Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Karadeniz'de bulunan petrol ve doğalgazı, Filyos'tan karaya çıkartmak için hummalı bir çalışma yapıyor.
Bölgeye çok sayıda "beyaz yakalı" geldi. Çaycuma'da konut bulmakta zorlanıyorlar.
Bartın'dan ev tutanlar olduğunu duyuyoruz.
Peki, neden Bartın'a kaçıyorlar?
Hiç düşündünüz mü?
Çünkü konut bulabiliyorlar, çocukları için özel okul bulabiliyorlar, hafta sonu vakit geçirmek için Amasra'ya gidiyorlar.
Zonguldak'ı daha yaşanılabilir, daha huzurlu bir kent yapmamız gerekiyor.
Sosyal alanları genişletmemiz gerekiyor.

Yazık bu memlekete...
"Japonya'daki ilkokul okuma fişlerinde, 'Yaşamak için üreteceksin' yazar.
Almanya'daki ilkokul okuma fişlerinde, 'Üretim ve yaşam disiplinle başlar' yazar.
Bizim ülkemizdeki ilkokul okuma fişlerinde ise, 'Ali ata bak' yazıyor!
Sonuç; Ali ganyan bayilerinden çıkmıyor."
Paylaşım bu şekilde...
Türk eğitim sisteminde sadece "at"a bakılmıyor ki!
"Ali topa bak" diyoruz! Ömrümüz "top"a bakmakla geçiyor!
Sanatta "top"tan, sporda "top"tan vazgeçmiyoruz!
Siyasette de toptan vazgeçmiyoruz!
Yazık bu memlekete...

'Kaldırma' meraklıları...
Yokluğumuzda, hakkımızdaki, "çağrılı koruma kararı"nın kaldırılması gündem olmuş!
Birçok kişi, koruma kararını kendisinin kaldırdığını iddia ediyor!
Kadının biri, sağda-solda "Ali Rıza'nınkini ben kaldırdım" diye hava atıyormuş!
Hadi benimkini bu "kadın" kaldırdı!
O zaman diğer arkadaşınkini kim kaldırdı?
Bir de "Fadime Hala" var!
O da "Ali Rıza'nınkini ben kaldırdım" diyormuş!
Oysa kendi aralarında karar verebilirseler, bu kadar karışıklığa neden olmazlardı!
Altı-üstü bir koruma kararı!
Sonra son dönemde meşhur olmak isteyen kadının biri, "Ben Ankara'yı aradım, Ali Rıza'nınkini bir telefonda kaldırttım" diyormuş!
Öyle bir telefonla kaldırabiliyorsa, telefon hattı açıp "tele kadın" olarak çalışmasını tavsiye ediyoruz!
Bizim koruma kararımızı kaldırmaya ne çok meraklı varmış?
Öyle değil mi?

Yediemindeki araç parçalanıp satılabilir mi?
Hukuksal bir sorun ama kamuyu bilgilendirme adına yazalım.
Kamuya veya piyasaya olan borçları nedeniyle kayyum atanmış ya da pasife düşmüş bir şirket, bünyesinde yediemin olarak duran bir aracı parçalayıp satabilir mi?
Mesela, aracın en değerli parçalarını satıp, bir aracı hurdaya dönüştürebilir mi?
Kasasını bile hurdacıya satıp ortada hiçbir iz bırakmayabilir mi?
Bu durumda ne olur?
Ne yapılması lazım?
Konuya ilgili duyan hukukçuların bilgisine ihtiyacımız var!

Kıssadan Hisse: Daha iyi bir yol!
New York'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci, bir şairin dikkatini çeker.
Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar. Dilenci de sekiz dolar kadar olduğunu söyler. Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek, bir şeyler yazar, "Şimdi buraya senin kazancını arttıracak bir şeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin" der ve oradan ayrılır.
Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca, dilenci, "Bayım, size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum, tabelaya neler yazdınız?" der.
Bunun üzerine şair gülümser ve, "Tabelada 'Doğuştan körüm, yardım edin' yazıyordu.
Bense 'Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim' diye yazdım" der.

Hisse: Önemli olan, anlatılmak istenen şeyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre; her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır. Yeter ki, onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye uğraşalım.