Fırat Kalkanı Harekatı'nın 150'nci gününde El Bab bölgesinde DEAŞ'ın bomba yüklü araçla saldırısında 5 askerimiz şehit oldu, 9 askerimiz yaralandı.

[*] [*] [*] [*]

Dün saat 13.40 sıralarında terör örgütü DEAŞ'ın saldırısında uzman çavuşlar Saim Topal, Bahattin Bakır, Emre Doruk, Ramazan Taşkın ve Mete Can şehit düştü. Yaralanan 9 asker de tedavi altına alındı.

Şehit ateşinin düştüğü yerlerden biri, yine Zonguldak oldu.

Yine Devrek oldu.

[*] [*] [*] [*]

Bahattin Bakır...

Devrek'in Pınarönü Köyü Kuzluoğlu Mahallesi'ndendi.

[*] [*] [*] [*]

Ardı arkası kesilmiyor acıların...

Söz konusu vatan ise, gerisi teferruat!

Ama korkarım, yakında şehidinin ardından ağlayanı da yadırgayanlar olacak!

[*] [*] [*] [*]

Neden mi?

Tüm şehitlerimiz adına şunu sormak gerekiyor:

"Kimin için düşüyor bu canlar toprağa?"

[*] [*] [*] [*]

Dünkü Cuma vaazında Hoca Efendi diyor ki:

"Şehit olun..."

Ayetlerle bağlıyor, ülke ve bayrak aşkımızla süslüyor.

Hocayı kuzu kuzu dinliyoruz.

Ama inanıyorum ki, cemaatin içinden pek çoğunun aklından bir soru geçiyor:

"Bu kadar mı kolay hocam?"

[*] [*] [*] [*]

Can bu can...

Ana yüreği bu yananlar...

Baba yüreği...

Elbette her şeyi Allah'a, Yüce Yaradan'a borçluyuz.

Bunun aksini düşünmek mümkün mü?

[*] [*] [*] [*]

Hocayı dinlerken, şu soruyu da sordum kendime...

"Acaba nereye bağlayacak?"

[*] [*] [*] [*]

Öyle bir anlatıyor ki...

Dersiniz ki:

"Şehit olmayana cennette yer yok...Ne yapıp edip şehit olunmalı"

[*] [*] [*] [*]

Hocam... Hocam...

Dini, ayetleri, Kur'an'ın yorumunu sizinle ne tartışabiliriz, ne de böyle bir şeye teşebbüs edebiliriz.

Amaaaaa!

Güzel anlatıyorsun da, bir de bu vatan evlatlarının bu kadar kolay şehit olmasına neden olan şartları yaratanlardan bahsediversen...

Bu şartların oluşmasına vesile olanların da kulaklarını çınlatıversen!

[*] [*] [*] [*]

Ne yapalım şimdi?

Şehitlik mertebesine ulaşabilmenin ayrıcalığını kavuşabilme adına bu savaşları yaratanları, büyütenleri, "benim için şehit ol" diyenleri görmezden mi gelelim?

Yoksa, "Bu nedenleri yaratanlar olmasa evlatlarımız şehit olamazdı" diye sebep olanlara dua mı edelim?

[*] [*] [*] [*]

Peki, kime dua edelim hocam?

Terörü yaratan ABD'ye ve diğer ülkelerin başkanlarına mı?

Düne kadar aynı yatağa girdiğimiz, bugün askerimizi, polisimizi şehit eden IŞİD'e mi?

PKK'ya mı?

FETÖ'ye mi?

[*] [*] [*] [*]

Hocam...

Hocammm...

Allah sana, evlatlarına sağlık versin...

Evlat acısı yaşatmasın...

Çocuklarına vakitsiz acılar yaşatmasın...

Amin!

Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz.

Bunların kitabı yok!

Ali Kaya...

Bu kentin; duyguları, anıları, geleceği, korkuları, acıları, yalnızlıkları, gözyaşları ve tenindeki kırışıklıkları adına direnen ve bunu yazabilen, yazıya dökebilen az sayıdaki güzel insandan biri...

Son olarak kaleme aldığı "3 Kanlı Mandalina" adlı kitap ise son eseri...

Diyor ki:

"Yaşam ve zaman durumu, nehir gibidir.

Dışarıdan bakıldığı zaman çok dingin gibi gözükse de çok hızlı bir şekilde akar.

Akışının içinde insanlar, nehrin dışına çıkarak bu akışa tanıklık yaparlar.

Nedir bu tanıklıklar?

Anılar, yazılar, resimler gibi ürünler tarihe tanıklık eder. Biz de Zonguldak'ın tarihine tanıklık yapmaya çalıştık. '3 Kanlı Mandalina' kitabımı, 10 yaşımda tanık olduğum olaydan kaleme döküldü.

1960'lı yılların başında Kurban Bayramı arifesinde, bir grup maden işçilerini köye götüren kamyon, Kadırga'dan 'Teneke Mahallesi' dediğimiz yere uçtu.

Orada 6-7 kişi öldü ve birçok yaralı vardı.

Ardından köye götürmüşler kamyonu...

Orada ölüleri ve yaralıları kaldırmışlardı, ama kamyondaki eşyaları kaldırmamışlardı. Kamyonun içinde gördüğüm 3 kanlı mandalina, beni çok etkilemişti."

Kaya, sağlığı el verdiği sürece yazacağını söylüyor, dünkü imza gününde...

Yazmalı...

Ali Kaya'nın çaba ve arzusu, bizler için kitaplaştırdıkları ince bir kabuk bağlamak üzere olan yaramın yeniden kanamasına neden oldu.

Kaya'nın sözleri arasında aslında bu kentin yalnızları var.

Bu kentin yazarları, araştırmacılar...

Kaya, kitabını bastırabiliyor.

İmza günlerine gidebiliyor.

Ama bunu yapamayan niceleri var.

Gerçekçi anlamda kendisini kanıtlamış, araştırma ve bilgi donanımıyla verim çağında olan yazarları yalnız bu kentin...

Zonguldak Belediyesi ve diğer belediyelerimizin ya kafası basmıyor, ya böyle bir dünyaları yok, ya da bu kentin oksijenini boş yere tüketiyorlar.

Ali Kaya, Erol Çatma, Kadir Tuncer, Sina Çıladır, Sadi Uyar, İbrahim Tığ ve daha pek çok isim için belediyeler neden teşvik edici olamaz?

Örneğin, Zonguldak Belediyesi yıllardır neden bu konuda işin bir tarafından tutamaz?

En basit örnek, Zonguldak Belediyesi'ne gelen misafirlerin çantalarına dönüşümlü olarak bu kentin duygularını yazan yazarlarının kaleme aldığı kitaplardan neden ikişer tane koyamaz?

Arkadaş, nasıl bir kentteyiz?

Anlamak mümkün değil...

Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

Bunların kitabı-mitabı yok!

Devam Ali Ağabey!