TTK Memurlar Derneği Lokali'nin işletmecisi Sami Aydın'ın kaçak olarak yaptığı bölümlerle ilgili yıkım kararı kesinleşti. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, kararı Zonguldak Belediyesi'ne iletti. Belediye, yıkım için TTK Memurlar Derneği Lokali'ne tebligat gönderdi.
İşletmeci Sami Aydın, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın önceki adı 'Çevre ve Şehircilik Bakanlığı' idi. Kararı eski Bakanlık aldı. Yeni Bakanlık yıkamaz" diye itirazda bulunmazsa, kaçak bölümler yıkılacak.
Zonguldak Belediyesi, bu işten sıyrılmak için muhtemelen "yıkım" ihalesi yapacak!
Yıkım ihalesine giren olmazsa, yıkım da olmayacak!
Sami Aydın, biraz daha zaman kazanacak!
Benim naçizane tavsiyem şudur:
Zonguldak İl Özel İdaresi başta olmak üzere, birçok kamu kurumunda TTK Memurlar Derneği Lokali'nin kaçak bölümlerini yıkacak iş makinesi var. Devletin parasını çarçur etmeyin. Belediye kendisi yıkmak istemiyorsa, bir devlet kurumu tarafından yıkılsın. Belediye de yıkım parasını o kuruma ödesin!

Organize Pavyonlar Bölgesi yargıda!
Gökçebey İlçe Jandarma Komutanlığı, 18 Mayıs 2016 tarihinde Çukur Mahallesi 102 ada 20 parselde bulunan alanın içkili yerler krokisine dahil edildiği yönünde bir tutanak tutmuş.
Bu bölgenin, yani "Organize Pavyonlar Bölgesi"nin emniyet ve asayiş yönünden sakıncalı olduğunu belirtmiş.
Belediye Başkanı Vedat Öztürk, devlet kurumlarının uyarılarının hiçbirini dinlememiş.
Müfettişler gelmiş...
Konuyu incelemiş...
Görevin kötüye kullanıldığına karar vermiş.
Gökçebey Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış.
Mahkeme, konuyla ilgili bilirkişi istemiş.
Bilirkişi raporuna itiraz edilmiş.
İkinci kez bilirkişi istenmiş.
Bilirkişi, tartışmaya yer bırakmayacak bir rapor hazırlamış, mahkemeye sunmuş.
Akşam-sabah bir karar çıkar.
40 sayfalık bilirkişi raporunda her detay var.
Ama raporun sonuç bölümünde, "Görevlerini kötüye kullandıkları görüş ve kanaatine varılmış" ifadesi yer alıyor.
Hayırlısı bakalım.
Artık mahkemeden çıkacak kararı bekleyeceğiz.
Biliyorsunuz, Pusula, bu konuyu daha ilk gününden beri takip ediyor.
O tarihlerde bize neler neler söylediler.
Bakın iş sonunda buraya geldi.
Geç olur, güç olur ama olur!
Sahi, Vedat Öztürk'ün Devrek Belediyesi'nde çalışan oğlu da işten atılmıştı.
Gözaltına alınmıştı.
Mahkemeye çıkartılmış...
Sonra ne oldu?
Hiç araştıran-merak eden yok mu?

Hakimin ders niteliğindeki sözleri...
Belçika'da düğün konvoyu ile trafiği aksatan 18 Türk'e 5 yıl boyunca trafikten men ve 2'şer bin Avro para cezası verilmiş, 6 araca da el konulmuş. Davaya bakan hakimin sözleri ise, tam bir insanlık dersi:
"Sadece trafik sıkışıklığına neden olmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda diğer sürücülerin sinirlenmesine yol açıyorsunuz. Davranışınız, agresifliğe ve sonucunda ırkçılığın artmasına neden oluyor. Zaten yeterince ırkçı var, buna karşı durmanız gerekiyor... Eğer bir parti yapmak istiyorsanız, kafanıza kova bile geçirebilirsiniz ancak yolları, amaçları için kullanılmaya bırakacaksınız. Yaptığınızın diktatöryel bir tarafı var. Yollar, hepimize ait ve kimse kendi malı gibi kullanamaz. Yolu tıkarken, o esnada hastaneye yetişmeye çalışan birinin vaktini çalmış olabileceğinizi düşündünüz mü? E-17 Avrupa'daki en kalabalık otobanlardan biri... Sizin dans edebileceğiniz bir yer değil."

Günün Fıkrası: Tarak...
Temel, uçağa binerken, merdivende gördüğü fıstığa takılı kalmış. Hatun da hatun... Ben diyeyim "Sharon Stone", sen de "Jenifer Lopez", o desin "Demi Moore"...
Üzerinde muhteşem bir mini... İç çeke çeke uçağa girmiş, bir de ne görsün, yeri fıstığın yanı... Temel, kalbi pır pır koltuğuna oturmuş, yan gözle hatunu kesiyor. Uçak havalanmış. Fıstık, çantasına uzanmış, bir kurşun kalem çıkarmış, başlamış çapraz bulmaca çözmeye... Temel mutlu, "Şimdi takılır bir yerde, bana sorar, muhabbet başlar" demiş içinden.. Demeye kalmadan, kadın bulmacadan kafasını kaldırmış, kısık, seksi bir sesle Temel'e sormuş:
"Beş harfli bir kelime... Sonu 'arak', başına bir harf koyarsanız, kadınların en sevdiği alet olurmuş, biliyor musunuz?"
"Aman Tanrım' demiş Temel, "O kelimeyi nasıl söylerim, mutlak başka bir şey olmalı' diye içinden geçirmiş. Kadına dönmüş "Düşüneyim" diyerek zaman kazanmaya çalışmış. Birkaç dakika sonra jeton "dank" etmiş. Heyecanla kadına dönmüş:
"Tarak olabilir mi hanımefendi, Tarak..."
Munzurca gülümseyen kadın:
"Harikasınız... Evet, peki silginiz var mı?"