Bir haftalık Almanya gezisinden önceki gün döndüm.


Almanya gezisine ilişkin yazılabilecek çok fazla şey var.


Yoğun gezi ve çalışma programının yorgunluğunu İstanbul&8217;da iki gün yatarak atabildim.


Günde 5-6 farklı toplantıya katıldık.


Brifing aldık.


Sorular sorduk.


Yanıtlar aldık.


Kimini inandırıcı bulduk.


Kimini samimiyetsiz.


Almanya&8217;nın en önemli kurumlarından bilgiler aldık.


Almanya&8217;nın yerel ve yaygın medyasının durumunu gördük.


Almanya&8217;nın sendikal kurumlarını gördük.


Türk göçmenlerin sorunlarına yakından tanık olduk.


Disiplin mekanizmasının Almanya&8217;da erken yatıp erken kalkmakla başladığını gördük.


Almanya&8217;da Türk restoranında nasıl kazık yenilebileceğini gördük.


Köln&8217;de yapılacak büyük caminin mimarının Alman olduğunu öğrendik. Cami tartışmalarını papazlardan dinledik.


Almanya&8217;da diyanetin imam atadığı 700 camiye karşın Almanların Alanya&8217;da kilise taleplerinin reddedilmesine kaşın yorumlarını dinledik.


Almanya&8217;daki Türkler arasında cami değil okul yaptıralım tartışmalarına tanık olduk.


Almanların,Türk aydınlarının ve iş adamlarına Almanya&8217;nın geleceği konusunda ki güvenlerini gördük.


Almanya&8217;da bir çok kişinin iltica sonrasında ülkesini karalayarak Almanların beyinlerini nasıl yıkadığına tanık olduk.


Buna karşın PKK&8217;nın Almanya&8217;daki eylemlerinin yarattığı rahatsızlığı ve bazı Alman kurumlarının ve siyasilerin PKK konusunda Türkiye Cumhuriyetine karşı haksızlık yaptıkları itiraflarına tanık olduk.


Basın özgürlüğünün ne demek olduğunu gördük.


Kültürün korunmasının yolunun geçmişe ve tarihe sahip çıkmakla başladığını gördük.


Polissiz yaşamın ne demek olduğunu gördük.


Türk İş adamlarının balarılarına tanık olduk.


Almanya&8217;daki Türk iş adamlarının ne kadar çok Alman çalıştırdığına ve olası baskılarda Almanları işten çıkarma tehdidinde bulunabileceklerini gördük.


Başbakan Tayyip Erdoğan&8217;ın gurbetçilere &8216;Paranızı Türkiye&8217;ye getirin&8217; çağrılarına karşın gurbetçilerin buna sıcak bakmadığına tanık olduk.


Kombassan örneğinde olduğu gibi din istismarcılarının gurbetçilerin paralarına göz dikmeye devam ettiğini ve Başbakan Erdoğan&8217;ın çağrısından yola çıkarak kapı kapı dolaşıp şirket ortaklıkları teklif ettiklerini duyduk.


Almanya&8217;da ne çok Zonguldaklı&8217;nın yaşadığına tanık olduk.


Robert Bosh Vakfı ve Kültür Forum&8217;n daveti üzerine17&8217;si yaygın, bir yerel basın temsilcisinin katıldığı gezi, geziden çok tam bir iş maratonuydu.


Yine de Zonguldak&8217;tan ulaşmak iyi geldi.


Almanya&8217;da olup bitene tanıklık ettik.


Almanya&8217;dan notlar dizisi farklı konu başlıklarıyla Pazartesi&8217;nden itibaren devam edecek.



BİZİMKİLER!


Almanya gazisi sonrası bir kez daha gördüm ki bizimkilere kötek lazım.


Bazı şeylerin parayla değil kafayla olduğunu hep söylüyor yazıyorduk.


Bir kez daha gördüm ki yazdıklarımız az bile.


Çok hafif.


Bir kentin nasıl katledildiğine tanıklık eden bizler, kafaların değişmeyeceği yerde kişileri değiştirmek gerektiğine inanmalıyız.


Yani sorunu görmek yetmiyor.


Çözümde diretmek gerekiyor.


Medya olarak kötü işlere ortak olmamak gerekiyor.


Demokratik sistemin parası olanın, gücü olanın, nüfuzu olanın lehine çalıştığı Zonguldak&8217;ta sağ duyulu insanların daha fazla sesini yükseltmesi gerekiyor.



Tünel&8217;den kaçanlar!


Alman gazetelerin yerel anlamda ortaya koydukları tavrı görünce Tünel mücadelemiz aklıma geldi.


Yokluğumda bu konuda bir gelişme olmadığını görmek bir yana Ak Partili siyasilerin ve Zonguldak Belediye Başkanı Sayın Secaattin Gonca&8217;nın,&8217;Ohhhh&8217; çektiğini duydum!


Onlara 10 günlük süre yeter!


Bu tüneli görmezden gelenleri ben tek tek göreceğim.


Burada kamu yararı var.


Benim bir menfaatim yok.



Akgün&8217;e geçmiş olsun


Türkiye&8217;ye döndüğüm gece Gazeteci Muzaffer Akgün&8217;ün tedavi altına alındığını üzüntüyle öğrendim.


Sağlık önemli.


Yaşadığımız stres altında rahatsızlıklar kaçınılmaz.


Sayın Akgün&8217;e geçmiş olsun diyor eski sağlığına kavuşmasını diliyorum.