarlar, Dönemi: Helenistik, Roma, Bizans

Genel Tanımı: : Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde şehrin korunması amacıyla yapılmıştır. Günümüzde modern yapılar arasında kalmış olup; Orhanlar, Akarca, Kirmanlı, Yeni Mahalle gibi mahallelerde dağılmıştır. Yer yer taş duvarlar şeklinde korunmuştur.

Sit Potansiyeli: I. Derece Arkeolojik Sit Alanı, Önerilen Koruma: I. Derece Arkeolojik Sit Alanı, Koruma Derecesi: I. Derece Arkeolojik Sit Alanı.

Tescil Kararı: Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu 09.09.1982/3791Tarih/Sayılı Kararı

Revizyon: "Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu: 02.07.1987/3441 Tarih/Sayılı Kararı", "Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu: 17.10.1989/926 Tarih/Sayılı Kararı", "Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu: 11.06.1990/1252 Tarih/Sayılı Kararı", "Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu: 20.07.2007/602 Tarih/Sayılı Kararı.

Yayın Dizini: -- --, Koruma Derecesi: -- --, Hazırlayanlar: - - , Ayrıntılı Tanım: - - Dilsiz İl Haritası: 8 cm x 6 cm, Renkli Fotoğraf: 7,5 cm x 6 cm.

[*] Kdz. Ereğli tarihi kent merkezinde "Yeni Mahalle" adlı bir yerleşim birimi olmadığı gibi adı "Yeni" olan mahallede de sur kalıntısı yoktur. Raif Tokel.

KAYNAKÇA

- Antik Çağda Kentler Nasıl Kuruldu? R. E. Wycherley, İstanbul, 1993

- Çeşm-i Cihan Amasra, Necdet Sakaoğlu, İstanbul, 1999

- Herakleia Pontike-Ereğli (I-II-III-IV), Wolfram Hoepfner, Wien, 1966

- Herakleia Pontike (Kdz. Ereğlisi'nin) Tarihi Gelişimi ve Eski Eserleri, Yrd. Doç. Dr. Tayfun Akkaya, İstanbul, 1994

- Kdz. Ereğli Kent Surları-Kdz. Ereğli Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri, Raif Tokel, Kdz. Ereğli Belediyesi-BAKKA, İstanbul, 2012, S: 23-25

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İletişim: Raif TOKEL, ÇEKÜL Vakfı Temsilcisi, Telefon: 0 533 749 81 49, e-ileti: [email protected].