Bizi günlerdir özel hayat ve belden aşağı yazılar yazmakla suçlayan kadın, sendika genel başkanının fotoğrafını basarak, adını açık açık yazarak, "Ali Rıza-Sendika-Aşk Üçgeni-Ödenen Faturalar" diye haber yaptı. Sendika başkanı, eşi ve gazeteci sevgilisine aynı anda Kızılcahamam'da tatil yaptırmış.
Bize ahlak dersi veren kişinin yaptığı ahlaksız habere bakar mısınız?
Haberi kaldırınca, yapılan ahlaksızlık ortadan kalktı mı?
Ben şimdi bu kadına soruyorum...
Sendika başkanının eşi ile birlikte tatile götürdüğü kadın gazeteci kim?
Biz, çifter çifter fatura kesip de sendikadan kaç lira almışız?
Sendikadan alınan abone kaç lira ki, diğerlerinden iki katı para alınca susmuşuz?
Sadece bu sorulara değil... Şu sorulara da yanıt ver...
Hangi milletvekilini "FETÖ'cü" diye yazdın, sonra 30 bin lira istedin, işi kaça bağladın?
Çaycuma OSB'de hangi işadamından 15 bin lira istedin, alamayınca "paçası kısa" yazdın?
Hangi belediye başkanından 5 bin lira istedin, alamayınca özel hayatını yazdın?
Hangi belediye başkanı ile ters düşünce, baldızıyla ilişkisi olduğunu yazdın?
Oturup içtiğin kişinin koruma kararını da sorgula!
Kararı değil de, korumaların nasıl kullanıldığını sorgula!
Ekonomik sorun yaşadığı kişileri ofise çağırıp, koruma polisleri tarafından karşılatıp, adamları şoklatıp, sonra odasına aldığını "Biz özel görüşeceğiz" filan dediğini, polisleri kapıda beklettiğini filan sorgula!
O arkadaşına bir daha sor bakalım!
İl müdürü, gönül ilişkisi içinde olduğu kişiyi müdür yardımcısı yapmış!
O nasıl bir habermiş?
Belden aşağıya mı, yoksa yukarıya mı bir habermiş?
Sonra neden kalkmış? Nasıl kalkmış? Kim kaldırtmış?
Siz niye koyduğunuz haberleri kaldırıyorsunuz?
Bir de FETÖ'den tutuklu birini kurtarmak için yapılan operasyon vardı.
O kişinin Zonguldak'taki yakın akrabası da işin içindeydi!
Adamı kurtarmak için Kozlu'daki inşaattan üç-dört tane daire istendi!
FETÖ'cü o kadar cimriydi ki, "3-4 daire vermektense, hapiste yatarım daha iyi" dedi ve yattı!
Ama bu konunun sizinle ilgisi yok. Bunu da sonra anlatırız!

Lastik kafalı!
Yazı tarzımdan şikayet edenler var. Ve bunu her gün düzenli bir şekilde yazan da var.
Ergenlik çağındaki gençler, odalarının duvarına hayran olduğu kişilerin fotoğraflarını asarlar ya!
Bazılarının sitesi öyle oldu! Baştan sona Ali Rıza Tığ!
Çok açık ve net söylüyorum, yazıyorum. Bizimle ilgili şikayeti olan Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurabilir. Basın İlan Kurumu'na başvurabilir.
"Şöyle yazıyor, böyle yazıyor" diyenler, "şantaj, rüşvet" iddiasında bulunanlar, gereğini yapsın.
Yazdığım yazılar herkese açık.
Üstelik mahkeme kararı olmadan hiçbirini kaldırmıyorum.
Evet, çok ucu açık yazıyorum. Bazen şikayet edenler oluyor.
Ama biz, kimsenin kişilik haklarına saldırmıyoruz.
Aile mahremiyetine girmiyoruz. Eşleri ve çocukları bu işten uzak tutuyoruz.
Ama belediye başkanına, eşi ve çocuğu saldırmışsa, orada bir şey yapamıyoruz!
Magazin haberlerini bu nedenle isimsiz yazıyoruz.
İsimsiz yazıyoruz ki, aileler bu işten etkilenmesin!
Üstelik yeni de değil, en az 15 senedir böyle yazıyoruz biz!
Ama bazıları bize isnat ettiği suçları işliyor, ceza alıyor, sonra oturuyor, utanmadan bize yazı yazıyor!
Allah seni bildiği gibi yapsın!
Hatta o lastiğe bir sibop daha tak!
Sonra elinde lastik ve sibop ile savcılığa git!
"Efendim, bakın benim kafam bu lastikten küçük. Ama aklım bu siboptan büyük" de!
Hep beraber eğlenelim!

Günün Fıkrası: Eşek...
Küçük Ahmet, yaşlı bir çiftçiden 500 liraya eşek satın alır. Ama çiftçi eşeği sabah verecektir.
Sabah gelen Ahmet'e yaşlı çiftçi, "Oğlum, eşek dün gece öldü, paranı da yedim bitirdim" der.
Küçük Ahmet, çiftçiye, "Ben eşeği yine de istiyorum" der.
Yaşlı çiftçi sorar:
"Ölü eşeği ne yapacaksın?"
Ali, "Ölü olduğunu söylemeyeceğim, tombala düzenleyip satacağım" der.
Aradan bir ay geçer, yaşlı çiftçi, Ahmet'e rastlar, sorar:
- Eşeği ne yaptın?
- Eşeği tombalaya koydum, 10 liradan 500 kişiye bilet sattım. 5 bin lira kazandım!
- Peki, ölü olduğunu görünce kızmadılar mı?
- Yok ya... Sadece kazanan adam şarladı, ona da 10 lirasını iade ettim, sevindi.