Ankara Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden Zonguldaklı Başdanışman Saadet Oruç'un özel kaleminden bir davet aldım.

Bu davete icabet ettim. Hatta Külliye'de Cumhurbaşkanlığı forsunun önünde fotoğraf çektirip, sosyal medya hesabımdan paylaştım!

Biliyorsunuz, Yeni Adım Gazetesi, Zonguldak Valiliği'ne girmemizi bile istemiyor!

Külliye'ye girmemiz, beyefendileri ve hanımefendileri çok rahatsız etmiş!

Efendim, çete sanığı Külliye'ye nasıl girermiş!

Ben nereye gireceğimi size mi soracağım?

Tertemiz bir adli sicil belgem var.

İsteyen, internet sitesinden bakabilir.

Üstelik Cumhurbaşkanlığı sadece bu adli sicil belgesine de bakmaz!

Devletin istihbarat kurumları var.

Onlar benim çeteci olmadığımı, devletime-milletime nasıl bağlı olduğumu biliyorlar ki, devlet kurumlarına gönül rahatlığıyla alıyorlar!

AK Parti Genel Merkezine de gidiyorum.

Ankara Adliyesi'ne de!

Ben, rahatsızlığın asıl nedenini biliyorum!

Ama söyleyip sizleri daha fazla rahatsız etmek istemiyorum!

Bu arada benim TBMM'ye girişim de malum milletvekili ve danışmanı tarafından yasaklanmıştı!

Milletvekillerimiz, gelip beni kapıdan özel olarak alıyorlardı.

Yani sizin beni engellemeye gücünüz yetmez!

Kendinizi küçük düşürmeyin!

Parayı düşüren işadamı, şerefini de düşürür mü?

Sözlerine değer verdiğim bir büyüğüm, "Parasını düşüren işadamı, şerefini de düşürür" demişti.

Bu sözü çok ağır bulup, itiraz etmiştim.

Parayı kaybeden işadamının ödeme dengesiyle birlikte psikolojisinin de bozulduğunu örnekleriyle anlattı.

Sözünün değeri düştükçe, kendi değerinin düştüğünü anlayıp saldırganlaştığını anlattı.

Parayı bulmak için türlü çareler ararken, yanlış yollara saptıklarını anlattı.

Sonunda ikna oldum.

Son dönemde bu örneği canlı bir şekilde yaşıyorum, şaşırıyorum.

Aslında üzülüyorum da!

Allah, kimseyi bu durumlara düşürmesin!

Süreç başladı...

Zonguldak Belediyesi'nde dönen dolaplar sokağa taşmıştı.

Sanırım adliye de olaya el atmış.

Soruşturmalar başlamış.

Belediyeden en çok ihale alan kişilerin gazete manşetlerinden cırlaması, sanırım bu yüzden!

İş oraya uzanırsa, oradan başka yere de uzanacak!

Bunu bildikleri için cırlıyorlar.

Herkes seçimin bitmesini bekliyor.

Ondan sonra süreç hızlanır.

17/25'den sonra...

FETÖ'nün 17/25 Aralık darbe girişiminin ardından gemiden atlayanlar, Nuh'un gemisine atlar gibi gemilere atladılar.

Zonguldak'ta FETÖ iltisaklı kişilerin çoğunluğu bir gemiye bindi.

Bu bir sivil toplum örgütü...

Oraya yerleştikten sonra, suların durulmasını beklediler.

Dalgalar durulunca, bir siyasi partiye çöreklendiler.

Bu da yetmedi, adaylık filan beklediler.

Adam, ihaleye girmiş, FETÖ iltisakı nedeniyle ihaleden elenmiş!

Ama gitmiş, bir partiden milletvekili aday adayı olmuş!

Tabi ki listeye alınmadı!

Organizasyonu, siyasi partinin içindeki itirafçı FETÖ'cü organize ediyor!

Ancak bana gelen resmi bilgiye göre, devletimiz bu isimleri tek tek biliyor.

"Neyi bekliyor?" diye sorarsanız, cevap basit!

Tabi ki seçimi!