Anayasa değişikliği için yapılacak referandumda kesinlikle "Evet" oyu kullanacağım.

Neden, biliyor musunuz?

Seçilme yaşının 18'e düşmesini muhteşem bir değişiklik olarak görüyorum.

Devlet, en üst kademedeki yöneticisini 65 yaşında zorunlu olarak emekli ediyor.

Tapuya gitseler, akıl sağlığıyla ilgili rapor isteniyor.

Ama 65 yaş ve üstünün milletvekili seçilmesinin önünde hiçbir engel bulunmuyor.

Dönelim Zonguldak'a...

Mevcut milletvekillerimizin yerine beş tane 18 yaşında milletvekilimiz olsa, ne mahsuru var?

Mesela, 18 yaşındaki bir milletvekili, AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır gibi, "En ters yer Elvanpazarcık, oranın yolu yok, yol yapmasanız, yol bağlantısı olmayabilir. Şehre yakışmayan bir yer" ifadesini kesinlikle kullanmaz.

"Zonguldak'ın yollarını yaptıracağım" diyerek milletvekili seçilip, "Elvanpazarcık'ın yolu yok" demez...

Sadece Hüseyin Özbakır mı?

Mesela, 18 yaşındaki bir milletvekili, CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş gibi, "550 milletvekili fazla. Bırakın 600 milletvekili olmasını, 400 milletvekili yeter" der miydi?

Mesela, 18 yaşındaki bir milletvekili, kendi yöresinden Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olmuş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı görevine getirilmiş bir isimle AK Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar gibi küs olur muydu?

Mesela, 18 yaşında bir milletvekili, AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu gibi en yakınlarını devlet kadrolarına doldurur muydu?

Mesela, 18 yaşında bir milletvekili, CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu gibi, bitiremediği işin üzerinden siyaset yapar mıydı?

Ne olur 18 yaşındaki milletvekilinin dezavantajı?

Kanı kaynar, sevgilisi olur, biraz o işlere zaman ayırır.

Ama hiç olmazsa, bizim belediye başkanları gibi ellerine-yüzlerine bulaştırmazlar!

Keşke yerel yönetimlerde de seçilme yaşını aşağıya çekseler.

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir'in yaptığı Belediye Başkanlığını 18 yaşındaki bir çocuk niye yapamasın?

18 yaşındaki Belediye Başkanı, batan çocuklarını kurtarmak için belediye kasasını boşaltmaz!

Karışık-kuruşuk işler yapmaz!

Çünkü ufku o kadar geniş değildir!

Bir büyüğüm, "İnsanın ufku aldığı maaşın 10 katı kadardır" demişti.

18 yaşındaki çocuk, 16 bin lira milletvekili maaşı alınca, ufku 160 bin lira olur!

Hiç olmazsa, atama-tayin işlerinden 4-5 bin lira almaz!

Belediye Başkanı olsa, imar değişikliğini bizimkiler gibi küçük paraya yapmaz!

İşin çılkını çıkartmaz!

18 yaşındaki çocuk pavyona gitmez!

En fazla gider, bir kafede, pastane de oturur!

Valla ben sırf bu yüzden "Evet" diyeceğim!

Kantini yönetemeyen hastaneyi yönetebilir mi?

Zonguldak Belediyesi'nin CHP'li Meclis Üyesi Dr. Atınç Kayınova, İnanış'tan Öznur Güneş'in sorularını yanıtlarken, satır aralarında öyle şeyler söylemiş ki!

"Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine getirilen meslektaşımın yönettiği hastanedeki kantini bile yönettirememesi de tipik AKP ironisidir. Bu kişilerin Zonguldak'ın yararına yapılacak yatırımlara yön vermesini beklemek, bu şartlarda pek mümkün görünmemektedir. İlginç bir şey var. Bu kantin işletmecisinin sayın milletvekilinin hemen dibinde olan biri olması, bu süreçte 8-10 kere ihtarname yollayıp başka bir işlem yapmadan kamu zararı oluşturan o hastane yöneticisinin de tam bu dönemde Genel Sekreter yapılması ilginç bir tesadüf olmuştur. Sayın Ali Kaban'ın bu konuda özel ilgi gösterdiğini basından izlemekteyiz. Bu şartlarda, bu kadronun Zonguldak'ta hastane yerini neye göre, kiminle, nasıl belirlemeye çalıştığı da akıllarda farklı şüpheler oluşturmaktadır."

Yönetici olduğu hastanedeki kantin krizini yönetemeyen birinin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri yapılışını ne güzel anlatmış Atınç Kayınova!

Genel Sekreter, Muharrem Erdem oldu!

Yapsalardı, Atatürk Devlet Hastanesi Yöneticisi Hasan Tosun, Genel Sekreter olacaktı.

O da hastanesindeki kantin krizini yönetememişti!

Kantin işletmecisinin, milletvekilinin dibinde olmasını da çok güzel bir dille anlatmış Atınç Kayınova!

Genç siyasetçilerden umutluyuz.

Tebrikler Atınç Kayınova!

Mesajınız sanırım yerine ulaşmıştır!