AK Parti Zonguldak Belediye Başkan Adayı Ali Bektaşın CDsi
çıktı.
İçinde yok yok.
Geçtiğimiz günlerde izledik.
Bir kez daha sakin kafayla izleyelim istedik.
İzledik.
Hayallerden fazlası var.
Eksiği de var.
Konu başlıkları haberimizin içinde var.
Bektaşın dediğine göre, CDde olmayan bazı konular
önümüzdeki günlerde ayrıca anlatılacak.
Bunlardan biri belediye ve üniversite ilişkisi üzerine...
Çünkü bu kentte belediye başkanı seçilecek her ismin
önceliklerinden birisinin üniversite olması şart.
CDye dönelim.
Ali Bektaşın sunumunda Zonguldak kent merkezinde baştan
sona bir değişim, yenilenme söz konusu.
Bırakın bu projelerin tamamını, bunların yüzde 30u yapılsa,
Zonguldakta çok şey değişir.
Bektaş standardı çok yükseltmiş.
Şöyle sorulabilir:
Bu kadar projeyi
kağıt üzerinde anlatmak, hazırlamak kolay da hayata geçirmek ne kadar mümkün?
Kaynağı nerede?
Bektaş, bunların da yanıtını veriyor.
Bu projelerin tartışılıyor olması bile çok önemli.
Çünkü Zonguldakta son yıllarda seçimler proje tartışmadan
geçti.
Öpücükle geçti.
Sarılmayla geçti.
Yalanla geçti.
Seçmen proje tartışmadan oy verdi.
Seçmen olmayan projeleri sormadı.
Bektaşın sunumunda şunu görüyoruz.
Bu dönem de projeler biraz daha fazla tartışılacak.
MHP Adayı Gürkan Gülay, projelerinden bazılarını
paylaşmıştı.
Bektaşın bu çıkışının sonrası yeni bir çalışma yapması
gerekebilir.
Hatta Gülayın suyu yüzde 50 ucuzlatma vaadi, Ali Bektaşın
projelerinde de var.
Bunu ilk dillendiren elbette Gürkan Gülay
Bu konuda Gülayın, Bektaşı mindere çekmesi güzel.
Çünkü su yüzde 50 ucuzlarsa, bu kentin insanları kazanacak.
Diğer yandan CHP Adayı Muharrem Akdemir, projesi olmadan
giden tek isim.
Elbette bazı çalışmaları olacaktır.
Ancak Akdemirin en büyük projesi belli
Bol öpücük, bol bol
canım-cicim.
Akdemir, yıkılması yönünde rapor bulunan Fevkani Köprüsü
altındaki esnafı ziyaret ediyor.
Desteklerini istiyor.
Arkadaşlarımız soruyor:
Fevkani Köprüsü
yıkılacak mı?
Akdemir diyor ki:
Rapor gelince değerlendireceğiz.
Arkadaşlar tekrar soruyorlar.
Yanıt aynı.
Bu köprünün raporluk hali mi kalmış?
Her şey ortada
Ancak siyasetçi böyle kaçamak cevapları sever.
Gülayın da Fevkani hakkında projesi var.
Ama Akdemir hala rapor bekliyor.
Neden bekliyor o raporu?
Konuşursam yanarım
korkusundan.
Eğer bir şey derse, bir duruş gösterirse, bir kararlılık
ortaya koyarsa, buradaki esnafın desteğini kaybeder.
Oradaki esnafın çok büyük bölümü, köprünün bir gün başlarına
yıkılacağını bile bile çıkmak istemezler.
Kent bu.
Bu kentte hiçbir şey üretmemek, yıllardır insanların o
koltuklara seçilmesini sağladı.
Bir şey üretmeyen insan, bu kentte güzel insandır.
Büyük projeler üretmeyen yöneticiler, vatandaştan büyük
tepkileri de çekmeyen insanlardır.
Ve, Zonguldak neden
değişmiyor, gelişmiyor, neden daha yaşanabilir bir hale gelmiyor? diye
hayıflananların şapkalarını önlerine koyup önce, Bu ne yaptım? diye kendilerine bir sorması gerekir.
Sonuç olarak, Bektaşın kimi fazla, kimi eksik projeleri
çıtayı yükseltmiş görünüyor.
Gürkan Gülayın da önemli ve güzel projeleri var.
Muharrem Akdemirin de projelerini görmek istiyoruz.
Bakalım, kim neleri yapmayı vaat ediyor?
Bakalım, kim neyi ne kadar yapabilir?
Tercih nedenleri
Her noktada ayrı bir seçim heyecanı var.
Ancak kimi partizanca bir mehterana uymuş, kimi ne olduğunu
sormadan histerik bir karşı duruş içinde.
Bir adaya oy vermek için elbette pek çok neden var.
Yerel seçimler söz konusu olduğuna göre şahsi görüşüm
adayların üzerlerindeki parti üniformalarını çıkarıp bir de öyle
değerlendirilmesi.
Ki bugüne kadar kente hizmet eden o üniformalar olmadı.
Hizmet edenler de, etmeyenler de o üniformaların içindeki
adamlar oldu.
Ancak üniformaya göre adaya oy verme alışkanlığı kim olursa
olsun ideolojik bir saplantıya dönüşmüş durumda.
Ama nerede o eski ideolojiler?
Zonguldak, ilçeler, beldeler, belediye başkanları konusunda
tercihlerini ortaya koyarken, ne yazık ki, kimin ne yapabileceğine, kimin bu
kente ne kazandırabileceğine değil, üzerinde hangi partinin üniformasının bulunduğuna
bakacaklar.
Çok büyük çoğunluk tercih hakkını böyle kullanacak.
Biraz daha sağlıklı düşünmeye ne dersiniz?
İnsanları deşifre
etmeyin!
Son dönemde siyaset ilginç, bir o kadar da iğrenç bir hal
aldı.
Adaylar, aday adayları ev ev dolaşıyorlar.
Hane sahibi komşuları çağırıyor.
Düdüklü tencere veya su arıtma cihazı sunumu gibi
başlıyorlar anlatmaya...
Pişirdikçe pişiriyorlar.
Arıttıkça arıtıyorlar.
Ne yaparlarsa yapsınlar.
Meselenin orasında değiliz.
Fakat o evlerde fotoğraflar çekiliyor.
O fotoğraflar Facebookta paylaşılıyor.
Böylece reklam ve propaganda savaşı yapılıyor.
İyi de, sordunuz mu orada olanlara?
Rızalarını aldınız mı?
Adaylar bu sevdadan vazgeçmeli.
Görünmek isteyen var, görünmek istemeyen var.
İnsanları kullanmayın.
Orada olanların hepsini size oy verecekmiş gibi lanse
etmekten vazgeçin.