Çok değil daha geçen ay CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi&8217;nin adının, "Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi" olarak değiştirilmesi için kanun teklifi vermişti.


Teklifin gerekçesinde, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi&8217;nin misyonunun, "Atatürkçü düşünce doğrultusunda, çağdaş, etik değerleri benimseyen, hukukun üstünlüğüne inanan, bilim, teknoloji, kültür ve sanata ulusal, uluslararası düzeyde katkı yapabilecek araştırmacı, sorgulayıcı, yaratıcı, üretken, girişimci, rekabetçi, yurtsever bireyler yetiştirmek" olarak belirlendiği, bu misyonun, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit&8217;in de temel felsefesini oluşturduğu belirtilmişti.


Ayrıca, bir çok devlet ve siyaset adamının isminin, kentlerindeki üniversitelere verildiğinin vurgulandığı gerekçede, "Rahmetli Ecevit de bu vefayı hak etmektedir. Bu hem bütün bir ülke olarak bizim hem de Zonguldak halkının vefa borcudur" ifadeleri kullanılmıştı.


Bu haberler üzerine değerlendirmeler alıp gelişmeler aktarmıştık.


Zonguldak&8217;taki hakim görüş Zonguldaklılara sorulmasıydı.


Çünkü Bülent Ecevit liderliği hizmetleri tartışılmayan bir isim olsa da Zonguldak&8217;a önemli bir katkısının olmadığı görüşü hakim.


&8220;Zonguldak Ecevit&8217;i Başbakan yaptı Ecevit Zonguldak&8217;a ne yaptı?&8221; sorgulamasının altında siyasi görüş ayrılıklarının yanı sıra manevi bağlılık duygusunun yetersizliği yer alabilir.


ZKÜ Rektörü Mahmut Özer ise Karaelmas Gazeteciler Derneği&8217;nde soruları yanıtlarken; &8220;Bize isim değil para versinler&8221; diyerek gönderme yapmıştı.


Bu süreçte bir isim daha vardı konuşması gereken.


Bu tartışmaların esas mimarını unutamazdık.


Bu teklifi ilk veren isim CHP 22. Dönem Milletvekili Harun Akın&8217;dı.


Akın, bu talebiyle ilgili Ak Parti grubunun son anda desteğini çekmesi üzerine değişikliğin gerçekleşemediğini belirterek Pusula aracılığıyla CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak&8217;a tavsiyelerde bulunmuştu.


Böyle bir süreci Ak Parti kurmayları ile birlikte yürütmenin daha doğru olacağını ve ancak böyle sonuç alınabileceğini söylemişti.


CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ne yaptı bilmiyoruz ama asıl sürprizi Ak Parti yaptı.


Kamuoyunda ´4+4+4&8217; olarak bilinen, eğitimin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili tasarının mecliste görüşülmesi öncesinde harekete geçen AK Parti Konya Milletvekilleri de Konya Üniversitesi´nin isminin Prof. Dr. Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değiştirilmesi için yasa teklifi hazırladı.


Meclis alt komisyonunda görüşülen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran teklifle, Zonguldak Karaelmas Üniversite´sinin adının Bülent Ecevit Üniversitesi olarak, Rize Üniversitesi´nin adının Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olarak değiştirilmesi ve Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi´nin adının Abdullah Gül Üniversitesi olarak değiştirilmesi kesinleşmiş görünüyor.


Ak Parti Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar&8217;la görüşmemizde bu konuda kendilerinin görüşünün alınmadığını öğrendik.


Bu saatten meclisteki oylamada bir terslik olur da Ak Parti Grubu oy vermemezlik yapar mı?


Meclis oturumunda Ecevit&8217;i gösterip, Erbakan&8217;a vize çıkartırlar mı?


Ak Parti içinden bir grup Zonguldak&8217;a itiraz eder mi?


Bunları bilemiyoruz ama Özcan Ulupınar&8217;ın anlattıklarına bakılırsa böyle bir ihtimal yok denecek kadar az.


Sonuç olarak Üniversite bu kentin umut bağladığı önemli bir dinamiği olma yolunda ilerlerken isim değişikliğinin politik yansımaları ve algılamaları mutlaka olacaktır.


Ak Parti Karaoğlan Ecevit&8217;e güzel bir jest yapmış oldu.


Bu işlere yerel dinamikler karar veremediği sürece ne derseniz boş.


Önemli olan içini nasıl doldurduğumuz.




Öyle değil mi Turan Ağabey!



Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon ve Gelik işletmelerine hizmet veren özel sektör lavuarıyla ilgili şikayetleri geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıtmıştık.


Özelleştirilen lavuar yeni kurulmuş ve sık sık arıza veriyordu.


Lavuar&8217;da bu sıkıntı yaşanınca vagonlar boşaltılamıyor, nakil yapılamıyor ve üretim durma noktasına geliyordu.


Dün tam tersi olmuş.


Bu kez lavuar bekliyor ama kömür gelmiyor.


İş yine TTK ve GMİS yönetiminde.


Görünen o ki Gelik ve Karadon işletmelerinde çok önemli sorunlar var.


Bunlar TTK yönetiminin eksikliğinden kaynaklanan sorunlar değil.


GMİS de sorunun çok büyük parçası.


GMİS yönetimi her defasında; &8220;Üretimden gelen gücümüzü kullanırız&8221; diyor.


İyi de üretmek için çalışanları neyle ve nasıl teşvik ediyor?


Daha doğrusu ediyor mu?


Hep diyoruz.


TTK ve GMİS yöneticileri işçiye birlikte gidip ne istediklerini birlikte anlatamazlarsa Gelik ve Karadon&8217;da bozulan ahenk nasıl yerine gelecek?.


Bir kez daha TTK yöneticilerinin ve GMİS yönetiminin sıcak odalarından çıkıp bu sorunu birlikte çözmelerini öneriyoruz.


Normal şartlarda Karadon&8217;un şu an ürettiğinin iki katını üretmesi gerektiği ifade ediliyor.


GMİS yönetiminin temennileri ile üretim artmıyor.


Şikayetleriyle hiç artmıyor.


Üretimi arttırmanın lider olabilmek, hakim olabilmek, çalışma barışını sağlayabilmekten geçiyor.


Bunları yapamadığınız sürece beş bin işçi alsanız da değişen bir şey olmaz.


Öyle değil mi Turan Ağabey!