Filyos Vadi Projesi ve Filyos Limanı’yla ilgili haberleri her zaman ilk veren gazete Pusula’dır.



Sadece Filyos mu?



Mithatpaşa Tüneli başta olmak üzere, ilimize yapılması düşünülen her yatırım haberi, önce Pusula’da yayınlanır.



Çünkü biz bölgemize hizmet yapılması için yanıp tutuşuyoruz.



Bu toprağın insanı olarak büyük heyecan duyuyoruz.



Cumartesi günü, Filyos Limanı ihalesiyle ilgili yeni gelişmeler olduğunu duyduk.



Genel Yayın Yönetmenimiz Atilla Öksüz’ü aradım.



Olayı Ankara´dan teyit ettirdi.



Bülbüloğlu İnşaat’ın başını çektiği iş ortaklığının Filyos Limanı ihalesi konusunda Danıştay’dan karar çıkarttığını öğrendik.



Sonra ben de aradım.



Danıştay’ın kararı, ihaleyi yapan kuruma tebliğ edilmiş.



Kurum, Bülbüloğlu iş ortaklığını çağırıp ihaleyi imzalayacak.



İnşallah, Filyos’a kazma vurulacak.



Peki, bu haber için biz mi koşturmalıyız?



Yoksa milletvekilleri mi?



Biz, bu haberi herkesten önce duyurduğumuz için mutluyuz.



Ama milletvekillerinin olaydan haberlerinin olmaması nedeniyle de umutsuzuz.



Zonguldak, gerçekten sahipsiz bir kent…



Ve kalite, giderek düşüyor.



Gelenler, gidenleri aratıyor.



Zonguldak’a yazık oluyor…





İletişim kazası mı, yalan-dolan mı?





Ankara’dan bir haber geliyor:



“Milletvekilleri, Başbakan’dan randevu aldı, Zonguldak sorunlarını iletecekler.”



Acayip mutlu oluyorum.



Temsilcilerimiz Ankara’da bizim için çalışıyorlar.



Zonguldak’ın sorunlarını çözmek için canlarını dişlerine takıyorlar.



Sonra “randevu” dedikleri, AK Parti’nin Afyon kampı çıkıyor.



Yani AK Parti’nin tüm milletvekillerinin katıldığı bir kampı bize “randevu” diye yutturuyorlar.



Başbakan Ahmet Davutoğlu, zaten tüm milletvekilleriyle görüşmek için böyle bir kamp organize ediyor.



Siz, bize özel randevu gibi duyuruyorsunuz.



Burada bir iletişim hatası, iletişim kazası yoksa, yalan var, dolan var.



İnşallah, Afyon’a kaymak yemeye gitmemişsinizdir.



İnşallah, Zonguldak’ın sorunlarını gündeme getirmişsinizdir.



İyi haberlerinizi bekliyoruz sevgili AK Parti Milletvekilleri…





Kim yıprattıysa…





Kadının biri hala bizim mesleğin içinde ya…



Yıpranma payından söz ediyor.



Ben bu kadını göçükte, grizuda, trafik kazasında, cinayette, intiharda, yangında, eylemde görmedim.



Dolayısıyla, bizim mesleğin insanda yarattığı “yıpranma” bu kadında olmadı.



Yıpranmışsa, başka işlerde, başka yerlerde yıpranmıştır.



Gazeteciler için “yıpranma tazminatı” var ya, ona gözü dikmiş şimdi.



Be kadın, sen bu mesleği “adam” gibi yapmıyorsun ki, yıpranma tazminatı istiyorsun.



Git, seni kim ya da kimler yıprattıysa, ya da yıpratıyorsa, onlardan iste tazminatı…



Lütfen bu mesleği daha fazla kirletme…



Bakıyorum da sen, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü de yanlış anlamışsın.


“Çalışan” derken, “Aktif Gazetecilik” yapanlar kastediliyor.


Senin gibi “çalışan”lar değil…



Anladın değil mi?



Kirli!