"Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi"ni biliyorsunuz.

Burada uzun uzun yazmayalım.

İsteyen internetten bulup okusun.

Zonguldak'ta bazı kesimlerin "Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi"ni yanlış anladığını düşünüyorum.

Ve kendimce şöyle anladıklarını tahmin ediyorum:

"Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinen, işgal ettiğin hazine arazilerindir. İstikbalde dahi seni bu hazine arazilerinden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, işgal ettiğin hazine arazilerini müdafaa mecburiyetine düşersen, birlikte hareket ettiğin siyasileri bile dinlemeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İşgal ettiğin hazine arazilerine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile hazine arazileri zaptedilmiş, orman arazilerine girilmiş, kaçak kömür ocağı adı altında tüm araziler bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı!

İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, işgal ettiğin hazine arazilerinden çıkmamaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Bize her yer Zonguldak!"

Böyle düşünülmüş olmasa, hazine arazileri işgal edilebilir mi?

Hazine arazileri üzerine imarsız, iskansız binalar inşa edilebilir mi?

Denizlere hafriyat ve moloz dökülebilir mi?

Hani her yer yıkılıyordu!

Milli Emlak, hazine arazilerine sahip çıkıyordu!

Binalar değil, tenekeler yıkıldı!

Vali Bey dürtmese...

Zonguldak şehir merkezinde trafik sorunu yaşanıyor.

Bugün-dün değil. Yıllardır böyle!

Ve neredeyse 5-6 yıldır Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Muharrem Akdemir, bir çözüm bulmuş değil.

Zonguldak Valimiz Sayın Ahmet Çınar, devletin tüm resmi kurumlarını bir masa etrafında toplayıp sorunu çözmeye çalışıyor.

Tüm iyi niyetiyle, samimiyetiyle çaba gösteriyor.

İte-kaka bir şeyler yaptırmaya çalışıyor.

Oysa Zonguldak Belediyesi bir plan hazırlayıp, başta Sayın Valimiz olmak üzere devletin ilgili kurumlarına götürüp çözüm aramalıydı.

Oynamaya gönlü olmayan ya da oyun bilmeyen gelin "yerim dar" dermiş...

Muharrem Akdemir'inki de o hesap!

O bilmiyor, ama Erhan Bey oynuyor!

Vallahi "dar" filan da demiyor!

Bir kara, iki kara, geliyorum Ankara...

Az bir işim daha kaldı.

Onları da halledip Ankara'ya gitmem lazım.

Yenimahalle, Söğütözü, Oran dolaşmam lazım.

Gelişmeler, yeni olaylara gebe!

Her şeyi merkezinden öğrenmem lazım!

Kim, kimi yakmış; kim, kime yan bakmış!

Öğrenip yazmam lazım!

Kim, nereye oynuyor, bilmem lazım!

Ankara, Ankara, güzel Ankara...

Ansızın sana gelmem lazım!