Yazı İşleri Müdürümüz Cüneyt Özfidan, geçtiğimiz Cuma günü resmi üniformalı bir polisin saldırısına uğradı.

Zonguldak İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı, "İyi olmuş. Bende bir kaç gazeteciyi pataklamak istiyorum" dedi.

Saldırgan polis memuru, arkadaşımızdan şikayetçi oldu. Olayı duyunca, arkadaşımız da saldırgan polisten şikayetçi oldu.

Ama çok ilginç olaylar yaşandı.

Şikayetçi polisin şikayet konuları, İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı'nın telefonda söyledikleriyle örtüşüyor.

Sarı basın kartı boynunda mı, basın yeleği var mı?

Tesadüfen olay yerinden geçerken dolandırıcılık olayına tanık olan gazeteci, görüntü çekmeyecek mi?

Gazeteci olmasın... Bir vatandaş oradaki olayı çekse, polisin vurma hakkı var mı?

Ne yeleği?

Futbol sahası dışında nerede yelek giyiliyor, Allah aşkına?

Boynunda kartı var mıymış?

Cumhurbaşkanı ve Başbakan ziyaretleri dışında böyle bir uygulama mı oluyor, Zonguldak'ta?

Karakuşi Kadı hikayesine dönecek bu olay sonunda!

"Hani ananı öpen kadı ise..." hikayesi var ya!

Saldırı olduğunda polise sığınacağız!

Polis saldırınca, kime sığınacağız?

Allah'tan Zonguldak Emniyet Müdürlüğü'nde sağduyulu, mesleğine bağlı, polisler, amirler, müdürler var!

Peki, şimdi biz soralım!

O polisin görev yeri orası mıydı?

O anda orada görevli miydi?

Görevli olmadığı halde arkadaşımıza nasıl müdahale etti?

O polisin silahı var mı?

O polis annesini dövdü mü?

2 yıl ceza aldı mı?

Annesinin söylemiyle, annesine silah çeken bir polis nasıl görevde kalır?

Devlet, o silahı polise "annesine doğrultsun" diye mi verdi?

Bakın sorular böyle uzayıp gider.

Bir sorumsuz polis memuru yüzünden koskoca teşkilatın zarar görmesini kim ister? Biz istemeyiz...

Yazı İşleri Müdürümüz Cüneyt Özfidan, olayı büyütmemek ve hatta kapatmak için İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı'yı aradı.

Turanlı, "Sen hele bir dur, ben hallediyorum" dese, olay kapanacak.

"İyi oldu" ne demek?

"Bende bir kaç gazeteciyi böyle pataklamak istiyorum" ne demek?

Sonra işi şakaya dökmek ne demek?

Cüneyt Özfidan'a, "Emniyet Müdürünü ara, bilgisi olsun" diyen benim.

Telefon görüşmesi benim yanımda oldu.

Cüneyt'in yaşadığı şoku görmeliydiniz. "Abi keşke aramasaydık" dediğinde sandalyeye yığılacaktı.

Çünkü Emniyet Müdürünün sözleri, yediği iki tokattan çok daha ağırdı.

Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı'nın hatası iletişim kazasıdır.

Dostlarımız, "Bu işi uzatmayın. Emniyet Müdürü ile ters düşmeyin. Başınıza iş gelir" dediler.

Haklılar... Atilla Çınar adlı Emniyet Müdürü başımıza iş vermişti çünkü.

Şimdi daha dikkatli olmamız gerektiğinin farkındayım.

Her an bir komploya kurban gidebiliriz.

"FETÖ'cü" diye iftira atılabilir!

Başka bir şeyden iftira edilebilir!

Nitelikli dolandırıcılar sokakta gezerken...

Bize bir kulp takabilirler.

Rabbim... Sana sığınıyoruz...

Sen koru bizi kötülerin şerrinden!

Komploculara izin verme!

Tuzakları boşa çıkart!

Kadın siyasetçinin hayaline bak!

Habere bakın:

"Ukraynalı gazeteci Yaroslava Koba, yeni seçilecek genç bir meclis başkanı ile kürsüde cinsel ilişkiye girmek için milletvekili olmak istediğini belirtti."

Hanımefendiyi bu dürüst açıklamalarından dolayı tebrik ediyorum.

Hiç olmazsa bizimkiler gibi, "Memleket için şöyle yapacağız. Yollar yapılacak. Teşvik alınacak" yalanlarıyla memleketin anasını bellemiyor!

Bizimkilerden bazıları, "Allah, din, iman, Kur'an" diyor!

Sonra Ankara'ya gidince; gazino, sauna, pavyona uğruyor.

Bana göre Ukraynalı kadın, bizim politikacılardan daha dürüst.

Hiç olmazsa, milleti becermiyor!

Bizim ginseng satan, viagra kullanan milletvekilleri, şimdi bu kadının peşine düşerse, şaşırmayın!

Nitelikli danışman halleder o işi!