Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Sayın Ahmet Demirci, geçtiğimiz hafta katıldığı “Sözün Özü” programında dikkat çeken açıklamalarda ve iddialarda bulundu.

Bunlardan biri de, norm kadro olan 14 bin işçiye ulaşılması durumunda yıllardır istenen 5 milyon ton üretimin gerçekleştirilebileceği…

Birçok kimseye abartı gelebilecek bu rakamlara bir iddia da ekleyen Sayın Demirci, “Üretim artmazsa, suç bizde” diyerek, taşın altına elini-kolunu koymuş oldu.

Genel Başkan Sayın Ahmet Demirci, sadece bunları söyleyip bir takım konularda da popülist yaklaşmış olsaydı, niyetinden şüphe edilebilirdi.

Ancak, özellikle, “6 bin işçi alınmasını istemem” ve “Mekanize sistemle daha çok kömür çıkartırız, kazalar da azalır” açıklaması, normal şartlarda alıştığımız sendikacının etmeyeceği laflar…

Doğruluğunu herkesin kabul ettiği konularda bile sırf popülist yaklaşımlarla sendikacılık yapılması nedeniyle yıllardır kurumun zararının artırılmasına zemin hazırlandığı düşünülürse, bu iki konunun önemi daha iyi anlaşılır.

6 bin işçinin bir anda alınmasıyla iş güvenliğinin azalacağını belirten Sayın Demirci, kademeli olarak işçi alınmasını ve norm kadroya ulaşılınca da bu sayının korunmasını, korunursa da 5 milyon tonun çıkartılabileceğini savunuyor.

Mekanize sisteme geçildiğinde de kaza oranının yüzde 2-3’lere düşeceğini iddia eden, kömürün daha fazla çıkartılabileceğini belirten Sayın Demirci, işçi alımına engelden ziyade zararın azalmasıyla işçi alımına katkı vereceğini vurguluyor.

Mekanize sisteme yıllardır geçmek istenen kurumun sendikal ve diğer tepkilerden çekindiklerinden geçilemediği düşünülürse, Sendika Başkanının bu yaklaşımının ne kadar gerçekçi olduğu daha çok ortaya çıkar.

Yıllardır doğalgazın, taşkömürü olduğu ve sendikanın tepkisinden korkulduğu için getirilemeyen Zonguldak’ta sendikanın da bir açılıma ihtiyacı vardı.

Bu açılımın Merkez Atölyesi hariç kısmen de olsa olduğunu görüyoruz.

Bakalım bu açılımlar ileride ne getirecek?

[*] [*] [*] [*]

Köy değil, mahalle!

Zonguldak’ta bir vatandaşın kent merkezinde yaşadığı bir duruma sinirlenerek astığı, “Dünyanın en büyük köyüne hoş geldiniz” tabelası büyük ilgi çekti.

Habere ve dünkü yazımıza gelen yorumlardan da anlaşılan o ki, vatandaş sitemkar…

Tabelayı asan vatandaşı tebrik edenlerin yanı sıra az bile yazdığı yönünde eleştirenler var.

Özellikle köy yollarının mahalle aralarından bile iyi olduğunu ifade eden vatandaşlar, “Çok yakında o köy yazısını arayacaksınız mumla… Zonguldak, bu kafa ile giderse köy yerine ‘Türkiye’nin en büyük mahallesine hoş geldiniz’ yazısını okuyacaksınız” diyerek, durumun vahametine dikkat çekiyorlar.

Hülya Okur isimli okuyucumuzun yorumu ise, sağ olsun, bizlere nostalji yaşattı adeta:

“Zonguldak-Ankara yolu girişi önceleri Rat yolundan yapılıyordu, o yıllar eski cezaevi karşısı, yani işçi pavyonları karşısı dere içerisi kavaklık arası piknik ve mahalle çocuklarının oynadığı top sahası alanıydı. Derede ördekler, her yer ortanca ve akla gelmeyecek çiçekler ile döşeliydi. İşçi bahçeleri, bugünkü lüks otellerin bahçesinden daha güzeldi. O Ankara yolu tüm güzellikleri yok etti ve güzelleştirme için hiç bir şey yapılmadı, yapılmıyor da…”

Bu yorumlardan da anlaşılacağı gibi Zonguldak, birçok alanda olduğu gibi güzelliğiyle de geri gitmiş.

“Dünyanın en büyük mahallesi olma” tehlikesi de yaşıyoruz…
Yetkililere duyurulur…

GÜNÜN SÖZÜ:

“İşçi alınsın, üretim artmazsa, o zaman suç bizde aransın…”

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci

SÖZÜN ÖZÜ:

“Alçakça söylenen bir söze sakın karşılık verme. Çünkü o sözün sahibinde daha nice düşük sözler vardır...”

Hz. Ali (R.A.)