Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ZTSO) 100. Yıl Zirvesi'nde, Zonguldak'ın kömürden önce olmadığını, kömür para ettiğinde Zonguldak'ın öne çıktığını, kömür itibar kaybettikçe Zonguldak'ın geri gittiğini söyledi.

Vali Erdoğan Bektaş, "Biz çeliği 2 buçuk liraya satıyoruz. Avrupalı alıyor, onu işlemden geçiriyor, bize 600 liraya geri satıyor. Bu arada bir şeyler yapabilmemiz lazım. Hamallıktan, ırgatlıktan bıktık..." dedi.

Vali Bey'in tespitleri mükemmel.

Ama biz para etmeyen taşı, toprağı, lastik parçacıklarını kömüre karıştırıp, kömür diye satıp, çok haksız paralar kazanan işadamları tanıdık.

Vali Bey, bu kafa yapısına sahip insanlarla Zonguldak'ta bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Allah yardımcısı olsun!

Yalnız kendisini uyaralım:

Zonguldak'ta şöyle bir yapı var!

Vali, eğitime ağırlık veriyorsa, herkes eğitime ağırlık veriyormuş gibi yapar.

Okul yapacağız diye protokol bile yaparlar, ama okulu yapmazlar.

İçen vali olunca, onunla oturur içerler!

Seven vali olursa, onunla severler.

Bu kent böyledir yani!

Boş hayallere kapılıp, kendinizi de bizi de kandırmayın!

İşini gücünü batırmış, başkanı oldukları sivil toplum örgütlerinin imkanlarıyla geçimini sağlayan insanların Zonguldak'a verecekleri bir şey olamaz!

Sadece alacakları olur!

Pok böcekleri!

Oturma organlarından bir şey uyduruyorlar, sonra bu uydurduklarıyla oynuyorlar!

Oynarken şekillendirdiklerini, milletin üzerine atıyorlar!

Ama bunun için gazeteci olmaya gerek yok ki!

Pok böcekleri bu görevi oldukça başarılı ve yararlı bir şekilde yapıyorlar!

Tamamen dışkı ile besleniyorlar!

Poku top haline getiren böcekler, bu topları il başkanına, ilçe başkanına, belediye başkanına getiriyorlar!

Bazıları, bunların getirdiği topları yiyor!

Sonra onlar da aynı özelliğe bürünüyorlar!

Dünyada o kadar faydalı hayvan varken, sen git pok böceğine özen!

Çocukluğumuz da kullandığımız bir söz vardı:

"Sen hiç bokunda sinek öldürdün mü?" diye!

Bir de "Yap da pokunla oyna" diye!

Bu çirkin böceklere tavsiyemiz; kendi pislikleriyle oynamaları!

Rahmetli annem "Poku debeştüme, koka ışam" derdi!

Burada bırakalım!

Anlayan anlasın!

Anlamayan, pok böceği gibi yaşasın!

Kıssadan Hisse: Soy, sop!

Önceden içinde hiçbir politik hırs sezilmeyen bir adam, yapılacak seçim öncesi aniden politikaya atılmış.

Tanıdıkları merak etmişler:

"Her şey aklımıza gelirdi de; senin bir gün politikaya gireceğin aklımıza gelmezdi" demişler.

Adam açıklamış:

"Benim amacım politika yapmak değil ki! Soyum sopum hakkında yeterli bilgiye sahip değilim, merak da ediyorum. Seçimlere kadar nasıl olsa rakiplerim gerekli araştırmayı yaparlar, ben de geçmişimi öğrenmiş olurum."

Hisse: Zonguldak'ta soyağacını öğrenmek isteyen, siyasete giriyor!

Günün Fıkrası: Ampül!

Akıl hastanesinde bir hasta, kendini tavana baş aşağı asarak; "Ben ampul oldum" diyor ve kimse onu indiremiyormuş.

Konu başhekime intikal etmiş.

Başhekim; "Gidin ona elektrikler kesildi, artık bir işe yaramazsın. İn ordan deyin, ikna edin" talimatı vermiş.

Bir süre sonra görevli, tekrar başhekime gelmiş:

"Efendim onu ikna ettik, inecek. Fakat şimdi de etrafında toplananlar 'karanlıkta kalacağız' diye indirmemize izin vermiyorlar."