Geçen akşam eve giderken saldırıya uğradım.

Zaten uzun süredir böyle bir saldırının planlandığını, Yasin Hamzaçebi'nin peşimde dolaştığını biliyordum.

Manavın önünde durdum. O da karşımda durdu. Manava girdi, çıktı.

Küfürler edip, aracımın camına armut fırlattı.

Sonrasında adamı aracıyla yolumu kesip, saldırdı.

Her şey kameralarda kayıtlı!

Ama ben bu işin Karakuşi Kadı hikayesine dönmesinden endişe ediyorum!

Aracımda ciddi hasar var!

Ama Yasin Hamzaçebi'nin benden aracıma attığı armudun parasını isteyeceğini tahmin ediyorum!

Saldırganın neler uyduracağını hayal bile edemiyorum!

Bir takım güçlerin bu olaya müdahil olduğunun farkındayım.

Yine de adalete olan güvenimi koruyorum.

Ama Allah'ın adaletine daha çok inanıyorum.

Biraz sabır...

Aferin sana Yasin!

Yasin Hamzaçebi, Zonguldak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Bankacılık Kanunu'na muhalefetle zimmet, özel evrakta sahtecilik, azmettirmek suretiyle Bankacılık Kanunu'na muhalefetle zimmet suçuna iştirak, yardım suretiyle Bankacılık Kanunu'na muhalefetle zimmet suçuna iştirak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle zincirleme dolandırıcılık" suçundan iki yıl hapis yattı. Kefaletle tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı.

Mağdur ettiği insanlar, Ağır Ceza kapılarında uğraşıyorlar.

Ve AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır, bankada adına hesap açamayan bu şahsı "işadamı" diye ağırlıyor ve fotoğrafını da sosyal medya hesabından yayınlıyor.

Şirketlerin sahibi olamadığı için "CEO'suyum" diyerek dolaşıyor.

Yasin Hamzaçebi'nin "CEO'suyum" dediği şirketler, hastanelerde kantin işletti, kiralarını ödemedi.

Eğer Pusula'nın yaptığı haberler olmasa, hala hastanelerde kantin işletiyor olacaktı.

Üstelik kantin kiralarını da ödemiyorlardı.

Yaza yaza tahsil ettiriyoruz.

Yasin Hamzaçebi'ye kim kıyak geçmişse, hepsi yükseldi!

Ne kadar ilginç değil mi?

Peki, bizim bu durumda böyle mi dememiz lazım?

Aferin sana Yasin!

Aferin sana Yasin!

Aferin sana Yasin!

Kıssadan Hisse: Kimlik!

Üstad Necip Fazıl Kısakürek, bir gün konferans verirken, salonda bulunanlardan birisi kürsüye salatalık fırlatır. Salatalığı eline alan Necip Fazıl, salondakilere dönerek, "Birisi kimliğini göndermiş, kiminse gelsin alsın" der.

Hisse: Önceki akşam bize armut atan için de aynı şeyi söylemek mümkün değil mi?

Günün Fıkrası: Kulağına küpe olsun!

Kuyumcuya giren kadın, "Şu nikah yüzüğümü kesip, bana bir çift küpe yapar mısınız?" diye sormuş. Kuyumcu, yüzüğü eline alıp bakmış. Yüzüğün üstünde, "Seni seviyorum" yazıyormuş.

Kuyumcu, "Hanımefendi, neden bu yüzüğü kestirmek istiyorsunuz? Belli ki bir hatırası var" diye sormuş.

Kadın, "Bu benim nikah yüzüğüm. Kocamdan ayrıldım. Şimdi küpe istiyorum. 'Seni' kelimesi küpenin bir tanesinde, 'seviyorum' kelimesi de diğerinde olsun" demiş.

Kuyumcu yine sormuş:

"Neden acaba?"

Kadının verdiği cevap:

"İlerde böyle cümlelerin bir kulağımdan girip diğerinden çıkacağını göstermek için!"

Günün Sözü:

"Kalkın ey Fellah-ı Vatan dediler, kalktık; Puştlar oturdu, biz ayakta kaldık."

Ziya Paşa