Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, Zonguldak'ta imar kirliliğinin sembolü haline gelen TTK Memurlar Derneği Lokali'yle ilgili soruya çok net yanıtlar verdi.
Dedi ki:
"İşletmeci de rahatsız, Zonguldak da rahatsız. Açık ve net söylüyorum. Bize adli makamlardan 'yıkın' kararı geldiği zaman, üç güne kalmaz yıkılır orası. Ben, Zonguldak'ın her yerine giderim, her yerinde otururum. Buna ben karar veririm. Kralını tanımam. Kimse benim babamın oğlu değil. Kanunun 'yık' dediği yeri ben yıkmıyorsam, o zaman devlet bana gereğini yapar. Burası muz cumhuriyeti değil. Kanun 'yapacaksın' deyince, kimse bizi ondan alıkoyamaz."
Yalnız kafama takılan konu şu:
İşletmeci neden rahatsız?
Bile isteye, tüm uyarılara rağmen kaçak inşaat yaptı!
Bu nedenle hapse girdi, çıktı, yine kaçak yaptı!
Biz onun yaptığı kaçak binadan rahatsızız!
O ise, yaptığı binanın kaçak olduğunun yazılmasından rahatsız!
Zonguldak'ta imar kirliliğinin sembolü haline gelen bu yapıyı yıkalım ki, hem Sami Aydın rahat etsin, hem de Zonguldak!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, binanın yıkılması için Zonguldak Belediyesi'ne yazı yazdı.
Zonguldak Belediyesi, yıkım kararını Sami Aydın'a tebliğ etti.
Sami Aydın'ın yürütmeyi durdurma almasını bekliyoruz!
Alamazsa, yıkılacak!
Belediye Başkanımız üç günde yıkacak!
Haydi bakalım!
Şimdi "yargı"nın kararını bekliyoruz.
"Yargı" dediğimiz, Zonguldak Adliyesi'nden çıkacak karar!
Kararı verecek hakim, kafasını yukarı çevirse, imar kirliliğini görecek.
Ve kararı verecek.
Bekliyoruz Hakim Bey!

Daha ne kadar uzayacak?
Sami Aydın, TTK Memurlar Derneği Lokali'nde kaçak inşaatları yaparken çok yazdık.
Bizi şikayet etmiş, savcı ifadeye çağırdı.
"Ali Rıza Bey.... Burası tam olarak neresi?" diye sordu.
"Efendim, tam arkanızda. Bir bakarsanız, göreceksiniz" dedim.
Baktı ve gördü... "Ben de 'burası nasıl yapılıyor, kim yapıyor?' diye merak etmiştim" dedi.
Sami Aydın, kaçak olarak inşaa ettiği bu yerden yıllardır para kazanıyor.
İş, uzadıkça uzuyor.
Uzadıkça, Sami Aydın kazanıyor.
Bakalım daha ne kadar uzayacak?
Zonguldak'ta yıkım kararı verilen sadece Memurlar Derneği Lokali değil!
Ama orayı yıkmadan hiçbir yeri yıkamazsınız.
Vatandaş, "Köksal Toptan oraya gittiği için orası yıkılmıyor. Belediye Başkanı Ömer Selim Alan oraya gittiği için orası yıkılmıyor" der.
Önce Memurlar Derneği Lokali'ni yıkın...
Diğer bina sahipleri, kaçak binalarını kendileri yıkarlar.

Kıssadan Hisse: Ben kesmiştim!
Kadınların, çocukların ve Alevilerin kestiğinin yenemeyeceğine inandırılan bir kadın, akşam yemeği için bir tavuk kestirmek ister ama evde çocuklardan ve kendinden başka kimse yoktur. Elinde bıçak ve tavuk ile sokağa çıkıp yoldan geçenlerden bir adam bekler. Adam yaklaşırken, ağzını ve burnunu tülbendiyle kapatırken de göz göze gelmemek için yere bakarak der ki:
"Bey abi, evimin sahibi evde yok. Zahmet olmazsa, şu tavuğu keser misin?"
Adam, "Tabi keserim, böyle şeyin zahmeti mi olur?" diyerek, besmeleyi çeker, tavuğu keser. Tavuk, son çırpınışlarını yaparken, kadın yazmasını aralayıp kesene bir göz atar. Eyvah, bir de ne görsün! Bakar ki, tavuğu kesen 3-5 ev ileride oturan Sünnetçi Abdal Hüseyin, yani Alevi...
Gayrı ihtiyari ağzından şu sözler dökülür:
"Uy yy Hüseyin Efendi, sen miydin? Senin kestiğin de yenmez ya..."
En cahilinde bile bulunan Bektaşi hazır cevaplılığını kullanan Sünnetçi Abdal Hüseyin, der ki:
"Niye yenmesin bacım? Kocanınkini de ben kesmiştim."

Günün Fıkrası: Gaza geldim!
- Dede...
- Efendim...
- Sen evlenirken nenemden elektrik aldın mı?
- Yok, bizim zamanımızda elektrik yoktu.
- Nasıl?
- Gaz lambası vardı, gaza geldim evlendim!