Kozlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 3 takım mobilya almış. Kullanmaya başlamış.

27 bin lirayı ödemek için teklif almak suretiyle ihale yapmaya kalkmış.

Yani alınmış, kullanılmış malın ihalesi yapılacak!

Bir namuslu adam çıkmış, "Ben buna imza atmam" demiş.

Hani; Kamu Hastaneleri Birliği Zonguldak Genel Sekreterliği'nde çalışırken, Atatürk Devlet Hastanesi Yöneticisi Hasan Tosun'un yolsuzluklarına göz yummadıkları için başlarına olmadık işler gelen iki yönetici vardı.

Bakalım, Kozlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ndeki bu namuslu adamın başına neler gelecek?

İşin içinde AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun olunca, memurlar için büyük tehlike oluyor.

Korkma namuslu adam, korkma...

Bunların türlü türlü hesapları varsa, senin de Allah'ın var...

İyi ki varsın Eren...

Trabzon-Maçka'da 15 yaşındaki Eren Bülbül, PKK'lı teröristlerin yerini askerlere gösterirken şehit düştü.

Acı haberin ardından Eren'in annesinin ağıtı yürekleri dağladı:

"Hangi yaralarımı diyeyim?

Hangi yükümü tutayım?

Aldın da tomurcuk gülümü...

Çıkardın da bir gözümü..."

Hazine arazilerini gaspederek, kömür çalarak, vergi kaçırarak yükünü tutanları görünce, Eren'in annesinin yükü daha da ağırlaşıyor...

Vatanı sevmenin ne demek olduğunu bize öğrettiğin için; iyi ki varsın Eren...

Kıssadan Hisse: Mutluluğun sırrı

Bir genç, bir zamanlar mutluluğun sırlarını öğrenmek istemiş. Bir bilge aramış. Sormuş, soruşturmuş, "Falanca kişidir" demişler. Ayrıca kırk günlük mesafedeki bir köşkte yaşadığını da öğrenmiş.

Üşenmemiş, yola çıkmış ve bilgeyi bulmuş.

Bilge, onu bir güzel ziyafetle ağırlamış, isteğini sormuş:

"Mutluluğun sırrı ne? Bana bunu öğret" demiş delikanlı.

Bilge, bu sırrı vermeyi kabul etmiş.

Delikanlının eline bir kaşık vermiş, iki damla sıvı yağı da kaşığın içine koymuş.

"Köşkümü bir güzel gezeceksin, ancak bu yağı dökmeyeceksin" demiş.

Delikanlı, köşkü geziyormuş, ama gözü devamlı kaşıktaymış. Dönmüş gelmiş. Bilge, "Salondaki Acem halılarını gördün mü, kütüphanedeki şömineyi fark ettin mi, bahçedeki gülleri gördün mü?" şeklinde bir yığın ayrıntı sormuş. Utanan delikanlı, hiçbir şey görmediğini itiraf etmiş. Çünkü sadece yağa bakıyormuş.

Bilge şöyle demiş:

"Öyleyse git şimdi daha dikkatli olarak köşkümün harikalarını gör. Oturduğu evi tanımadan o insana güvenemezsin."

İçi rahatlayan delikanlı, kaşık elinde gördüğü her şeyi hafızasına adeta kazırcasına dikkat etmiş, gördüklerini bir güzel anlatmış.

Bilge, "Peki, sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?" diye sormuş.

Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş.

Bilgeler bilgesi demiş ki:

"Mutluluğun sırrı, dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama iki damla yağı unutmadan..."

Günün Fıkrası: Servet...

Meşhur bir filozofa, "Servet, ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda, filozof, "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.

Günün Sözü:

"Kırıldığın insanlarla arana mesafe koy... Hissediyorlarsa, yanına geleceklerdir. Gelmiyorlarsa, 'doğru mesafeyi buldun' demektir."

Carpentier