Vallahi elimde acayip bir bomba var!

Kendimi zor tutuyorum! Yazsam, ortalık karışacak!

Biri kalp krizinden gidecek! Yine suçlusu ben olacağım!

Ama bu kez öyle-böyle değil! Bırakın Zonguldak'ı, Türkiye'yi sarsacak bir olay!

Elbette olayın içinde bir siyasetçi var! Bu kadar söyleyeyim, gerisini siz anlayın artık!

Elimdeki bombanın büyüklüğünü bilseniz, bugüne kadar yazdıklarımın hiçbir şey olduğunu siz de anlarsınız! Hani "turpun büyüğü heybede" derler ya, işte öyle!

Ama belgesi ve görüntüsünün peşindeyim!

Allah bana o günleri gösterirse, ben yapacağımı bilirim!

Yalanlanması bile utanç verici bir durum olacağını şimdiden söyleyeyim!

Bekliyorum, bekliyorum!

Verip kurtulmak istiyor, ama!

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Davut Acar'ın üzerinde olan Carrefour alanını, başka birine devretmek için kıvranıyor. Verebilse, hem Davut Acar kurtulacak, hem kendisi kurtulacak. Çünkü bu konuda çok ciddi baskılar görüyor.

Alanı isteyenler, bir süre önce Belediye Başkanı Muharrem Akdemir'i ziyaret etmişler.

Halini-hatırını sormuşlar! Gürültülü bir ziyaret olmuş!

O ziyaretten sonra Başkan Yardımcısı Şenol Şanal görevden alındı!

Şenol Şanal, Davut Acar'ın kullandığı alanın başka birine devredilmesine karşıydı.

Şanal, sözleşmenin iptal edilmesi gerektiğini savunuyordu.

Ve bir grup meclis üyesi birlikte hareket ediyorlardı.

Şenol Şanal'ı görevden alarak, onlara da mesaj verildi.

Tonaj aşımı yapanlar...

İstanbul'da, aldıkları rüşvet karşılığı tonaj aşımı yapan hafriyat kamyonlarına ve yasak saatte beton mikserlerine izin verdikleri belirlenen 55'i trafik polisi 97 kişi, Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmış!

Zonguldak'ta böyle şeyler olmuyordur kesin!

Hatta hafriyat kamyonları ve beton mikserleri kesinlikle denetleniyordur.

Alkolden ehliyeti alınan kişinin ehliyetsiz bir şekilde gezmesine de kesinlikle göz yumulmuyordur! Hatta hakkında yakalama bulunan kamyonlar, iş makineleri, başka birilerinin şantiyelerinde saklanmıyordur!

Ayar veriyorlar!

"24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı" nedeniyle çok sayıda mesaj yayınlandı.

Kimileri iyi niyetleriyle, kimileri de fırsattan istifade ayar çektiler hepimize!

Ancak en dikkat çekici mesajlar, görevlerindeki başarısızlıkları nedeniyle eleştirenlerden geldi.

Mesela, AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır, sanki çok iyi ve başarılı bir siyasetçiymiş gibi ayar veriyor, kendi kendine!

Haberlerini paylaştığı gazetelerde çalışanlara bir ayar verse önce!

Levent'e, Yasin'e, Mehmet'e!..

Bir de onun İl Başkanı Zeki Tosun... O da ayar veriyor kendince!

Ey Zeki Tosun, yanındaki gazeteci haftada bir yalan ve iftiralarla saldırıyor herkese!

Hadi önce ona "dur" desene!

Başkaları da var! Hele biri... Hele biri... Hadi neyse!

Keşke, kutlayıp geçselerdi! Hadi neyse!

Günün Fıkrası: Hangi sandalye!

Renkli kişiliğiyle ün yapmış bir felsefe hocası, yılın son sınavını yapmak üzere sınıfa girmiş. Bütün öğrenciler çok heyecanlı, hepsi merakla soruları beklerken, felsefe hocası sınıfa şöyle bir bakmış, derken sandalyesini kaptığı gibi kürsünün üzerine koymuş.

"İşte 100 puanlık tek soru! Bana bu sandalyenin varolmadığını ispat edin!"

Herkes girişmiş yazmaya... Hızlı hızlı yazanlar, harıl harıl düşünenler derken, aralarından biri kağıda tek bir cümle yazmış, hocasına vermiş ve sınıftan çıkmış.

Sonuçlar açıklandığı zaman bir bakmışlar koca sınıfta 100 üzerinden 100 alan tek kişi var, o da sınavı 2 dakikada bitirip çıkan çocuk!..

Peki, çocuğa 100 puan getiren o "tek cümle" neymiş?

"Hangi sandalye?"

Günün Sözü:

"İnsan uçurumun kenarına varmadan kanatlanmaz."

Kazancakis