Sözün özü Prof.Dr.Mehmet Haberal&[#]8217;a aitti.
O sözü veren isim tutuklu ağabey adına Başkent Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Direktörü
Prof.Dr.Ali Haberal&[#]8217;dı. Daha sonra dillendiren isim ise, oğul Erkan Haberal.
Bu söylem seçim döneminde gündeme gelince, politize edilmesi de kaçınılmaz oldu.
Hizmet düşüncesi değil, politik kaygılarla hareket eden temsilciler, olayı başka başka taraflara götürdü.
Oysa Haberal Ailesi&[#]8217;nin Bakacakkadı&[#]8217;da sağlık alanında bir şeyler yapma istediği yeni değildi.
Bu tartışmalar daha sonraki süreçte de devam etti.
Ve dün.
Başkent Üniversitesi´nin 12´nci diyaliz merkezi, Gökçebey ilçesine bağlı Bakacakkadı beldesinde hizmete açıldı.
Açılışta Prof.Dr.Mehmet Haberal´ın fotoğrafı ve &[#]8220;Sizin eseriniz&[#]8221; yazısı bulunan pasta kesildi. Mehmet Haberal´ın kardeşi Prof.Dr.Ali Haberal, milletvekilleri ile diğer davetlilere diyaliz merkezini gezdirerek bilgi verdi.
Diyaliz merkezine gelince, Başkent&[#]8217;in markasını hemen fark ediyorsunuz.
Hepimiz biliyoruz ki, bu bir hastane değil.
Ancak bir başlangıç olarak kabul edilebilir.
Kaldı ki Prof.Dr.Mehmet Haberal´ın cezaevinden Zonguldak&[#]8217;a gönderdiği mesajları kimse inkar etmiyor.
Ama önce özgürlük.
Milletvekili seçilmesine karşın özgürlüğü verilmemiş ve 3 yılı aşkın süredir suçunun ne olduğunu soran Haberal&[#]8217;ın, adil yargılanma hakkı talebini görmezden gelenlerin, &[#]8220;Haberal hastane sözünü yerine getirmedi&[#]8221; gibi politik yaklaşımları şu dönemde şık olmaz.
Bu olsa olsa, &[#]8220;Haberal can, Zonguldak hastane derdinde&[#]8221; olur.
Bu da pek insani olmaz.
Adalet Bakanı&[#]8217;na &[#]8220;Gökçebey&[#]8221; çağrısı!
Adalet Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde kapatılacak olan 170 adliyenin içinde Gökçebey Adliyesi de var.
Gökçebeyliler tepkili, ama bu tepkiyi duyan pek fazla kimse yok.
Gökçebey Adliyesi&[#]8217;nin kapatılmasına karşı çıkan vatandaşlar Cumhuriyet Alanı&[#]8217;nda toplanarak, İsmetpaşa Caddesi&[#]8217;nden Yenimahalle&[#]8217;ye kadar, &[#]8220;Adliyemizi kimse alamaz&[#]8221;, &[#]8220;Adliyemizi vermeyiz&[#]8221;, &[#]8220;Gökçebey&[#]8217;i Karabük&[#]8217;e bağlayın&[#]8221;, &[#]8220;Gökçebey köye dönüştürülüyor&[#]8221;, &[#]8220;Gökçebey uyuma Adliyeye sahip çık&[#]8221;, &[#]8220;Bugün adliye gider, yarın esnafın işi biter&[#]8221;, &[#]8220;Adliye gitti, senin işin bitti&[#]8221;, &[#]8220;Gökçebey, &[#]8216;Gökçeköy&[#]8217; olmak istemiyor&[#]8221;, &[#]8220;Vur vur inlesin siyasiler dinlesin&[#]8221; gibi sloganlar atarak yürüdü.
Ama o siyasiler, Gökçebey halkını pek duymadı.
Yürüyüş sonrasında bir konuşma yapan Gökçebey Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ali Çetin, Gökçebey&[#]8217;in 1981 yıllarının gözde yerleşim yerlerinden biriyken, şu anda kendi kaderine terk edilmiş bir konuma düşürüldüğünü söyledi.
Çetin, &[#]8220;Parasızlıktan köyden inemeyen insanımız hakkını çevre ilçelerde arayacak. Bu kurumların hepsi ilçemizde mevcuttu şimdi hepsi tek tek elimizden alınıyor. Türk Telekom ve elektrik kurumu elimizden alındı bugünde adliyemiz yarında başka kurumlar elimizden alınacak&[#]8221; diyor.
