Bir ara hakkında IŞİD petrolü sattığı yönünde iddialar bulunan nitelikli dolandırıcı, son dönemde Ereğli tarafında kaçak akaryakıt işi yapmaya başladı.

Adam, Ereğli Organize Sanayi Bölgesi'nde 10 numara tesis kurmuş!

"10 numara tesis" dediysek, hani 10 numara yağı mazot olarak kullanıyorlar ya!

İşte o işi yapıyormuş!

Hem de büyük bir şirketin gölgesinde!

OSB yönetimi müdahale edince, "Kendi araçlarımızda kullanıyoruz" demişler.

Buradan konuyla ilgisi olan kurum ve kuruluş yöneticilerine çağrı yapıyorum.

Böyle bir olaya nasıl müsaade ediliyor?

Tesisin kapısı kapatılmış.

Yani bu kadar mı?

Yani orada üretilen maddenin, akaryakıt istasyonlarına satılmadığının garantisi var mı?

Bu işin mutlaka üzerine gidilmeli.

Ereğli Kaymakamlığı...

Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü...

Ereğli İlçe Jandarma Komutanlığı...

Ereğli TSO, OSB, EPDK...

Artık kim varsa...

Artık bu nitelikli dolandırıcı kimse?

Ortakları kimlerse?

Ucu hangi danışmana, hangi siyasetçiye gidiyorsa!

Sonuna kadar gidelim...

Danışmanın, çamurlu, akça-pakça işleri!

Bizim niteliksiz danışman, oltanın ucuna yemi takıyor!

Sazanları Ankara'ya taşıyor!

Öyle bir taktik bulmuş ki!

Mesela, Kozlu'da çamura yatıyor!

Çatalağzı'nda akça-pakça işler yapıyor!

Her ilçede, her beldede böyle bir keriz bulmuş!

Bu kişiler, talebi olanları danışmana yönlendiriyor!

Danışman orada kılçığı ayıklıyor!

Bu aracılara vaat edilen şey ise, belediye başkan adaylığı!

Ne güzel değil mi?

Ve bu soysuzluğa, bir siyasetçi çanak tutuyor!

Neden, ne için, neyin karşılığında?

Kıssadan Hisse: Tereyağı...

Yaşlı adamın eşi, evde tereyağı yapıyordu. Kocası ise her gün yakınlarındaki bakkala götürüp satıyor, onunla geçiniyorlardı. Bakkal, adamın getirdiği tereyağını hiç tartmıyordu. Ancak bir gün "acaba" dedi, adam gittikten sonra tereyağını tartıya koydu, 900 gram olduğunu görünce çok öfkelendi ve "Yarın geldiğinde bunun hesabını sorar, bir daha da ondan alışveriş yapmam" dedi.

Ertesi sabah yaşlı adam elinde tereyağı ile içeriye girdi.

Bakkal sert bakışlarıyla, "Bir daha senden tereyağı almayacağım" dedi.

Yaşlı adam üzülerek, "Efendim, bir yanlışım mı oldu?" dedi.

Bakkal, "Efendim, senin bana verdiğin tereyağını tarttım, 900 gram geldi, ayıp değil mi bu yaptığın?" dedi.

Yaşlı adam utanarak başını yere eğdi ve, "Efendim, bizim terazimiz yok, sizden bir kilo şeker almıştık, onu tartı olarak kullanıyoruz" dedi.

Bakkal utancından ne yapacağını şaşırdı.

Böyledir işte dünya...

Kime ne ağırlıkta kıymet verirsen, o ağırlıkta kıymet bulursun...

Günün Fıkrası: Dua...

Vaktiyle bir kanaat önderini, milletvekilleri ziyaret eder. Ziyaretin ardından vedalaşıp ayrıldıklarında çevresindekiler sorarlar:

"Efendim, sizi ziyarete gelen milletvekillerine dua ediyor musunuz?"

Kanaat önderi, "Hayır, milletvekillerine bakıp memleketim için dua ediyorum" der.

Günün Sözü:

"Bir kadının yeniden evlenmesi, onun ilk kocasından nefret ettiğini gösterir. Bir adamın yeniden evlenmesi, onun ilk karısını çok sevdiğini gösterir."

Oscar Wilde