AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır ve danışmanlarının neden olduğu sıkıntının Zonguldak'ı getirdiği duruma bakar mısınız?

Biz istedik ki, Zonguldak'ı ve zamanla Hüseyin Özbakır'ı sıkıntıya sokan danışman meselesi çözülsündü.

Biri, bir şekilde gönderildi. Diğeri, hükümranlığını ilan etti!

Oradan "hodri meydan" çekiyor!

Dilekçeler hazırlıyor, milletvekilinin makamına gelenlere imzalatıyor!

Kent huzurunu dinamitliyor.

Siyaset, bürokrasi ve iş dünyasının önemli isimleri, "Sen dur" diyorlar.

Ben duruyorum, onlar durmuyor!

Hatta "Bir araya gelir misin?" diye soranlara, "Her zaman, her yerde görüşürüm" yanıtını veriyorum.

Çünkü benim; çekindiğim, gocunduğum bir durum yok ki!

Ben her zaman, her yerde içimden geleni söylerim.

Bize iletilen teklifleri, Hüseyin Özbakır'a da ilettiler.

Özbakır, bu tekliflere sıcak yaklaştı. Ama teklifi getirenleri, Levent Çebi arayıp, "Ben ne olacağım?" dedi.

Öyle oldu, böyle oldu... Olaylar bu noktaya geldi...

Hala bana, "Sen sakin kal" diyen dostlarım var.

Ben zaten sakinim...

Karşı taraf hamlelerini durdurursa, ben daha da sakin olurum.

Korkmadığımı daha nasıl belli ederim, bilmiyorum.

Ama ben bu işi 27 yıldır yapıyorum.

Ayağımdan kurşunladılar.

Kafamda levye kırdılar.

O yüzden bu saldırılar beni yıldırmaz.

Bu kavga ikliminden birileri yararlanıyor.

Ama Zonguldak'ın büyük zararı oluyor.

Milletvekili ve danışmanı, her gün beni şikayet etmekle uğraşacaklarına, Zonguldak'a hizmet etseler daha iyi değil mi?

Ve buradaki yancıları da bizim işlerimizle ilgileneceklerine kendi işleriyle ilgilenseler, daha iyi değil mi?

Her gün, "battı/batıyor" diye haber yapanlar, kendi dertleriyle ilgilenseler, daha iyi değil mi?

Bir de... Yazdıklarımdan olumsuz etkilenenler varmış!

Siz ana karnından çıktınız da, biz ağaç kavuğundan mı çıktık?

Sizin ki can da, bizimki patlıcan mı?

Azıcık empati yapın!

Bizim bu kentten başka gidecek yerimiz yok.

Dedemizin, babamızın mezarı burada...

Bizim de burada olacak.

Bu kenti çok seviyoruz.

Her şeye rağmen biz, üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

Ama herkes geri adım atacak!

Tüm sorumluluğu bize yıkmayacak.

Yok, "Seni bitireceğiz" diyorsanız, hodri meydan...

Tekrar ediyorum... Cumartesi günü yaşanan olay nedeniyle başta Erdal Şeker, Namık Aşcı gibi değerli büyüklerimi üzdüğüm için üzgünüm.

Tekrar huzurunuzda özür diliyorum.

Ve malum olay sonrası arayan, soran, büromuza gelen o kadar çok dostumuz oldu ki...

Milletvekillerinden siyasi parti başkanlarına, bürokrat dostlarımızdan meslektaşlarımıza çok çok teşekkür ediyorum...

Hey Taksi!

İşadamı Teoman Papila'nın damadı Harun Demir'in Cumartesi günü Erdal Şeker'in işyerindeki saldırısı kamuoyunda büyük tepki gördü.

"Belden aşağıya yazıyor" iddiaları boşa çıktı!

Zira olay sonrası öyle yorumlar yapıldı ki, saldırı gerekçesi Demir Ailesi'nin elinde patladı.

O yorumlar karşısında, bizim yazdıklarımızın zemzem suyuyla yıkandığı net bir şekilde görülecektir.

Cumartesi günü yaşanan saldırı öncesi keşif için Şekerlerin dükkanına gelen ve saldırı sırasında da Harun Demir'in yanında bulunan taksici hakkında küçük bir araştırma yaptım. Öğrendiklerim bende kalsın...

Gerisini siz araştırın...