Baro Başkanı İbrahim Kerem Ertem ise, ilçe adliyelerinin kapatılmasını, yerinde verilmesi gereken yargı hizmetlerinin aksaması ve adalete güven duygusunun halkın gözünde sarsılması anlamına geleceğini söylüyor..
Gökçebey gözden ırak olunca, gönülden de ırak oldu.
Bu ciddi sorun görmezden gelindi.
Siyasiler duymak istemediler.
CHP Milletvekili Ali İhsan Köktürk, konuyu bir önergeyle meclise taşıdı.
Ancak Zonguldak bir konuya daha sahipsiz kaldı.
Hükümet, Gökçebeylilerin istediğini değil, kafasının istediğini yaptı.
Devletin kaynaklarını siyaset adına, organizasyon adına çarçur etmekten sıkılmayan iktidar, tasarruf adına, düzenleme adına Gökçebey&[#]8217;in adliyesini kapattı.
Gökçebeylinin adalete olan mesafesini uzattı.
Adalet Bakanı&[#]8217;na bir önerim var.
Sayın Bakan Sadullah Ergin.
Maden Gökçebey Adliyesi&[#]8217;ni kapattın, o zaman bir tane icra dairesi aç.
İcralar yüzünden birbirini boğazlayan vatandaşın davasına bakacak mahkeme olmasa da, Gökçebeylilerin hiç olmazsa evlerine icraya gidecek bir dairesi olsun!
Ali Kaya&[#]8217;dan çok anlamlı bir çağrı
Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Erdem&[#]8217;in;
&[#]8220;Sayın Başbakanım; &[#]8216;S.O.S&[#]8217;, Stop.&[#]8221; diye biten telgrafını dün bu sütunlara taşımıştık.
Yıllardır kendisini üretim, istihdam ve Zonguldak için hırpalamış ve haftalık yazılarıyla aramıza katılan Ali Kaya&[#]8217;dan Erdem&[#]8217;in sözlerine destek ve bir öneri geldi.
Bakın ne diyor Ali Kaya;
&[#]8220;Ülke ve Zonguldak ekonomisi için felaket çanları çalıyor.
Ama etkili ve yetkililer, ısrarla, devekuşu pozisyonundalar.
Bu pozisyon duymayı ve görmeyi engelliyor, rahat olduklarını sanıyorlar.
Ama bu pozisyonda; olası bir felakette bir yerleri açıkta olduğundan onlar da zarar görecek elbette.
Ama asıl zararı, üretim ve hizmet sektöründe direnenler görecek. Dolayısıyla da bu şirketlerde çalışanlar ve onların çoluk çocuğu da yoksullaşacak
Yıllardır en az 15 işçi çalıştıran bir işyeri sahibi olarak, kentin tanınan bilinen nice köklü şirketinin, bankalar stop dediğinde yıkılıp yok olacağını çok iyi biliyorum.
Buna karşılık sermayesini, mevduata dönüştüren, ya da tefecilik yapanların ne kadar rahat olduğunu da biliyoruz.
Sayın İrfan Erdem&[#]8217;in bu haklı çığlığının altına kim imza atmaz ki?
Üretime dayanmayan bir yapının çökmesi kaçınılmaz.
Bu nedenle önerim şu;
İçinde; TSO&[#]8217;lar, Ziraat Odaları, Esnaf Odaları Birliği, Belediye Başkanları, Belediye Meclis üyeleri, İl Genel Meclisi Başkanı ve üyeleri ile elbette Milletvekillerinin olduğu bir platform oluşturmalı,
Bu platform kurumsal bir yapı halinde olmalı ve daimi bir sekretaryası, ofisi oluşmalı,
Kent ekonomisi için yol haritasını bu platform çizmeli ve takip etmeli
Bundan sonrası için de düşüncelerim var ama önce bu ilk adım atılmalı.&[#]8221;
Zonguldak&[#]8217;ta siyaset yapan, siyasete soyunan herkese çağrımız şu.
Eğer samimiyseniz, gelin bu işleri konuşun.
Yüreğiniz yetiyorsa, birlikte çözüm üretmekten korkmuyorsanız, buyurun size gerçek mesele.
